Bugün, 25 Kasım 2024 Pazartesi

DİNBİRDER Isparta Şubesi Başkanı Süleyman Zengi; Kadrini Kur’an’dan Alan Gece: Kadir Gecesi

DİNBİRDER Isparta Şubesi Başkanı Süleyman Zengi; Kadrini Kur’an’dan Alan Gece: Kadir Gecesi

ISPARTA 27.04.2022 11:15:00 0
DİNBİRDER Isparta Şubesi Başkanı Süleyman Zengi; 
Kadrini Kur’an’dan 
Alan Gece: Kadir 
Gecesi
DİN – BİR – DER Isparta Şubesi Başkanı Süleyman Zenği, bu gece idrak edeceğimiz Kadir Gecesi münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı.
 
Başkan Zengi mesajında; “Kadir Gecesi; rahmet, mağfiret ve günahlardan arınma mevsimi olan on bir ayın sultanı ramazan ayının kalbi mesabesindedir. Yüce Allah (c.c.), Kadir Gecesi’nde Kur’an’ı Hz. Peygamber’e indirerek, melekleri yeryüzüne göndererek ve o geceyi, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan hayırlı kılarak ona müstesna bir değer vermiştir.
KADİR GECESİ NEDİR?
Kadir kelimesi sözlükte, “güç, şeref, hüküm, kıymet” anlamlarına gelmektedir. Kadir Gecesi terkibi ise dinî literatürde “Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı gece” manasında kullanılmaktadır.
Zaman ve mekânlar, kendilerinde vuku bulan önemli hadiselerle değer kazanırlar. Kadir Gecesi’nin kıymeti ise Kur’an’dan gelmektedir. Çünkü Yüce Allah’ın insanlara son hitabı ve evrensel mesajı olan Kur’an bu gecede indirilmeye başlanmıştır. Bu gece; kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, taştan, tahtadan ve helvadan yapılmış putların ilah kabul edildiği, zulümatın kol gezdiği ve cahiliye karanlığının çöktüğü diyarların İslam nuruyla tanışmaya, Kur’an’la aydınlanmaya ve Hz. Muhammed’in (s.a.s.) risaletiyle şereflenmeye başladığı gecedir.
 
İnsan için yenilenme ve diriliş vesilesi olan ramazan ayında saklı bulunan Kadir Gecesi, insanlığın sonsuz saadetine vesile olacak fırsatlarla gelmektedir. Yüce Allah, Kur’an’da Kadir Gecesi’nin bin aydan hayırlı olduğunu bildirmektedir. (Kadr, 97/3.) Peygamber Efendimiz de, “…Bu ayda öyle bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” (Nesâî, Sıyâm, 5.) buyurarak Kadir Gecesi’nin önemine vurgu yapmaktadır. Bin ay yaklaşık seksen yıl, seksen yıl ise bir ömürdür. Bunun için Kadir Gecesi’nde yapılan ibadet ve taatler seksen yıllık bir ömür boyunca yapılanlara bedeldir. Her ne kadar bazı âlimlere göre bu ifadeler kesretten kinaye olsa da, bir yönüyle Allah’ın rahmetinin ve lütfunun da bir tecellisi, müminler için geri çevrilmeyecek bir kapı niteliğindedir. Bir hadis-i şerifte geçmiş ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanmalarına karşılık Müslümanlara da Kadir Gecesi’nin verildiği belirtilmiştir. (Malik, İ’tikaf, 6. Ayrıca geniş bilgi için bkz. Mustafa Uzun, “Kadir Gecesi”, DİA, XXIV, 124-125.) Bu hususiyet başka hiçbir geceye verilmemiştir. Öte yandan Kur’an’da dile getirilen ilahi müjdeler, başta Hz. Cebrail olmak üzere meleklerin fecre kadar yeryüzünde dualara, zikirlere ve tilavetlere ortak olmalarıyla taçlandırılmaktadır.
KADİR GECESİ,
RAMAZANIN HANGİ GECESİDİR?
Kadir Gecesi’nin ramazan ayı içerisinde bir gece olduğu kesindir (Bakara, 2/185.), ancak tam olarak ramazanın hangi gecesine rastladığı Kur’an’da bildirilmemektedir. Bununla birlikte çeşitli hadis-i şeriflerde ramazanın son on gecesinde, (Buhârî, Leyletü’l-kadr, 5.) son on gününün tekli gecelerinde, (Müslim, Sıyam, 207.) son yedi gecesinde, (Müslim, Sıyam, 205-206.) 21 (Buhârî, Leyletü’l-kadr, 1.) veya 27. gecelerinde (Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 179-180.) aranması gerektiği ifade edilmiştir.
Ramazan’ın 27. gecesinin Kadir Gecesi olduğu yönünde sahabenin ifadeleri kaynaklarımızda mevcuttur. Bu bağlamda Tabiinden Zirr b. Hubeyş şöyle demektedir: “Ubey b. Ka’b’a (r.a.); İbn Mes’ud’un  (r.a.), ‘Senenin bütün gecelerini ihya eden kimse Kadir Gecesi’ne tesadüf edebilir.’ sözünü hatırlattığımda, bana şu cevabı verdi: Kendisinden başka ilah olmayan Yüce Allah’a yemin olsun ki, Kadir Gecesi ramazan ayındadır. Kadir Gecesi; Rasulüllah’ın (s.a.s.) bize namaz kılmamızı emir buyurduğu gecedir. O da ramazanın 27. gününün gecesidir. O gecenin alameti, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınları gözü almayacak şekilde doğmasıdır.” (Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 179.) Abdullah b. Ömer’den gelen bir rivayette de Hz. Peygamber  (s.a.s.), “Kadir Gecesi’ni aramak isteyen 27. gecede arasın.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VIII, 426.) buyurmuş, böylece 27. geceyi ibadet ve zikirle uyanık olarak geçirmemizi tavsiye etmiştir. Tarih boyunca da İslam toplumlarında ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi olarak rağbet görmüş ve çeşitli programlarla ihya edilmiştir.
 
