İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Karakaya, organ bağışına engel olan en büyük unsurun bilgi eksikliği olduğunu ifade ederek, “Son üç yılda, ilimiz genelinde 1000 civarında organ bağışı yapılmıştır. Ancak ilimizin nüfusunu göz ön?
İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Karakaya, Organ Bağışı Haftası nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’de organ ve doku nakli bekleyen hasta sayısında her geçen gün artış meydana geldiğini belirterek, Isparta’da son 3 yılda yaklaşık bin organ bağışı yapıldığını ancak bu sayının ilimizin nüfusuna göre yetersiz olduğuna işaret etti. Dr. Karakaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Organ Nakli, (Transplantasyon) günümüzde başka hiçbir tıbbi çözüm olmadığı için, vücutta görevini yapamayacak derecede hasar gören bir organın yerine canlı bir vericiden veya ölüden alınan sağlam ve aynı görevi üstlenecek bir organın nakledilmesi işlemidir. Nakil ameliyatla ya da çeşitli tıbbi yöntemlerle yapılır. Bu sayede ölümcül durumdaki ya da beden işlevlerinin bir kısmını yerine getiremeyen hastanın sağlıklı bir yaşama kavuşması sağlanır.
“Türkiye’de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Dünyada, organ nakli yapılmazsa yaşamı ölümcül bir tehlike altında olan 1 milyara yakın insan yaşamaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, bu sayının 30 binini ülkemiz yurttaşları oluşturmaktadır. Organ bağışında, ülke çapında büyük bir yetersizlik vardır. Bu nedenle bekleme listeleri zaman içersinde artan bir şekilde uzamaktadır.
“Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli” kanunu 3 Haziran 1979’da yürürlüğe girmiştir. Bu kanuna göre. Organ nakli; “canlı” yada “kadavra” vericiden olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Kadavradan nakil yapılabilmesi için beyin ölümünün gerçekleşmesi gerekmektedir. Beyin ölümü geri dönülmez bir durum olup; gerekli testlerin yapılmasını takiben iki kişilik bir uzman hekim (nörolog veya beyin cerrahı, anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı yoğun bakım uzmanı) tarafından kararlaştırılmaktadır kişinin sağlığında organlarını bağışlamış olması, bağışladığına dair bir belge yoksa yakınlarının rızasının ve aile izni alınması şarttır. Kadavradan organ naklinin yapılabilmesi için beyin ölümü teşhisi olması gerekir. Canlıdan organ naklinde verici kişinin maddi bir çıkarı olması ve/veya bunu bilen doktorun organ naklini yapması suçtur.
Organ bağışının artmasını engelleyen en önemli unsur bilgi eksikliğidir. İnsanlar organ bağışının ne olduğunu, nasıl yapıldığını bilmediklerinde konuya yaklaşımları da olumsuz olmaktadır. Ölen bir yakınının organlarını bağışlamayı düşünen bir aile kişinin bedensel bütünlüğünün tamamen bozulacağı endişesini taşımaktadır. Oysaki organ nakli ameliyatının herhangi bir ameliyattan (örneğin mide ameliyatı) hiçbir farkı yoktur. Kişinin vücut bütünlüğüne saygı gösterilmekte ve vücutta sadece dikiş izi bulunmaktadır.
Vatandaşlarımızın en fazla tereddüt ettiği bir başka konu da konunun dini boyutudur. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir.
Konuyla ilgili bilgi eksikliği giderildikçe vatandaşlarımızın konuya duyarlılığı artmaktadır. Son üç yılda, ilimiz genelinde 1000 civarında organ bağışı yapılmıştır. Ancak ilimizin nüfusunu göz önünde bulundurduğumuzda bu rakam oldukça azdır. 18 yaş üstü olup akli dengesi yerinde olan herkes; Sağlık Müdürlüklerine, hastanelere ve tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurarak doku ve organ nakli belgesi alabilirler. Bu konuda halkımızı daha duyarlı olmaya çağırıyorum.”