CENNET VE CEHENNEM FOTOĞRAFLARININ ANLATTIKLARI…

CENNET VE CEHENNEM 
FOTOĞRAFLARININ 
ANLATTIKLARI…

CENNET VE CEHENNEM FOTOĞRAFLARININ ANLATTIKLARI…

Orman yangınları ülkemizin gündeminde yer almaya devam ediyor. Yüreklerimizi yakan, ciğerlerimizi parçalayan, şehitler verdiğimiz olaylar zinciri sürüp giderken, evleri yanan, yeşilden - gri tonlara bürünmüş kilometrelerce alanları gördükçe, milyonlarca canlının telef olduğuna şahit oldukça içimiz sızlıyor, derinden yaralandığımızı ifade etmek istiyoruz. Isparta – Sütçüler – Çandır’da meydana gelen orman yangınından sonraki halini, soğutma çalışmalarını, geçtiğimiz cumartesi günü yerinde görme imkanımız oldu. İşin özetini dile getirmek istiyoruz bugün. Kıymetli yeğenim, Murat Cican’ı vatani görev için İstanbul Maltepe’ye Antalya havalimanından uğurladıktan sonra, değerli kardeşim Murat Coşkunsu, bizi özel aracıyla Çandır’a götürdü. Yangın sonrası durum öyle vahim ve içler acısıydı ki, gri ve simsiyah manzaraları gördükçe içimiz parçalandı. Adeta cennet ve cehennem yan yanaydı. Yeşil ve grinin, siyahın tonları birbirine karışmıştı. Evi yanmış ağlayan üzgün ve yorgun insanlar, yanan evlerin bahçelerine kurulan Devletimizin şefkatli eli AFAD çadırları, gece- gündüz ulaştırılan gıda yardımları, binlerce ton temiz su, yangın ve sonrası soğutma çalışmalarında yorgun düşmüş insanlar, kilometrelerce is ve yangın kokusu, daha neler neler… Çandır’da, cennet ve cehennemi bir arada gördük. Bir başka gerçek görüntüde şuydu. O güzelim ağaçlar yanmış olsa da, hala dimdik ayaktaydı. Hani ağaçlar gibi dik durmalı derler ya. Çandır ağaçları bu gerçeği haykırıyordu sanki… Yansakta, kökümüz bakın ayaktayız der gibi… Yanan 20 ev ise yürekler acısıydı. Bir başka gerçek daha aktaralım. İnsanlarımızın kendi içecekleri suyu, yangın daha geniş alanlara sıçramasın diye ormanlık alanlara dökülmesi insanı duygulandıran, bir o kadar da düşündüren gerçeklerden biriydi. Bizim aktif gazetecilik yaptığımız dönemlerde, MUHABİRİMİZ ORADAYDI diye bir köşemiz vardı. Olayın mahalline gider haber yapar, görev yaptığımız ajanslara olay yerinden haber geçerdik. Çünkü olayın mahallinden yapılan haberler en gerçekçi haberlerdi. O günler aklımızdan geçti. Çünkü olayın ve haberin güzelliğini veya durumun vehametini olay yerinden anlatmak ve habercilik yapmak gazetecilik mesleğinin en hakikatli yanıdır. İfade etmek istediğimiz bir başka gerçekte şudur. Yangın afeti ve sonrası Devletimizin şefkatli eli yaraları sarmış, insanlarımızın acılarına ortak olmuştur. Kamu kurum ve kuruluşlarının tüm görevlilerinin yanısıra, Isparta Belediyemizin itfaiye ekiplerinin bütün güç –araç ve imkanlarıyla Çandır ve Yazılı kanyon bölgesindeki olağanüstü çabalarını yakınen gördük. Hepsine helal olsun. Fedakarca görev yapıyorlar. Bu çabalar her türlü takdirin üzerindedir diyoruz. Bizler, emeği geçen herkese ve her kesime, muhtaç insanlarımıza umut ve çare oldukları için teşekkür ediyor, tasa ve üzüntü de, birlik ve beraberlik olgusu içinde hareket etmeyi başardıkları için şükranlarımızı bir kez daha iletiyor, hepsinden Allah razı olsun diyoruz. Sağolun var olun. İyi ki, varsınız. Daha öncede yazdık. Şimdi tek görevimiz var. Yanan orman alanlarını yeni baştan imar etmek. Toprak ve tohum kendisini yenileyecektir mutlaka. Ancak Orman Bakanlığı ve görevlilerinin kısa-orta ve uzun vadeli fidan- ağaç ve yeşillendirme program hedeflerine uyarak, siyah ve grileşen orman alanlarını yeni baştan yem yeşil cennetlere dönüştürmek asli görevlerimizdendir. Yanan orman alanlarının çölleşmemesi için, çocuklarımızla, evlatlarımızla kurak alanları yeşile çevirmek için tohum kampanyalarına, fidan dikme kampanyalarına, ağaçlandırma faaliyetlerine katılmaya çağırıyoruz. Çünkü çocuklarımıza ve bizden sonrakilere bırakabileceğimiz en büyük miras yeşil bir doğa ve ormanlarımızdır. Mevcut ekosistemimizi korumak ve yaşatmak gerek. Doğaya sevgi ve saygımızı da, duyarlı ve titiz davranışlar göstererek, çocuk-ergen ve gençlerimize örnek olmakla göstermeliyiz. Biz rehber, emsal ve örnek olacağız ki, bizden sonrakiler aynı duyarlılıkla hareket etsinler. Atalarımız ne demişler. “Yel değmedik, ağaç ve orman olmaz.” Saygılarımızla. (NOT : TOKYO 2020 olimpiyat oyunları sona erdi. Türkiye toplam 13 madalya ile 1948’den beri en fazla madalya kazandığı olimpiyatlar oldu. Ve 2 altın, 2 gümüş, 9 bronz madalya ile 35. Sırada yer aldık. Tebrik ediyoruz. 2024 olimpiyatları ise Paris’te yapılacak.)