Kadir Gecesi’nin, ramazan ayının hangi günü olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamasının hikmetleri üzerinde duran âlimler, bu konuda farklı görüşler serdetmişlerdir. Bunlardan birine göre Kadir Gecesi’nin bildirilmesi hâlinde Müslümanların sadece o geceyi ihya etmekle yetinme hatasına düşebilecekleri ifade edilmiştir. Hâlbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir Gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri istenmiştir. Ayrıca bu sayede, o geceyi tazimde aşırıya kaçılmasının da önüne geçildiği belirtilmiştir. (Zemahşerî, IV, 780; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 229-230.)
 
Kaynaklarımızda, Kadir Gecesi’ne dair bazı alametler zikredilmiştir. Bu bağlamdaki rivayetlerin birinde, “Kadir Gecesi açık ve net bir gecedir. Sanki bu gecenin içinde ışıldayan bir ay vardır. Bu gece sakin, yağmursuz bir gecedir. Ne sıcaktır, ne de soğuk. Yıldızsızdır. O gecenin sabahında güneş ışınsız (ışınları gözü almayacak şekilde) doğar.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXXVII, 425.) buyurulmuştur. Bununla birlikte tabiatta, Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu ispat eden kesin ve somut bir işaretten bahsetmek mümkün değildir. Çünkü tabiat olaylarının bölgelere göre değişiklik arz edeceği malumdur.
KADİR GECESİ NASIL
İHYA EDİLMELİDİR?
Müminler için en güzel örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.), ramazan ayını, özellikle de Kadir Gecesi’ni de içinde barındıran son on gününü en üst düzeyde ihya çabası içerisindeydi. Bu bağlamda Hz. Aişe (r.a.), “Hz. Peygamber (s.a.s.), ramazanın son on gününde, başka hiçbir zaman yapmadığı kadar (taat ve ibadet konusunda) gayret ederdi.” (İbn Mace, Sıyam, 57.) buyurmaktadır. Aynı şekilde Hz. Peygamber’in (s.a.s.), ramazan ayının son on gününe girildiğinde dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekildiği, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği ve ailesini de bu konuda teşvik ettiği belirtilmektedir. (bkz. Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 5; “İ‘tikâf”, 1; Müslim, “İ‘tikâf”, 1-5; Tirmizî, “Savm”, 73.) Dolayısıyla Hz. Peygamber’in (s.a.s.) özellikle itikâf için ramazanın son on gününü tercih etmesi hem Kadir Gecesi’ni yakalamak hem de ramazanın feyzinden azami ölçüde istifade etmek içindir. Öte yandan bir Müslümanın, bu mübarek gecenin kıymetini bildiği gibi onun faziletini aile fertlerine de öğretmesi ve onları bu geceyi ihyaya teşvik etmesi nebevî ahlaka uygun tavırdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bu gecenin nasıl geçirilmesi gerektiği konusunda yüce bir örneklik ortaya koyduğu gibi ümmetini de bu gecenin kadrini bilmeye ve onu ihya etmeye davet etmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Kim Kadir Gecesi’ni, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr, 1.) Bir başka rivayette ise Hz. Aişe’nin (r.a.) Hz. Peygamber’e (s.a.s.) bu gece nasıl dua etmesi gerektiğini sorması üzerine Rasulüllah’ın (s.a.s.), “Allahümme inneke afuvvun tuhıbbü’l-afve fa‘fu annî’ (Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!)” (Tirmizî, Deavât, 85.) şeklinde dua etmesini tavsiye ettiği görülmektedir.
 
Yüce Allah, kullarına sayısız fırsatlar sunmaktadır. Dünya ve ahiret saadeti için bu fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir. Kandil geceleri olarak bildiğimiz zaman dilimlerinin hiç şüphesiz en kıymetlisi ve en önemlisi olan Kadir Gecesi de bizler için bulunmaz bir fırsattır. Kaynaklarımızda bu geceye has bir ibadet şekli yer almamakla birlikte, Kadir Gecesi’ni ihya edebilmek adına: (varsa) kaza namazı kılmak; yoksa nafile namaz kılmak; tespih, tehlil ve zikirde bulunmak; işlenen günahlardan ötürü gözyaşları içinde ve pişmanlık duyarak Yüce Allah’a içten/samimi tövbede bulunmak; bu geceye verilen kıymetin kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’i ruhumuza nakşederek çokça okumak; dua etmek; fakirleri, yetimleri, yaşlıları ve çocukları sevindirmek; verdiği nimetlerden dolayı Yüce Allah’a şükretmek; nefis muhasebesi yapmak ve mümkünse itikâfa girmek bu geceyi ihya etmenin en iyi yolları arasında sayılabilir.”

Pazartesi -0.9 ° / -7.2 °
Salı 0.8 ° / -7.3 °
Çarşamba 3.6 ° / -6.3 °