Isparta’yı ziyaret eden Büyük Birlik Partisi Genel Sekreteri Üzeyir Tunç, referandum için partilerinin önceliklerini ve kriterlerini dikkate aldıklarını belirterek, “18 maddelik Anayasa değişikliği kararı verilirken 5 tane kriteri ön plana koyduk. Bizim hassasiyetimizin büyük ölçüde korunduğunu ve kollandığını gördük” dedi.
Büyük Birlik Partisi Genel Sekreteri Üzeyir Tunç, dün Isparta’ya gelerek 16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumu için partisinin kararını açıkladı. Devin Otel’de İl Başkanı Şener Taşören ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Tunç, partilerinin öncelikli kriterlerini karşıladığı için referandumda evet diyeceklerini dile getirdi.
HASSASİYETİMİZİN BÜYÜK ÖLÇÜDE KORUNDUĞUNU VE KOLLANDIĞINI GÖRDÜK
Evet kararını verirken belli kriterlerini dikkate aldıklarını ifade eden Tunç, şunları söyledi: “Biz toptancı evetçi ya da toptancı hayırcı bir parti bugüne kadar hiç olmadık. Önceliklerimizi ve kriterlerimizi dikkate aldık. Önce can hiçbir zaman demedik, önce canan, vatan, millet, bayrak dedik. 18 maddelik anayasa değişikliği kararı verilirken 5 tane kriteri ön plana koyduk. İlk olarak devletimizin üniter yapısı muhafaza ediliyor mu edilmiyor mu buna baktık. İkincisi Türk kimliği korunuyor mu, Türkçemiz korunuyor mu, buna dikkat ettik. Üçüncüsü kuvvetler ayrılığı prensibi ne durumda? Kuruluşumuzdan bu yana iddia ettiğimiz yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrılmasını savunan bir parti olarak bu anayasa düzenlemesiyle daha ileriye mi gidiyoruz, daha kötüye mi gidiyoruz, bunu dikkate almak için 18 maddeyi irdeleyerek ortaya koyduk. Dördüncü kriterimiz olarak temel haklar ve hürriyeti kazanımda mı, kayıp da mı? Bunu dikkate aldık. Beşincisi de kahir ekseriyetimizin ortak görüşü olan 1982 darbe anayasasının bize dayattığı vesayetin ortadan kaldırılıp, kaldırılmadığına baktık. Bunlara baktığımızda bizim hassasiyetimizin büyük ölçüde korunduğunu ve kollandığını gördük.
KİŞİLERİ DİKKATE ALARAK EVETÇİ YA DA HAYIRCI OLMANIN BİR ANLAMI YOKTUR
Bu yeter mi, yetmez. Keşke daha kapsamlı, daha çaplı, daha büyük uzlaşı içerisinde belli maddeler, pansuman tedbirler yerine anayasamızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin dışındaki ilk defa sivil anayasanın yapılması Büyük Birlik Partisi olarak bizim en büyük arzumuz ve gayemiz. Dikkat edilirse Türkiye’nin anayasaları ya Cumhuriyet kuruluşunun takibinde veya darbeler sonunda vesayetçi bir anlayışla anayasalar hazırlanmıştır. Bugün de kökten bir anayasayı geniş çaplı uzlaşı içerisinde yapılamamış. Hiç değilse bugün önümüze bir metin konulmuş. Bu metne bakarak hareket etmek lazım. Bunu yaparken de asla kimseyi ötemelemeden, ayrıştırmadan, asla kimseyi vatan haini veya vatan kahramanı ilan etmeden bakmak lazım. Bölücü terör örgütünü bir kenara bakacak olursak bu memleketin güzel insanlarının baktığı pencereden evetçisinin de hayırcısının da ben vatanını seven, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğuna inanan bir tavır içerisindeyim. Nihayetinde bir partiyi, bir şahsı makama ve mevkiye getirmiyoruz. Bir sistem değişikliğinin oylamasını yapıyoruz. Kişileri dikkate alarak evetçi ya da hayırcı olmanın bir anlamı yoktur. Önemli olan ne getirip, ne götürüldüğüne bakarak kararların verilmesidir.
