‘Attıkları imzaya sahip çıkmayanlar hesap vermeli’
Türk Sağlık-Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız, 4/C’lilere kadro, yıpranma payı ile ilgili çalışma, refakat izinleri, Kitlerdeki sözleşmeli personellerin yıllık izinlerinin devri ve 112 çalışanlarına nakdi yemek yardımı yapılması gibi karar altına alınan ve yasalaşan düzenlemelerin kağıtta kaldığını ileri sürdü.
Türk Sağlık-Sen Isparta Şube Başkanı Hayati Yıldız, sağlık çalışanlarına verilen bazı sözlerin tutulmadığını ileri sürerek, bu konuda isim vermeden Türk Sağlık Sen’i eleştirdi. Yıldız konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Sağlık çalışanları attığı imzanın arkasında durmayan, çalışanın hakkının elinden alınmasına ses çıkarmayan malum yetkili sendika nedeniyle sürekli mağduriyetler yaşamaktadır.
Son toplu sözleşmede bu net biçimde görülmüş yasal zorunluluk olmasına rağmen hayata geçmeyen düzenlemeler nedeniyle çalışanların kaybı olmuştur. Memurun hakkını savunmak ise yine Türkiye Kamu-Sen’e düşmüş ve uygulanmayan toplu sözleşme hükümleri nedeniyle dava açılmıştır.
4/C’lilere kadro, yıpranma payı ile ilgili çalışma, refakat izinleri, Kitlerdeki sözleşmeli personellerin yıllık izinlerinin devri ve 112 çalışanlarına nakdi yemek yardımı yapılması gibi karar altına alınan ve yasalaşan düzenlemeler kâğıtta kalmış uygulanmamıştır.
Çalışanın sesi olmak yerine idarenin nefesini solumayı tercih edenlerde buna sessiz kalarak sus pus olmuşlardır.
112 çalışanlarına yemek yardımının nakdi olarak ödenme meselesi çalışanın nasıl mağdur edildiğinin ve yetkili sendikanın bunu nasıl savsakladığının en bariz örneğidir.
Hepinizin bildiği gibi toplu sözleşmede 112 çalışanları için olumlu sayılabilecek bu tek düzenlemenin yürürlüğe girme tarihi 1 Ocak 2016’idi. Bu tarihten itibaren 112 çalışanlarına nakdi olarak yemek yardımı yapılacaktı. Yetkili Sendika memur-sen’e bağlı sağlık-sen’de hayırlı olsun afiş ve broşürü bastırarak 112 çalışanları yemek parasını almadan onlar rantını yeme işine girişmişlerdi.
Fakat Ocak 2016 geldiğinde yemek yardımı yasal zorunluluk olmasına rağmen nakdi olarak ödenmedi 3 ay ertelendi. Sonra yine ertelendi. Bu süreçte ne yazık ki imzayı atan sendika ne bir açıklama yaptı, ne bir başvuruda bulundu ne de bir dava açtı. Bakanlık ne yaparsa kabul etti. Mesele çalışanın hakkı olunca kulağının üstüne yattı.
Bakanlığın bu tavrına biz itiraz ederek kanun hükmündeki toplu sözleşmenin gereğini yerine getirin dememize rağmen imzayı atan Malum yetkili sen yine sustu. Bu acizlik yüzünden 112 çalışanları mağdur edildi.
Bu mağduriyet sürerken Ağustos ayının sonlarına doğru yani toplu sözleşmenin yapılmasının üstünden tam bir yıl geçmişken Devlet memurları yiyecek yardımı yönetmeliği değişti. Eylül 1’den itibaren yemek yardımı nakdi verilecek dendi.
Ama o da yalan oldu. Eylül geçti. Ekim geçti ve Kasım’da geçiyor hala bir kuruş yemek yardımı ödenmedi. Bu sürede 112 çalışanları ellerindeki yemekten de oldular ve mağduriyet iki katına çıktı.
Şimdilerde ise Malum Yetkili-Sen mesajlarla 112 çalışanlarına yemek yardımının hayata geçeceğini söylüyor ve hayırlı olsun diyor.
Yasal yürürlülük tarihinden tam 11 ay sonra hayata geçecek bir düzenleme ile ilgili hala hiç sıkılıp utanmadan hayırlı olsun mesajı atabilmek için utanmazlık seviyesinin çok ciddi boyutlarda olması gerekir. 11 ayın hesabını vermeleri gerekenlerin hala özür dilemek yerine hayırlı olsun demeleri ayrı bir garabet ve ucuzluktur. Daha da herhangi kesinleşmiş bir tarih yoktur. Bakanlıkta konu ile ilgili yazışma süreci devam etmektedir. Malum-Sen’in birkaç gün içinde dediği günden bu yana da 6 gün geçmiştir.
11 ay boyunca kılını bile kıpırdatmayarak 112 çalışanların nakdi yemek yardımının sürekli ertelenmesine açıkça katkıda bulunanların bugün hiç kabahatleri yokmuş gibi birden ortaya çıkmalarının takdirini 112 çalışanlarına bırakıyoruz. Mücadele etmeyi sendikal ilkelerinin hiçbir yerine koymayarak ne verirlerse onu alırız diyen bir anlayış hızla kamu çalışanlarını uçuruma götürmektedir. Yasal yemek yardımının bile böyle bir rıza sonucunda 11 aydır verilmemesi ipin ucunun nasıl kaçtığını ve çalışanların ne kadar uçurumun kenarına yaklaştıkları göstermeye yeterlidir. Umarız ki çalışanlar çok geç olmadan, iş güvencelerini kaybetmeden, hak ve hukukları tamamen idarecilerin iki dudağı arasına bırakılmadan bunlara gereken dersi verirler.”