Diyanet – Sen Isparta Şube Başkanı Mevlüt Tosun; Miraç Beşerilikten İnsanlığa Terakki Ufkudur
Diyanet Isparta Şube Başkanı Mevlüt Tosun, bu akşam idrak edeceğimiz Miraç Kandili münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı.
Başkan Tosun mesajında;”İçinde bulunduğumuz üç aylar içerisinde bir çok mübarek geceyi barındıran kutlu bir zaman dilimidir. 6 Şubat Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece idrak edeceğimiz
Miraç gecesi de feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biridir.
Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen İsra ve Miraç; Sevgili Peygamberimizin (sas) önce Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da Yüce Rabbimizin sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya kadar uzanan içerisinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran manevi bir yolculuktur.
Miraç, beşeriliğin insanlığa, fiziğin metafiziğe, bedenin ruha, ruhun sahibine yükselişidir. Bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullahın (a.s.m.) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki ufkudur.
Bu ulvi seyahat, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi Kur'ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur. Bu îlâhî yolculuğun ilk merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur'ân'da şöyle anlatılır:
“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.”(İsra Suresi,1)
Miraç’ın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varmasıdır. Bu safha da Necm Sûresinde şöyle' anlatılır: “O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâda gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.”
(Necm Suresi, 7-18.)
Yüce Allah tarafından alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz Muhammed Mustafa (sav)’nın, Cenab-ı Hakk’ın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen ve varlığın özüne ve anlamına yolculuğu ifade eden İsrâ ve Miraç, Peygamberimizin şahsında insanlığın önüne açılan sınırsız bir yükseliş ufkudur. Miracın özünde her türlü kötülükten arınma, insanlığın yararına değerler üretme, fedakârlık, paylaşma, sorumluluk, zamanın önemini kavrama ve ilahî emirlere teslimiyet göstererek tertemiz bir kulluğa ve yüce mertebelere erişme vardır. Dolayısıyla Miraç hadisesi bizlere, insanın, ilahî rızaya ulaştığında idraki zorlayan nice üst derecelere yükselebileceğini, dünyevi ortamdan sıyrılarak mana âleminde yükselmenin, ilahî rahmet ve huzura erişmenin ancak gönül ve ruh temizliğinden, ahlakî erdemlerle bütünleşmekten, her şeyin sahibi olan Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmeden geçeceğini de hatırlatır.
İsra ve Miraç olayının gerçekleştiği bu kutsal topraklar şimdi kan ve göz yaşının sel gibi aktığı yerler. 4 aydır bombardıman altında tutulan Filistin’de katledilen masum bebeklerle birlikte insanlık da ölüyor. 7 Ekim’den bu yana hastaneden mülteci kampına, bebek ve çocuklardan yaşlılara, kadınlardan yaralılara varıncaya kadar savaş hukukunu hatta insanlık onurunu yerle bir eden vahşi bir soykırıma tanıklık ediyoruz. Bu vahşete dur demek için Müslüman olmak şart değil. Bu vahşete dur demek için insan olmak yeterlidir.
Bu mübarek gecede İsra ve Miraç mucizelerinin yaşandığı bu kutsal topraklardaki katliamların sona ermesi ve insanlığın yeniden barış ve esenliğe kavuşması için Rabbimize bol bol dua edelim. Miraç değerlerinin tüm insanlığın hayrına vesile olmasını, yükseliş ve yücelişimizin nefislerimizden başlayarak dalga dalga toplumun her kesimini kuşatmasını, insanlığın ortak huzurunu tehdit eden terör, şiddet, savaş ve düşmanlığın yerini barış ve huzura bırakmasını Yüce Rabbimizden diliyoruz.
Ramazan ayına adım adım yaklaştığımız şu günlerde bunalan ruhlara, manevî hayatın ihmaliyle daralan ve katılaşan kalplere bu gecenin huzur getirmesi dileğiyle tüm İslam aleminin, necip milletimizin ve Diyanet-Sen camiasının Miraç Kandilini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederiz” dedi.