Doktorlar 14 Mart Tıp Bayramında iş bırakma eylemi yaptı. Isparta – Burdur Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nermin Karahan, sağlık camiasının pandemi döneminde çok ağır şartlar altında çalıştığını ve en kısa zamanda iyileştirmeler yapılması gerektiğini söyledi.
Başkan Karahan, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüs pandemisini ilan ettiği ve Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020’den bu yana iki yıl geçti. 14 buçuk milyon vakayla dünyada dokuzuncu sırada yer alan Türkiye, salgını en ağır yaşayan ülkelerden biridir. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlara göre bile vefat sayısı 95 binin, gerçek rakamlar ise 250 binin üzerinde. Bu dönemde izinsiz, angarya koşullarında, yeteri ve uygun olmayan koruyucu ekipmanla çalışmak zorunda kalan yüzbinlerce sağlık emekçisi enfekte oldu.
504’ü aktif çalışan olmak üzere 553 sağlık emekçisi meslektaşımız hayatını kaybetti. Her biri bir can. Her biri bir insan. Her biri bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir arkadaş, bir çocuk! Her birinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Korunması ve önlenmesi mümkün olan bir hastalık yüzünden öldüler. Bu dönemde neler oldu: SALGIN değil ALGI yönetimine çalışıldı. Salgının başlarında maske sıkıntısı yaşanırken, devamında aşılar vatandaşlarla zamanında buluşturulamadığı gibi aşı tereddüdüne neden olacak söylemler ile aşı karşıtlığının da önü açıldı. İlk günden beri gerçekleri gizleyen ve çarpıtan, yanlış yürütülen sağlık p olitikaları hayata geçirildi.
Eksik, yanlış, tutarsız salgın yönetimi hayatları karatmaya devam etti. Alınmayan önlemler, uygulanmayan tedbirler ve bilim insanlarının, meslek örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin, sağlık emek örgütlerinin uyarılarına kulak tıkandı. Temel, zorunlu, acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması ve ekonomik destek çağrılarına rağmen “Çarklar dönecek, üretim sürecek!” ısrarı ile salgın devam etti; destek sermayeye, açlık ve ölüm emekçiye düştü. Salgın tabii ki bitecek. Bu günlere nasıl gelindi kısa özeti budur. Sorumluları biliyoruz! Biliyoruz ve unutmuyoruz. Unutmuyoruz ve affetmiyoruz!
Bu gün Emeğimize mesleğimize Diplomamıza, geleceğimize hep birlikte bir kez daha sahip çıkmak için G(Ö)REV zamanıdır. Bizleri mutsuz, hastaları mağdur eden; sağlığı ticarete, hastaları müşteriye, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren sağlık anlayışı iflas etmiştir. Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma koşullarının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenirken, tüm bu yaşadıklarımızın sorumlusunun yıllardır uygulanan yanlış sağlık politikaları olduğunu biliyoruz. Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz. Şiddetin olmadığı, Malpraktis baskısı altında ezilmediğimiz insanca çalışma koşulları, Emekliliğimize yansıyacak insanca ücret istiyoruz.
Halkın sağlığı için en az 20 dakika muayene süresi ayırabildiğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin onurlu mensupları olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı “Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim” diyerek mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu haklı ve onurlu mücadelemizde; bütün hastalarımızın, toplumun desteğini bekliyor; sağlığımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi.