AŞISIZLARA
ZOR GÜNLER...
Türkiye'de süper lig ve 1. lig ateşi yaklaşık 3 aydan sonra yeniden alev aldı. Futbol camiamıza kazasız, belasız hayırlı ve uğurlu bir sezon diliyoruz. Rezil mikrop korona virüsle yaşamaya alıştığımız şu zor günler içinde, orman yangınlarıyla uğraşırken, Karadeniz bölgesindeki sel afeti olayların üzerine tuz biber oldu adeta. Yüce Mevlamız, afetlerinden hepimizi korusun diyoruz. Hayatını kaybedenlere rahmetler niyaz ediyoruz.
Gelelim TFF'nin yeni sezon için aldığı tedbirlere. Aşısızlar, statlara giremeyecek. Hani geçtiğimiz haftalarda bu sütunlardan yazmıştık. "Aşısızlar statlara girmesin" diye. AKLIN YOLU BİR, kardeşim. Toplu ve toplumsal olayların yaşandığı statlara aşı olmayanlar ve aşı karşıtları girmesin derken, biz şunu ifade etmeye çalıştık. Hasta bir insanın, sağlıklı insanlar arasına karışıp, mikrop bulaştırmasın ve mikrobun yayılmasına neden olmasını istemediğimiz içindi. TFF yetkilileri de aynen böyle düşünmüş olacaklar ki, aynı kararı aldılar ve cuma günü başlayan maçlardan itibaren uygulamaya devam ediyorlar. Bir başka önem arz eden, haber de TSYD'den geldi. Aşısız gazeteciler, muhabirler, foto muhabirleri, spor yazarı, kameramanlar ve diğer görev yapan elemanlar da statlara alınmayacaklar. Elbette seyirci için uygulanan kararlar, BASIN mensupları için uygulanmasaydı adaletsiz olurdu, o yüzden olumlu bir karar olarak değerlendirilmelidir.
Futbolun patronu TFF'nin aldığı kararlara, herkes uyacak.Çünkü maçlar, topluca seyredilen bir faaliyet olduğu için hepimizin uyması gerek. Ve insan sağlığı her şeyin önünde. Sağlık, olmadıktan sonra hangi bir olayın önemi var ki, günlük hayatımızda. Toplumsal bağışıklığın kazanılmasında tek silah, şimdilik aşı olmak. Her defasında yazıyor, söylüyoruz.
Aşı olun kardeşim. Döne döne aynı şeyleri yazıyoruz. Aynı konuları paylaşmak zorunda kalıyoruz. Hastalanmamak için tek yol bu. 4. dalga dedikleri, delta varyantı tehlikeli... 1 günde 150'den fazla insanı kaybediyoruz.B u rakamda mı ürkütmüyor, anlamak mümkün değil... Bu meret hastalık, GENÇ-YAŞLI dinlemiyor, diyor uzmanlarımız. Korona belasının (ilacı) bulunana kadar, aşı olmak lazım. Bu konuda her kesim üzerine düşeni yapmalı. Teşbihte hata olmaz derler ya. "Herkes evinin önünü süpürürse, sokaklar tertemiz olur " çünkü... Bakınız önümüzdeki dönemde aşısızların, kapalı tüm mekanlara alınmaması yönünde bir karar çıkarsa şaşırmayınız. Çünkü toplu halde bulunduğunuz mekanlara giremezseniz şaşırmayın pek çok sivil toplum kuruluşu ve özel şirketler yoğun faaliyet içindeler.
Bu halka her geçen gün genişleyecek gibi görünüyor. Bir gece, ansızın bir karar çıkar -aşısızlar- dımdızlak ortada kalabilirler. Mevlana ne diyor : "İstediğin bir şey olursa bir hayır. Olmazsa, bin hayır, ara." Vakit ve imkan varken gidin aşınızı olun, toplumsal bağışıklığa ve eski günlere dönmemize katkıda bulunmuş olun. Hastalandıktan sonra, yoğun bakımlara düştükten sonra, ah - vah keşke aşı olsaydım, çok pişmanım gibi serzenişlerin ve de basına çıkmanın mantığı yok. Çünkü "son pişmanlıklar, fayda vermiyor." Evet. Futbol ateşi ülkemizde başladı.Süper lig ve 1. ligden sonra sıra, 5 Eylül'de 2 ve 3. liglere gelecek. GEL, EYLÜL GEL diyoruz. Alpay'ın, 90'lı yıllardaki hit şarkısı "Eylül'de gel" şarkısı gibi... Ne demişti sanatçımız bakınız. "Tatil geldiği zaman/Ağlarım ben inan/Gidiyorsun işte/Arkana bakmadan/Nasıl geçer bu yaz/Ne olur bana yaz/Sen sen sen//Sen bir ömre bedel/Yok yok yok/Gitme gitme gel/Eylülde gel.
Okul yolu sensiz Ölüm kadar sessiz Geçtim o yoldan dün İçim doldu hüzün Yapraklar solarken Adını anarken Bekletme ne olur Gelmek zamanı gel Yok yok yok Gitme gitme gel Eylülde gel. Eylülde gel Eylülde okul yoluna/Konuşmadan yürüyelim gireyim koluna/Görenler dönmüş hem de mutlu diyecekler/Ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi/Yaprak dökecekler." ****** Biraz nostalji, biraz mazi derken sözü uzattık. Affola. ****** Evet... Futbolu çok özledik. Futbolun meçhul güzelliklerini çok özledik. Futbolsuz bir hayatın anlamı yok çünkü. Futbolu, aramızda sevmeyenler olabilir, saygı duyarız. Sevenlerine ise saygı duymak gerekmez mi? Çünkü sizin sevmediğiniz veya hoşlanmadığınız bir meslek veya endüstriyel bir olay, bir başka insanın, ( hayat-meslek ve yaşama biçimi) olabilir.
Saygılarımızla.