31887 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan yeni kanun ile 5809 sayılı yasanın 63/10 maddesinden ceza alanlara ve yargılaması devam edenlere af geldi.
Telefon ve sim kartı satış yapan esnafın en büyük sorunlarından biri de abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan güvenlik zaafiyetinden dolayı dolandırıcıların kurban olmaları ve haklarında adli işlem başatılmasıydı. Bu konuda yeni bir düzenleme yapılarak bu olaydan mağdur olanaların dosyalarının kapatılması sağlandı.
Daha önce dile getirilen sorun: Telefon satan kişinin, dolandırıcının sahte kimlikle telefonu satın aldığını bilmesinin imkanı olmadığını kaydeden Sektör Temsilcisi Onur Arvas, "Dolandırıcı, sahte kimlikle telefonu alıp gidiyor. Sonra kimliğin gerçek sahibi ortaya çıkıyor ve 'Benim böyle bir borcum yok' diyor. Bu durumda, satışı yapan bayinin telefonu gidiyor. Ancak iş burada bitmiyor. Polis ve mahkeme dolandırıcıya ulaşamayınca, hiçbir suçu olmayan bayiye, 'sahte kimlikle niye işlem yaptın' diye ceza veriyor. Esnafın haberi olmadan bu cezalar kesinleşiyor. Esnaf, adi bir suçlu gibi sabahın erken saatlerinde evlerinden alınıyor. Derdini anlatana kadar saatlerce gözaltında kalıyor. Bu da yetmiyor yurt dışına çıkamıyor, ticaretini yapamıyor. Hepsinden öte bu suçlar siciline işlenen esnafın her yerde karşısına çıkıyor" ifadesini kullanmıştı.
5809 sayılı yasanın amacı: Bu Kanunun amacı; elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
5809 Sayılı yasasnın 63 maddesi: (1) Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak Kuruma bildirimde bulunmaksızın elektronik haberleşme hizmeti verenler ve/veya tesisleri kuranlar ve/veya işletenler hakkında bin günden on bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
(2) Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak kullanım hakkı olmadan elektronik haberleşme hizmeti verenler, tesisi kuranlar ve/veya işletenler hakkında altı aya kadar hapis ve beş bin günden on beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
(3) Elektronik haberleşme hizmeti vermek üzere yetkilendirilmiş bulunan işletmecilerin personelinin, 26 Eylül 2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının İkinci Kısmının Dokuzuncu Bölümünde düzenlenen, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçları işlemesi halinde haklarında bu bölümde öngörülen cezalara hükmolunur. Ancak 137 nci maddeye göre yapılacak artırım bir kat olarak uygulanır.
(4) Kurma ve kullanma izni ile ruhsatname alınması gereken telsiz cihazı veya sistemlerini bu Kanunun 37 nci maddesine aykırı olarak, Kurumdan izin almaksızın satan, kuran, işleten ve kullananlar hakkında ikibin güne kadar adlî para cezası uygulanır. Bu cihazları, gerekli izinler alınmış olsa bile millî güvenliği ihlal amacıyla kullananlar eylemleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.
(5) Kurum tarafından yetkilendirilen, izin verilen ve tahsis yapılan kişiler tarafından;
a) Telsiz sistemlerinin Kurumun düzenlemelerine ve verilen telsiz ruhsatnamesine uygun olmayan bir şekilde kurulması, işletilmesi, fiziki yerinin, frekansının ve diğer teknik özelliklerinin değiştirilerek amacı dışında kullanılması halinde aykırılığın giderilmesi için gerekli tedbirlerin Kurum tarafından belirlenecek sürede alınmaması,
b) Telsiz sistemlerinin Kurum düzenlemeleri ile belirlenen tekniklere ve usullere uygun olarak çalıştırılmaması sonucu her ne suretle olursa olsun diğer elektronik haberleşme sistemleri üzerinde elektromanyetik girişim veya diğer her türlü bozucu etkiye sebebiyet verildiğinin tespiti üzerine söz konusu elektromanyetik girişim veya bozucu etkilerin giderilmesi için gerekli tedbirlerin Kurum tarafından belirlenecek sürede alınmaması, hallerinde, yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası uygulanır.
(6) Bu Kanunun 39 uncu maddesine aykırı olarak kodlu ve kriptolu haberleşme yapan ve yaptıranlar beş yüz günden bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olarak Kurum tarafından bertaraf ettirilmek üzere üretici, dağıtıcı veya kullanıcısına teslim edilen cihazların piyasaya arz edildiği veya kullanıldığının tespiti halinde sorumluları hakkında bin günden beş bin güne kadar adli para cezası verilir.
(8) Bu Kanunun 54 üncü maddesine aykırı hareket edenler hakkında beş bin güne kadar adli para cezası uygulanır.
(9) Bu Kanunun 55 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı hareket edenler hakkında bin günden on beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(10) Bu Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. 21
(11) Bu maddede tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarısı oranında artırılır. Bu faaliyette bulunan tüzel kişi ise, hakkında 5237 sayılı Kanundaki bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de hükmolunur.
Resmi Gazete'de yayınlanan yeni düzenleme: 05/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Dava ve cezaların ertelenmesi
GEÇİCİ MADDE 7- (1) 31 Aralık 2021 tarihine kadar işlenen ve bu Kanunun 63 üncü maddesinin onuncu fıkrasında düzenlenen kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi yapmak veya yaptırmak suçundan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.
(2) Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ya da infazın ertelenmesi
kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren bir yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilir; infazın ertelenmesine karar verilen hallerde ise, cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya ya da infaza devam olunur.
(3) Bu madde hükümlerine göre erteleme kararı verilmesi hâlinde erteleme süresince dava ve ceza zamanaşımı durur.
(4) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmiş olması hâlinde dahi, bu madde hükümleri uygulanır.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı verilmiş mahkûmiyet hükmünün infazının tamamlanmış olması hâlinde kişinin adli sicil ve arşiv kayıtları bu Kanunun yayımıyla
birlikte silinir ve bu mahkûmiyet hükmüne bağlı yasaklanmış hakların 25 Mayıs 2005 tarihli ve 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 13/A maddesindeki şartlar aranmaksızın geri verilmesine karar verilir.
(6) Bu madde hükümlerine göre verilen kamu davasının açılması, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararları adlî sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre kamu davasının açılması, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararlarının verildiği hâllerde, bu suçlar Türk Ceza Kanununun erteleme ve tekerrüre ilişkin hükümleri ile Ceza Muhakemesi Kanununun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulmaz.”