Ülkemizin gündemi, her gün yeni bir olayla başlıyor, ardı arkası kesilmeyen olaylarla sürüp gidiyor. Siyaset-ekonomi-sanat-kültür ve spor dünyası, kendi yarattığı gündemiyle meşgul olup, sosyal medya ile doruğa ulaşıyor.
Efendim bugün 3 ayrı konumuz var, 3 ayrı yorumumuz olacak. İlki, Ege ve Akdenizde meydana gelen orman yangınları. Cayır cayır, ciğerlerimiz yanıyor. Günlerdir acı ve üzüntü içinde komşumuzda meydana gelen, binlerce canlının telef olduğu hatta yangını önleme çabalarında şehitler bile verdiğimiz oldu, kilometrelerce yeşilin bir anda, bir kıvılcımla yeşilden griye dönüşlerine tanık olmak insanlarımızı kahrediyor. Ya, o güzelim ormanlar içinde yanıp kavrulan, dil- ağız bilmez, zararlı ve zararsız tüm canlıların hakkını kim, nasıl verecek. Yazıktır, günahtır.
Tabiata zarar verirseniz, tabiat bunun intikamını mutlaka alır. Şehitlerimize yüce Mevladan rahmetler niyaz ediyor, canla başla, fedakarca çalışan tüm görevli-görevsiz insanlarımıza kolaylıklar diliyoruz. Şimdiki görevimiz, yanan alanları ağaçlandırarak, orman cenneti haline getirmek. “ Haydi aşıdan sonra, haydi fidan seferberliğine” diyoruz. Çünkü bu konuda da, Biz bize yeteriz. Yangında zarar gören şehirlerimiz ve beldelerimiz için, TFF tarafından başlatılan kampanyaya ilgi büyük oldu. Her futbol maçında her sarı kart için 1, her kırmızı kart için 5 fidan dikileceğinin duyurulmasından sonra kulüpler ve futbolcular harekete geçti, fidan kampanyası çığ gibi büyüyor.
Yangına karşı tek yürek olmak için FB kulübü 1907 adet olmak üzere 19.070 fidan dikeceğini, BJK kulübü 1903 fidanla destek olacağını, GS kulübü ise Tema vakfı kampanyasına 9709 fidanla destek verdiğini açıkladı. Anadolu kulüplerimiz boş durur mu? Durmadılar elbette. Gaziantepspor-AntalyasporAlanyaspor-Hatay-Konya-Kayseri ve Malatyaspor kampanyaya tüm güçleriyle destek vereceklerini açıkladılar. Bunlara daha nice kulüplerimiz de katılacaklardır. Çünkü bu konu milli bir birlik konusudur. Milli, bir birlik söz konusu olunca da, gerisi teferruattır. Fidan kampanyasına futbolcularımızın da duyarlılık gösterip, katılacaklarını açıklamaları olayın insani ve vicdani boyutlarını net bir şekilde ortaya çıkarmıştır.
Helal olsun onlara. Sizlerin örnek davranışı ve önderliği toplumun diğer kesimlerine emsal teşkil edecektir. Sporun birleştirici gücünü görüyor musunuz efendim. Birinci konumuz tamam. Gelelim 2. Konuya. Dünyanın başı korona virüsle dertte. Ve tek çare şimdilik aşı. Hala ülkemizde aşı olmayan ve aşı karşıtı olanların sayısı 22 milyonlarda geziyor. Hastalıktan ölenlerin çoğu aşı olmayan veya tek doz aşı yaptıranlardan olduğunu, bilim insanları açıklıyor. Biz bu direnişi anlamıyoruz. Tek endişemizise aşı olmayanların, diğer duyarlı insanlarımızın hastalanmalarına neden olmalarıdır.
Ne hakkınız var, insanlarımıza mikrop bulaştırmaya… Gidin, aşınızı olun kardeşim…Toplumsal bağışıklığa büyük ihtiyaç var çünkü… AŞI ve PCR testleri konusunda TFF Sağlık kurulu statlara giriş şartlarını belirledi. Açıklamaya göre, taraftarlar statlara HES-PASSOLİG entegrasyonu ile, passolig üzerinden alınan biletlerle girebilecekler. Covid-19 aşıları kontrol edilen ve Hes’in onay verdiği seyircilerin statlara gireceği aşı olmamış, ve Covid-19 geçirmemiş seyircilerin müsabaka gününden 48 saat önce PCR testi yaptırmaları gerektiği açıklandı. Haa. Birde covid atlatanlara, HES kodu yetecek. Durum ciddi, önlemler ciddi. Çünkü, pis mikrobun şakası yok… Geldik 3. Konuya. 2021 yılının, 02 Ağustos günü yaşanıyor. Ve Tokyo olimpiyatları devam ediyor.
Pis mikrop Covid-19, 2021 yılını yaşarken, tüm dünyayı 1 sene geriye götürüp, 2020 olimpiyatları denilmesi ciddi ve net bir şekilde can sıkıcı. Yüreğimize su serpen olay ise okçuluk sporundan geldi. Olimpiyatlardaki büyük sevincimiz milli okçumuz Mete Gazoz oldu. Akdeniz üniversitesi spor bilimleri fakültesi beden eğitimi ve spor eğitim bölümü mezunu olan genç sporcumuz, KLASİK YAY BİREYSEL BRANŞLARDA ilk altın madalya alması ülkemizi gururlandırdı. Eline, gözüne ve bileğine sağlık Mete Gazoz. Seninle gurur duyuyoruz.
Ülkemizin geçtiği şu zor dönemlerde, aldığın ilk altın madalya, hepimize övünç kaynağı oldu. Ki, sen 3 yaşında spora çok erken yaşta başlamanın ve haftada 4 gün, 10 saat antremanla ulaştığın başarı, senden sonraki gelecek kuşaklara örnek ve emsal teşkil ediyor. Çünkü, bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır derler. Aynı azimle devam. Başarılar seninle olsun. Teşekkürler. 3 başlık, 3 konu bitti. Bu haftalıkta bu kadar efendim.
Hoşçakalın…