BU MEMLEKET 25 GÜNLÜK HÜKÜMET GÖRDÜ
16 Nisan’da evet geçtiği belli olursa en kısa sürede uyum yasalarıyla bunun desteklenmesi lazım. Bunun en destekçisi seçim ve siyasi partiler yasasının derhal düzeltilmesi lazım. Darbe anayasasının bize dayatmış olduğu antidemokratik %10 barajının kaldırılması lazım. Mevcut getirilmesi gereken sistemle, bizim öteden beri savunduğumuz yönetimdeki istikrar ve yönetimde adalet görüşümüzün sağlandığı belli. Bu memlekette millet iradesi olamadan %44,6’lık bir çoğunluğun meclise girdiği gördü. Bu memleket 25 günlük hükümet gördü. Bütçe hazırlaması, güven oylaması gibi zaman kayıpları ile uğraşmamalıyız. Kalıcı, ayağı yere sağlam basan, desteğini milletten alan hükümetler kurulmalıdır. Gensoru ile düşürülmeye çalışan hükümetlerin geride kalması lazım. Bu sistemle de 5 yıllık bir iktidarı milletimiz belirleyecek ve 5 yılın sonunda da hesabını soracak. Dünyada güçlü olmak istiyorsanız, ülkeler arası ilişkilerde ayağınızı yere sağlam basmak istiyorsanız, güçlü hükümetleri ve iktidarları başa getirmek zorundasınız.
18 MADDEYİ DE ÇOK İYİ İRDELEMEK LAZIM
Hukuksal düzenlemelerin yapılması lazım. Bireysel özgürlüklerinin yerli yerine oturacağı düzenlemelerin yapılması lazım. BBP olarak, çok arzuladığımız düzeyde olmasa da eski sistemle karşılaştırdığımızda, ülkemizin, milletimizin lehine olacağı düşüncesi ile evet oyu kullanma yönünde kararımızı açıklıyoruz. 18 maddeyi de çok iyi irdelemek lazım. Üniter yapı hassasiyetimizden bahsediyoruz. Burada bir değişiklik yok. Anayasamızda değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyecek olan 3. Maddesi bunu garanti altına alıyor. Burada bir sıkıntı yok. İki başlı olan ve aralarında kavgalara sebebiyet veren bir sistemde hesabının da sorulabileceği tek bir makamın yetkilendirileceği bir sistemle karşı karşıya geleceğiz, evet çıkması halinde. Geçmişe baktığımız zaman, eski iktidarların kavgaları bile bu sistemi getirmemiz için yeterli bir sebeptir.
TÜM SİYASİ PARTİLERİ MECLİSTE TEMSİL İMKANININ OLMASI İÇİN ÇABALAYACAĞIZ
Bu yetkileri bir kişiye vererek hesap sormamızı sağlayacaklar. Yargılayamıyorsunuz diyenler yalan söylüyor. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanını sadece vatana ihanette yargılayabiliyorsunuz. Şimdiki sistemde her türlü yargılanabiliyor. Yaptıklarının tamamından sorumlu olacak. Meclisteki zaman kayıplarını ortadan kaldırılacak. Bütçeyi Cumhurbaşkanı yapmayacak, hükümet yapacak. Geçmiş sistemde oluşturulan bütçe meclis tarafından kabul ediliyordu. Şimdiki sistemde de aynısı olacak. Kanunları TBMM önerecek. Meclis tamamen yasamaya odaklanacak. Bu yeni sistemde, seçim sistemine göre, meclisin ve cumhurbaşkanının seçimi aynı anda yapılacak. %50 oy alan bir kişi cumhurbaşkanı olacak. %50 alamadığı takdirde 2. Tura, 2 tane en yüksek oy alan parti çıkacak. Meclisteki çoğunluğu elde eden bir partinin seçtiği Cumhurbaşkanı adayının 2. Turda seçilemeyebilir. Bunu garanti almak adına da yeni düzenlemelerle tüm siyasi partileri mecliste temsil imkanının olması için çabalayacağız.
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ KAPSAMAYAN BİR YETKİ VERİYORUZ
Cumhurbaşkanlığının kararnamesi ile ilgili çok spekülasyon var. Cumhurbaşkanına verilen bu yetki sınırlıdır. Temel hak ve özgürlükleri kapsamayan bir yetki veriyoruz. İvedi hareket edilme adına Cumhurbaşkanının kararname yetkisi var ama hemen ardından meclis bu konu ile ilgili bir düzenleme yaptığında, o kararname ile ilgili hükümsüz kalabilir.”