Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, gerek ülkemiz gerekse diğer ülkelerde artan gül çiçeği dikimi ile üretiminin piyasayı olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekerek, Bulgaristan’da 1,5 tona yakın, ülkemizde ise 500-750 kilogram arasında gülyağı stoku olduğuna değindi. Çelik, 2019 yılında kendilerine düzenli gül çiçeği veren üreticileri mağdur etmemek için tüm tedbirleri alacaklarını söyledi.
Gülbirlik 2018 İş Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı dün gerçekleştirildi. Genel kurulda söz alan Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, daha önce defalarca yaptığı uyarıları yineleyerek, sektörde gül çiçeği dikiminde yaşanan artışın getirdiği sıkıntıları anlattı. Çelik, diğer ülkelerdeki üretim artışına dikkat çekerek, 2019 yılı gül sezonunun biraz daha zor geçebileceği sinyalini verdi.
GÜL ÇİÇEĞİ DİKİMLERİNİN ÖNÜ ALINAMADI
Isparta, Mardin Kızıltepe’nin yanı sıra Bulgaristan, İran, Suudi Arabistan ve Azerbaycan’da gül çiçeği dikimleri ve üretimleri yapıldığını ifade eden Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, “Ancak bu geçmiş yıllarda biraz daha sınırlı miktarlarda devam ederken son dönemde gerek gülyağı, gül konkreti fiyatlarının biraz yükselişe geçmesi, gerekse gül çiçeği fiyatlarının buna paralel artış göstermesi sebebiyle gül çiçeği dikimleri önü alınamayarak artış gösterdi. Bunun böyle devam etmesi durumunda önümüzdeki yıllarda daha önceki dönemlerde hep uyardığımız, asla böyle bir şeyle karşılaşmak istemediğimiz durumların gelmesini ihtimal dahilinde görüyorum” dedi.
İRAN, AZERBAYCAN, SUUDİ ARABİSTAN’DA DA DİKİM VAR
2018 yılında gül çiçeği fiyatlarının artış göstermesine rağmen gülyağı fiyatlarında hissedilebilir derecede düşüş olduğuna dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tabi arz talep dengesinden kaynaklanan bir durumdu. Ama bu seviyede kalacağı konusunda hiç kimsenin ne bir güvencesi ne de bir teminatı olabilir. Çünkü önümüzdeki yıllarda hem dikimi hem de kesimi yapılan bahçeler yavaş yavaş verime oturur. Bu Türkiye’de olduğu gibi Bulgaristan’da da aşırı dikim olduğunu biliyoruz. İran’da da dikim var. İran 30 bin ton yıllık rekoltesi olan bir ülke. Türkiye ve Bulgaristan’ın yıllık rekolte miktarlarına bakacak olursak ikisinin toplamı nereden baksanız 2,5 yıllık üretim miktarına eşdeğerde. İran’da bugüne kadar gülyağı ve gül konkreti üretiminde gül çiçeği değerlendirilmezken son 2-3 yıldan beri üretimi yapılan gül çiçeğinde doğrudan distilasyon yöntemi ile gülyağı üretimine yöneldiler. 2 yıldır bunların yağlarına piyasadan dünya ve Avrupa piyasalarından ve kozmetik sanayiden teklif edildiğini biliyoruz. Arz talep dengesinde rekabeti kamçılayan fiyatların yukarıya doğru değil aşağıya doğru ivme kazanmasını sağlayan faktörler. Ama bunları kara tablo ve olumsuzluk çizmesi adına söylemiyoruz. Fakat piyasanın sektörün ne durumda olduğunu bilmemiz geleceği planlamak açısından önemlidir.
KEÇİBORLU BÖLGESİNDEN HİÇ ALIM YAPMADILAR
Eskiden yurtdışı menşeili firmalar kendi üretimleri dışında o ülkedeki küçük üreticilerinin gülyağları ile konkretlerini alıp pazarlıyorlardı. 2018 yılında ayrıca 2019 yılında böyle bir şeyin olmadığını gördük. Bu firmalar kendi ihtiyaçlarını kendi fabrikalarından temin etme yolunu seçtiler. 2018 yılında Keçiborlu bölgesindeki irili ufaklı firmaların hiçbirinden gülyağı alımı yapmadılar. Bu ise hem 2017 hem de 2018 yılındaki yağların stokta kalmasını sağladı.
GÜL YAĞI STOKU DEVRETTİ
Bulgaristan’da yaklaşık 1,5 ton civarında gülyağı stoku olduğu söyleniyor. O kadar olmasa da en az 1 ton gülyağı var ellerinde. Bu bilgiyi çok sağlam kaynaklardan aldık. Türkiye’de ise 500-750 kilogram arasında gülyağı stokları devretti. Bunun yanı sıra gül konkretinden devreden miktarın 2,5-3 ton civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Bu absolüte dönüştürülmüş de olabilir gül konkreti şeklinde hammadde olarak da tutuluyor olabilir. Diğer firmalarda durum böyle iken önceden olabilecek muhtemel tehlike ve riskleri aldığımız önlemlerle değerlendirerek 2018 yılındaki ürünlerimizin satışlarını tamamen gerçekleştirdik. Elimizde bir stok söz konusu değil. Bu bizim için en sevindirici taraf. 2019 yılında neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Biz üreticimizin elindeki çiçeklerin heba olmaması ve mağduriyet yaşamamaları adına elimizden gelen tüm tedbirleri almak suretiyle 2019 yılını sorunsuz geçirmeyi planlıyoruz. Bunda da başarılı olacağımıza inanıyoruz.
DÜZENLİ GÜL ÇİÇEĞİ VEREN ORTAKLARIMIZI MAĞDUR ETMEYECEĞİZ
Bazı çevrelerde dedikodular ve asılsız bilgiler dolaşıyor. Gülbirlik’in gül çiçeği fiyat politikasında hiçbir zaman şunu yapmadık, yapmayız da; özel sektör 5 lira verdi biz 5,5 TL verelim diye bir şey söz konusu değil. Ama tersinden düşünecek olursanız bugüne kadar söyledikleri hep şu idi; Gülbirlik ne verirse artı 25-50 kuruş gibi ifadeler kullandılar. Ama bizi bağlayan bir tarafı yoktu. Biz verebileceğimiz fiyatın en iyisini vermeye çalıştık. Son dönemdeki toplantılarda, dedikodularda Gülbirlik fiyatları çıkarmış, gül çiçeğinin fazla üretimi yapıldı, hepsini Gülbirlik’in alması lazım gibi duyumlar alıyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Gülbirlik, 25-50 kuruş gibi ifadelerin neticesinde bugünlere geldi. Biz bu tehlikeyi daha önce hep hatırlattık. Dikim yapılması gerekirse gelin kooperatifimizle istişare edin dedik. Farklı sektörlerde çalışanlar gülde para var diye 300 dönüm dikeyim diye işe giriyorlar. Önümüzdeki yıllarda bunun sıkıntısını göreceğiz. Bize bugüne kadar düzenli olarak gül çiçeği teslim eden ortaklarımızın mağduriyeti söz konusu olmayacaktır. Ancak ortağımız olduğu halde bize ürün vermeyip özel sektöre ürün veren ortaklarımızın bize yaptığı teslimat kadar yanımızda kıymeti vardır. Düzenli olarak gül çiçeği teslim eden ortaklarımızın günahı neydi?
Bu yıl kampanya için tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Arkadaşlarımız fabrikaları hazır hale getiriyor. Sezon bu yıl daha erken gelecek gibi görünüyor. Biz hazırlıklarımızı yaptık alımlarımızı önceden başlatacağız.”