CHP “Sütçüler Maden Ocakları” Raporu Hazırladı; Tüyler Ürperten Detaylar…
CHP Çevre ve Doğa Komisyonu Başkanı ve İl Eğitim Sekreteri Şenay Günay, Sütçüler Maden Ocakları ile ilgili rapor hazırladı. Günay “Sütçülerde bir maden ocağı faciası yaşıyoruz. Yöre halkı maalesef bu durum karşısında her gün can korkusu ile yaşamak zorunda kalıyor” dedi.
CHP Çevre ve Doğa Komisyonu’nun yayınladığı rapor’da;
“Yıllardır ata topraklarında, işinde gücünde mutlu yaşayan Isparta, Sütçüler ilçesinin, Yeşilyurt köyündeki Mandallar mahalle sakinleri, 2018 yılına kadar kendi geçimlerini topraklarında üreterek yaşama devam ederken, 2018 yılında hemen yanı başı orman olan mahallede maden (mermer ocağı) işletmecilerine 2009 da verilen izinler neticesinde, mermer çıkarma faaliyeti başlatıldı.
Bir süre sonra firmanın çıkardığı pasa adı verilen atık malzemeleri daha az yakıt harcamak ve mesafe yakınlığı hesabı ile Mandallar mahallesinin üzerine denk düşen bölgeye sürekli yığın yapılması sonucu biriken ağırlık zemine fazlasıyla baskı yapınca mahalle dibinde heyelan başlatmıştır. Beraberinde büyük kaya parçalarının kopma tehlikesini de getirmiştir.
Yöre halkı maalesef bu durum karşısında her gün can korkusu yaşamaya başlamışlardır. Yaşadıkları bu duruma önlem alınması için, yetkili tüm kurumlara başvurmuşlardır. Yetkili kurumların çözümü ise, kış ortasında konteynerlara geçici yerleşmelerini sağlamak olmuştur. Mağdur olan mahalle halkının bakıma muhtaç hayvanları olması nedeniyle, verilen konteynerlarda yapamayıp evlerine geri dönmüşlerdir.
Yaşanılan bu mağduriyetten haberdar olup Isparta CHP İl Başkanı H. Yalım HALICI, yöneticiler ve CHP Isparta Çevre Komisyonu üyeleri ile birlikte yerinde incelemelerde bulunduk. Yöre halkının tedirginliğini kendilerinden dinledik. Ardından Antalya CHP Milletvekili Aydın Özer heyelan bölgesine gelerek gündeme taşıdı, İçişleri Bakanlığına Soru Önergesi verdi. Önergeye 9 aydan sonra içeriği bomboş, çözüm getirmeyen cevap verildi. Her gün aynı korkuyu yaşamaktan bıkmış, çözüm bulacak yetkilileri beklemeyi bırakan yöre halkı, hukuk arayışı için mahkeme sürecini başlatmışlardır. Açmış oldukları hak arayış davaları halen devam ediyor. Bilirkişi raporları, mandallar mahallesinin can ve mal güvenliğinin tehlikede olduğu, toprak kayması ve kaya parçalarının düştüğü ve bu riskin halen devam ettiği yönünde. Bu tehlikenin önüne geçmek için, sorumlu kişi ve kurumların yapacakları çalışmaları da bilirkişiler harita ve ölçümleriyle tek tek işaret etmişlerdir. Sonuç olarak bölgede maden pasa sahasının neden olduğu, doğal olmayan bir zemin hareketi yaşandığı, buna bağlı olarak da kaya düşmesi ve heyelan olayları yaşandığı tespit edilmiş.
Herhangi bir can kaybı yaşanmış olsa, bunun sorumluluğunu kim alacak? Kayıp olmadan önlem almak çok mu zor? Tehlike ben geliyorum diye bağırıyor. Bilirkişiler tespit ediyor. Afet bölgesi ilan ediliyor. Yetkililer önlem almak için afet bölgesinden mahalleyi başka yere taşımayı çözüm olarak öneriyorlar. Mahalle halkı ise yıllardır yaşadığı ata toprağını bırakmak istemiyor. Maden şirketleri yüzünden yerinden olmak istemiyorlar. Bu heyelana neden olanların, nedeni ortadan kaldırmalarını, güvenlik çalışmalarını hemen başlatmalarını istiyorlar.
Acı olan diğer bir şey ise; İktidarın Isparta’da 3 vekili olması, yöre halkının bu vekillere %90 oy vermiş olması, zor zamanlarında onlara ne yaşadıklarını soran bir AKP milletvekilinin dahi olmayışı ağırlarına gidiyor. Şimdilerde ise aynı sorun Yeşilyurt merkezinde yaşanıyor, yine maden ruhsatını almış şirketin yol açtığı gürültü ve tozdan rahatsız olan bölge halkının gözden çıkarılıp, maden şirketlerine teslim ediliyor olması rantın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Bizler, yöre halkının yaşam haklarının görmezden gelinmesinin yanlış olduğunu, can ve mal güvenliklerinin sağlanması ve tüm önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini dile getiriyor, yine Sütçüler bölgesinin doğal ve tarihi dokularına zarar verilmeden, bölgenin acilen eski doğal yaşamına dönüştürülmesi gerektiğini CHP Isparta Çevre Komisyonu olarak söylüyoruz ve ekliyoruz.
*ÇED raporlarına tüm kurumlarımızca kolayca olur vermelerin önüne geçilmelidir.
*İzinsiz yapılan maden çalışmaları tespit edilip, mühürlenip, cezalandırılmalıdır.
*Maden çalışmaları sona ermiş her bölgede rehabilitasyon çalışmaları titizlikle yapılmalı, doğa dokusuna verilen hasarlar giderilmelidir…
*Ağaçlandırma çalışmaları ise, madenin çalışma öncesine oranla 2 kat artırılmalıdır.
Kısaca özü şu ki; canlıların yaşam hakkını, taşlara, mermere değişemezsiniz. Doğal yaşamları para için yeterince tükettiniz. Bir gün herkes anlayacak, paranın yenecek bir şey olmadığını. Yeterrrrr!” ifadelerine yer verildi.