Başkan Ecir Tülcan’dan önemli uyarı: Kişinin engeline değil, Yapabileceklerine Odaklanmalıyız

Başkan Ecir Tülcan’dan önemli uyarı: 
Kişinin engeline değil, 
Yapabileceklerine 
Odaklanmalıyız

Başkan Ecir Tülcan’dan önemli uyarı: Kişinin engeline değil, Yapabileceklerine Odaklanmalıyız

Memur – Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Ecir Tülcan, engelli ailelerinin ve her an engelli olabileceğini düşünen tüm vatandaşların dikkatini çekerek; “Kişinin engeline değil, yapabileceklerine odaklanmalıyız” dedi.
 
Başkan Ecir Tülcan konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Ailelere yeni katılan bireylerin engelli olarak dünyaya gelmesi ya da sonradan herhangi bir nedenle engelli hale gelmiş olması ailelerde birçok farklı duyguların yaşanmasına yol açabilir.
İlk başta inkar etme, kabullenememe, hayal kırıklığı, suçluluk duygusu, korku, öfke, çaresizlik, vb. bazı ailelerde bu süreç daha kolay atlatılarak kabul edilirken bazı ailelerde ise uyum süreci daha zor olabilmektedir. Ailelerin bu durumu kabul ederek, engelli bireyiyle olumlu ilişkiler kurması, ailesi içinde bozulan dengenin yeniden kurulması engelli bireylerin psikolojik uyum sürecini olumlu etkileyecektir.
 
Engeli olan bireyler; engelinden dolayı başkasına bağımlı olma, toplumsal yaşam alanlarının bağımsızlaşmalarına olanak sağlayacak düzenlemede olmaması vb. faktörlerden dolayı kısıtlanmış hissedebilirler. Bu durum beraberinde bazı psikolojik sorunları da getirebilmektedir.
“Ailesel faktörler; bireyin aşırı korunması, aşırı müsamaha gösterilmesi, ya da fazla kısıtlanması bağımsızlığının engellenmesi, bireye özerkliğin tanınmaması,
ihmal ya da istismar edilmesi, şiddete maruz kalma, sosyal izolasyon, tutarsız disiplin yöntemleri, gelişimine ve yetisine uygun olmayan beklentilerin olması, ailedeki diğer bireyler arasında ayırım yapılması vb. faktörler psikolojik sorunların gelişiminde rol alan başlıca etkenler arasındadır
“Görüldüğü üzere aslında engelli bireylerin ya da bireyin yaşadığı psikolojik sorunların kaynağı engelin kendisi değil, engeli nedeniyle maruz kaldığı toplumsal ve bireysel engellenmedir. Tüm bu etkenler engelli bireylerin kendisini yük olarak görmesine, düşük benlik saygısı geliştirmesine, dışlanmışlık hissine, bunlara bağlı olarak da içe kapanmasına, sosyal ortamlarda bulunmak istememesine, yetersizlik ve suçluluk duygularına neden olabilmektedir.”
Kişinin engeline değil, yapabileceklerine odaklanmalıyız
Koşulsuz kabul görmek tüm insanlarda olduğu gibi engellilerde de özgüven ve benlik saygısının oluşmasında oldukça önemlidir. Yaşam kalitesi dediğimizde; rahatlık, psikolojik iyi olma, hareketlilik, özerklik, doyum, uyum, işlevsellik, kendi ile barışık olma, öz farkındalık, sosyal ilişkisellik, iyimserlik ve keyifli bir yaşam sürme olarak ele alınmaktadır. Engeli olsa da kişinin yaşam kalitesi arttırıldığında engelin çok da önemli olmadığı gerçeğini unutmamalıyız” dedi.