23 Nisan’ın 100 Yılında;
Büyük
Atatürk’e
Şükranla
İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin açılışının 100. yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Milletvekili Cesur mesajında; “Bugün 23 Nisan 2020. Türkiye Cumhuriyeti’mizin demokratik rejimin teminatı Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin Kuruluşu’nun 100. yıldönümü. Çocuklarımız için, milletimiz için, Cumhuriyet’imiz için ve bu günü ruhunda hisseden herkes için çok büyük bir gün.
23 Nisan Çocuk Bayramı’dır. Çocuk, bir milletin ve insanlığın en değerli varlığıdır. Çocuk, sadece bir ailenin varlığı değildir; çocuk, bütün milletin varlığıdır. Çocuklarına iyi sahip olan milletin, geleceği teminat altındadır. Çocuk Bayramı’nı çok önemsediğimiz içindir ki, aynı zamanda 23 Nisan günü, Çocuk Bayramı yapılmıştır.
23 Nisan’ı çok önemsiyoruz. Çünkü 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’dır. Ulusal Egemenlik, yani Milli Hakimiyet, bizim devletimizin temelidir, Cumhuriyet’imizin temelidir. Onun içindir ki, bayram olmaya değer bulunmuştur.
100. Yıldönümünü milletçe idrak ediyoruz. 23 Nisan’ı anlamak lazımdır ve anlamak için de şu soruyu sormak lazımdır:
23 Nisan 1920 olmasa ne olurdu? Olmasaydı bu günler olmazdı.
Peki, 23 Nisan neden olmuştur; neden Türkiye'de bir Büyük Millet Meclisi açılmak mecburiyeti hâsıl olmuştur? 23 Nisan’ı anlamazsak, ne 23 Nisan’ı, milli mücadelemizi, ne de bugünleri anlamak zordur.
23 Nisan’a getiren olayları, 23 Nisan’dan Cumhuriyet’e getiren olayları ve Cumhuriyeti anlamak lazımdır! Üzülerek ifade etmeliyim ki; bugünkü tartışmalara baktığımız zaman; bu üçünü de tam anlayamamışız, anlayamamış olanlarımız var.
30 Ekim 1918; Mondoros Mütarekesi. Bir imparatorluk dağılmış, her şey teslim edilmiş. Güneyde, doğuda, batıda her tarafta yeni işgaller başlamış. 15 Mayıs 1919’a gelinmiş. 15 Mayıs 1919’da Yunan orduları İzmir’e çıkmış. Anadolu kaynamakta (Kuvâ-yi Milliye), yer yer hareketler vardır, fakat fevkalade cılızdır. Top, tüfek, silah yok. Osmanlı orduları dağıtılmış. Osmanlı ordularından bu sınırların içerisinde 10 tümen kalmış ve tümenlerin de yekunu 700- 800 kişiyi geçmiyor. Bununla hangi mücadeleyi nasıl yapacaksınız? Bu mücadeleye karar vermek lazım!
“23 Nisan, bu mücadele kararının adının konmasıdır”
Silahınız yok, askeriniz dağılmış, ordunuz yok. Askerinize giydirecek elbiseniz yok, ayakkabınız yok, çarığınız yok, ekmeğiniz yok, hiçbir şeyiniz yok, paranız yok, pulunuz yok.
Ve 16 Mayıs. 16 Mayıs’ta Bandırma Vapuru İstanbul’dan hareket ediyor,. Kuvâ-yi Milliye ruhunu ateşleyecek lideri ile Samsun’a gidiyor.
21-22 Haziran’da Amasya’da: “Vatanı milletin azim ve kararı kurtaracaktır” diyor.
23 Temmuz’da Erzurum’da: “Vatan Bir Bütündür Parçalanamaz” diyor.
4 Eylül’de Sivas’ta: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Toplanmalıdır; Ankara'da Büyük Millet Meclisi Toplanmalıdır, Manda Kabul Edilemez” diyor.
27 Aralık 1919’da Ankara'da. İstanbul işgal edilmek ve İstanbul'da Meclis kapatılmak üzeredir. Meclis, bir Misak-ı Milli kararı yayınlayacaktır. Ve; “Vatan parçalanamaz, bölünemez, vatanın kaderi milletin kendi elindedir” diyecektir.
Sonuçta; hiç kimse geleceği başka yerde aramamalıdır, gelecek buradadır. 23 Nisan’dan çıkartılacak derslerden birisi budur! Her şeyi kendinizde arayacaksınız, kendinizde yani millet de bulacaksınız!
19 Mart 1920’de Mustafa Kemal Paşa, genelge yayınlıyor: 23 Nisan 1920’de Meclis açılacaktır!
23 Nisan sabahı Hacıbayram Camii’nde dualarla Meclis’in açılacağı binaya geliniyor. Doğulu’su, Batılı’sı, Güneyli’si, Kuzeyli’si mücadeleyi yapacak gücü kendinde bularak geliyor ve “bu vatan bizimdir” diyorlar. Top da, tüfek de, para da, ekmek de, aş da kendisidir. Birinci Meclis budur.
Orduyu kuruyor. İnönü, Sakarya, Haymana. Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Zaferi. 9 Eylül 1922, İzmir: “Türkiye'yi istilaya gelen düşman güçleri, geldikleri yere gidecekler”
Bir destan yazılmıştır. Biz bugün bu destanı yapan bu ülkenin kahraman evlatlarını, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, minnet ve şükranla anıyoruz.
Bir savaş yapmış, içinden çıkmış, çağdaş bir devleti kurmuş. O; Ulus-Devlet’tir. Bu devlet, ayakta duracak, durmuş! Yönetecek, yönetmiş ve doyuracak yapmış. Devletin adı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Ülkenin birliği ve güvenliği; “tek devlet, tek millet, tek vatan, tek dil, tek bayrak, tek hukuk” söyleminde aranmış, bulunmuş ve Cumhuriyetin hedefleri konmuştur.
Büyük Atatürk demiştir ki; “Cumhuriyet mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”
Cumhuriyetin çağdaş toplum, çağdaş devlet, çağdaş devletin kurumlarını kurması lazım; işte onları yapacak olan da Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
27. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün işbaşında, demokratik sistemin yani Meclis’in demokratik işleyişinde mevcut yeni sistemden kaynaklı sıkıntıları olsa da bunlar geçicidir ve geçecektir. Kimse ümitsizliğe düşmemelidir!
Geçen 100 yıla bakmak gereklidir; 100 yıldır barış içinde yaşayan Türkiye Cumhuriyeti çok şey başarmıştır.
Yapılacak çok işimiz var. Sıkıntılarımızı, eksiklerimizi, tamamlar, büyümeye, kalkınmaya, zenginleşmeye, güçlenmeye devam ederiz. Daha iyi yönetimi, daha iyi eğitimi, daha iyi sağlığı arayarak yaparız; yeter ki demokrasiden ve geleceğe güvenmekten vazgeçmeyelim.
Büyük Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu büyük destanın kilit taşı TBMM’mizin 100. Yılı’nı kutluyorum. O’nun cesareti, vatan sevgisi, Türkiye sevgisi, inancı içimizdedir ve bugünlere gelebildik. Bu destan, nesilden nesile emin ellerde, çocuklarımızla ilelebet devam edecektir bu destan. Bu destanın ruhunu eğer içimizde hissedersek, aşamayacağımız engel yoktur.
Büyük Atatürk’ün 23 Nisan 1920’de kurduğu ilk Meclis’teki Milletvekillerinden birinin, dedemiz Hacı Garip’in torunu olarak, TBMM’nin kuruluşunun 100. senesinde; başta Büyük Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, o Meclis’teki tüm kahramanların, o günden bugüne bu güzel vatan için ömrünü vakfeden ve hayatta olmayan her ferdinin, tüm şehitlerimizin, gazilerimizin ruhu şad olsun.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızın 100. Yılı kutlu olsun.
Minnet, şükran ve gururla; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!