Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi 27 Kasım 2021 tarihinde Ankara'da "İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı" Çalıştayı düzenledi. Çalıştaya CHP Isparta İl Başkanlığını temsilen İl Sekreteri Şakir Çetin ve İl Eğitim Sekreterleri Ramazan Demiralay katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi 27 Kasım 2021 tarihinde Ankara'da "İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı" Çalıştayı düzenledi. Çalıştaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık, Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Yıldırım Kaya, Eğitim Temsilcileri ve İl Temsilcileri katıldı.
Çalıştaya CHP Isparta İl Başkanlığını temsilen İl Sekreteri Şakir Çetin ve İl Eğitim Sekreterleri Ramazan Demiralay katıldı. Çalıştay sonunda Divan üyelerinin imzası ile sonuç bildirgesi yayınlandı.
İKİNCİ YÜZYILDA EĞİTİM HAKKI
ÇALIŞTAYI KISA SONUÇ BİLDİRGESİ
AKP iktidarı eğitim sistemini büyük bir krizin içine sürüklemiştir. Sorunun kaynağı olanlardan çözüm beklenemez. Eğitim sorunları sahte, göstermelik Şuralarla da çözülemez. Bu nedenle eğitimle ilgili tüm toplum kesimlerini, deneyim ve birikimlerini paylaşmaya, eğitim sorunlarını konuşmaya, çözümlerimizi ortaklaştırmaya davet ettik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 7 Bölgede 81 ilden gelen eğitim alanında örgütlenmiş sendika, dernek, vakıf vb örgüt, öğrenci, veli, gazeteci, eğitim alanında sözü olduğumuz herkesi kapsayan “İktidar İçin Eğitim” toplantıları yaptık; bu toplantılarda katılımcılar görüşlerini, yazılı raporlarını bizlere sundular. Bu sunuşlarda dile getirilen görüş ve öneriler eğitim sorunlarının nerelerde yoğunlaştığının bir kanıtı olmakla kalmadı, bu toplantıların devamı olarak bütün ülkeyi kucaklayacak biçimde eğitimin tüm bileşenlerini bir araya getiren “İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı” adlı çalıştayımızda üzerine çalışılan temel belgelerinden biri olmuştur.
Umut, ülkemizin geleceğinde, çocuklarımızın ve gençlerimizin gözlerinde yeniden parlamalıdır.
Umut, ancak eğitimin sorunlarını çözmekle güçlendirilebilinir.
İmkansızlıklar içinde Millet Mektepleri, Halkevleri ve Köy Enstitüleri gibi mucizeler yaratmış bir ulusun mirasçıları olarak tarih bize, eğitimin çözülemeyecek sorunları olmadığını kanıtlıyor.
Yüz yıl önce çözdük. Yine çözeceğiz…
Emin adımlarla iktidara yürüyen bir parti olarak sizlerle İKİNCİ YÜZYILDA EĞİTİM HAKKI ÇALIŞTAY’ımızı tamamlamış bulunmaktayız.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bizim için eğitim, her şeyden önce bir haktır.
Konu eğitim olunca bir seçim sloganından, seçim beyannamesi hazırlamaktan daha fazlasına ihtiyacımız olduğunun bilincindeyiz. Eğitim, rekorlar kırılacak, sayılara teslim edilecek bir alan değildir. Çünkü söz konusu olan insandır, çocuklarımızdır. Onların da yaşamlarını geriye alma şansı yoktur.
Yeni teknolojiler dünyada bizi bir başka yaşama hazırlıyor. Değişimin gelecek 50 yılda nasıl olacağını bugünden tahmin edebiliriz. Ancak bu tahminlerimiz daha ilk 20 yılda gerçekleşebilir. O nedenle gelecek tasavvurumuzdaki geleceğe nasıl hazırlanacağız? Kapasitemizi nasıl edinecek ve geliştireceğiz? Değişime nasıl uyum sağlayacağız, nasıl hareket edeceğiz?
Ülkemiz için 1980’lerde başlayan siyasal ve ekonomik politikalar, iletişim ve teknolojideki ilerlemeler, internet, televizyon, sinemalar, gazete ve dergiler aracılığıyla gelişen okul dışı pedagojik alanların ortaya çıkması toplumun, kamunun rollerinin tanımlanmasında eğitimi merkezi bir konuma getirmiştir. Öğrenme çok daha fazla toplumsal değişime bağlı hale gelmiştir. Bu nedenle kapsayıcı, demokratik, adil ve özgürlüğü vaat eden bir kamu eğitimine, kurumsal kapasiteye ihtiyacımız var.
Geleceğin iyi, güzel olması, bizlerin, çocuklarımızın, ülkemizin, dünyanın bu güzellikleri yaşaması için daha üretken, sorunlar karşısında çözümler üreten, bilgi ve yetenek donanımına sahip olmamız gerekiyor.
Sağlıklı, yetenekli, birbirine güvenen, dayanışmayı, birliği öne çıkaran motive bir nüfusa sahip olmalıyız. Geleceğe sonsuz bir arzu istekle kapılarımızı açmak durumundayız.
Yurttaşlarımızın yaşama tam olarak katılma fırsatına sahip olduğu, birlikte yaşama arzusunun kaybedilmediği bir ulus olmalıyız.
Eğitim yalnızca çocuklarımızın büyümesi ve gelişmesiyle sınırlı kalmadan ülkemizin ve dünyanın bir parçası haline gelmesini sağlayacaktır. Bunu yaparken önceliğimiz daima çocuklarımızın sağlıklı büyümeleri ve gelişmeleri olacaktır.
Türkiye’nin önceliği kuruluş aşamasında eğitimdi, şimdi yine eğitim, yarın yine eğitim, gelecekte yine eğitim olacaktır.
Çocuklarımızın kaderi doğumla, doğduğu yerle, soyuyla, inancıyla, diliyle değil eğitimiyle, yetenekleriyle, sorunlar karşısında çözüm üretme kapasitesiyle belirleneceği bir ulus olmalıyız.
Eğitimde temel hedefimiz;
• Çocuklarımızın karşılaştıkları sorunlarla baş edebilme kapasitelerini geliştirmek,
• Bilmemekten, öğrenememekten kaynaklanan bağımlılığı sonlandırmak,
• Her türlü bilgiyi sorgulayan, kendisi ve başkaları için akılcı kararlar üretebilen,
• Akıllarını zenginleştiren, ruhlarını derinleştirebilen, ufuklarını genişleten bireyler olmasını sağlamak
• Zorunlu temel eğitim, çocuklarımızı iş dünyasına tabi kılmak için araç, kariyer hazırlığı değil, kendi kendilerini yöneten, kendilerini bilen, yaşamlarını yöneten güçler karşısında özgürlüklerini yitirmemelerini sağlamaktır.
Eğitim; daha fazla araştırma, bilim, deneyim, ortaklaşma ve zaman ister. Eğitimde özne öğrenciler, çocuklarımız olduğu için hataya yer yoktur. Eğitim politikalarında, müfredatlarında sık sık değişiklik yapmak değil doğru olanı yapmayı ilke olarak benimsemek gerekir.
Eğitimde yeni bilgi değil yeni bilgiye taşıyacak, keşfe çıkaracak bilgi esastır.
Eğitimde yapılanlar, yapılmayanların yanında daima azınlıkta kalır. O nedenle yapılanlar, çocuklarda yapılmayanların eksiğini giderecek bilgi ve becerileri çocuklarımıza kazandırması gerekir.
Eğitim sistemimizin temel sorunu iyi olanın, başarılı olanın sürdürülememiş olmasıdır. Ne yazık ki yapılanlar, yapılmayanlara ulaşmayı zorlaştırmakta, bazı çocuklarımız için de imkânsız kılmaktadır.
Eğitimcilerin birinci görevi sormaktır: Sorduklarının cevabını bulmak ardından yeni soruları sormak, yeni cevapların arayışında olmaktır. Öğrencilerinin de sorular sormasını sağlamak, özgürce düşüncelerini açıklama olanağı sunmaktır.
Eğitim hakkı, bütün hakların istenildiği biçimde kullanılmasını sağlayan hakların başında gelir. Zayıf olanları, geride kalanları, yoksulları güçlendirir. