SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin düzenlediği, alanında uzman hekimlerin katılımıyla gerçekleşen Halk Günleri’nin Ocak ayı konuğu Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı Prof. Dr. Hacı Ahmet BİRCAN oldu.
“Veremi Sürekli Eğitimle Yenebiliriz” konulu halk gününde Prof. Dr. Hacı Ahmet BİRCAN şu bilgilere yer verdi; “Verem, Mycobacterium tuberculosis denilen bir basille oluşan, solunum yolu ile alınan, başta akciğerler olmak üzere tüm vücutta görülebilen, tedavi edilmezse ölümle de sonlanabilen bulaşıcı bir hastalıktır.
Dünya nüfusunun yaklaşık 1/4’ü Tüberküloz basili ile infektedir. Verem erişkinlerde bulaşıcı hastalıklardan ölümün ikinci nedenidir. Verem dünyada çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Ancak yapılan etkin tanı, tedavi, destek çalışmaları ile yakın bir gelecekte sorun olmaktan çıkabilir. Ülkemizde tüberküloz hastalığı, bu yüzyılın ilk yarısında çok büyük bir salgın yapmıştı. Tüberküloz bir numaralı ölüm nedeni idi. Yürütülen yoğun verem savaşı çabaları sonucunda durum değişmiştir. Tüberküloz artık önemli bir ölüm nedeni değildir. Fakat Türkiye'de 10 ile 20 milyon arası bir nüfusun enfekte olduğu, yani vücutlarında verem mikrobu olduğu hesaplanmaktadır. Bu insanların % 5- 10’ nu yaşamlarının bir döneminde verem hastası olacaklardır. Verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür. Verem kalıtsal değil, bulaşıcı bir hastalıktır.
Verem ’in bulaşması, hastaların aksırma, öksürme ve konuşmaları sırasında havaya yayılan mikropların sağlam kişiler tarafından solunması ile olur. Bulaşmadan korunabilmek için öksürürken ağzımızı kapatmalı, yerlere tükürmemeliyiz. Hastanın bulunduğu oda havalandırılmalı bulaşmanın olabileceği tanı konduktan sonraki ilk 2 haftada ayrı odada yatması sağlanmalı. Çatal, kaşık, havlu gibi eşyalarla bulaşma olmaz. Ancak yine de bulaşıcılık geçene kadar tek kullanımlık tabak çatal ve kaşık önerilebilir. Hastanede öksürenlere maske verilmeli, öncelik tanınmalı. Verem hastalığının belirtileri ise şöyledir, 15 günden fazla süren öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam, ateş, gece terlemesi zayıflama, iştahsızlık. İki-üç hafta veya daha uzun süreli öksürük şikayeti olan herkes Verem Savaşı Dispanseri veya başka bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Şüpheli her hastadan üç kez balgam incelemesinin yapılması. Balgam yayması pozitif hastaların tamamının en kısa sürede saptanması. Saptanan her hastanın temaslılarını erken dönemde muayene edilmesi. Bir toplumun veremden korunmasının en etkili yolu verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. (basil kaynağını ortadan kaldırır) BCG aşısı özellikle çocukları verem hastalığından korur. Ülkemizde doğumdan sonra 2-3 ay içinde yapılan zorunlu bir aşıdır.
Mikrop çıkaran hasta ile aynı evdekiler, özellikle çocuklar için koruyucu tedavi verilir. Tüberküloz tüm dünyada ve ülkemizde hala önemli bir halk sağlığı sorunudur. Genetik değil bulaşıcı bir hastalıktır. Şüpheli olguların erken dönemde VSD ne veya göğüs hastalıkları uzmanlarına başvurması erken tanı sağlayarak toplumun enfeksiyondan korunması bakımından çok önemlidir. Tedavisi uzun olmakla birlikte tamamen tedavi edebilir bir hastalıktır. Tedavi verem savaşı dispanserlerinde ücretsizdir.”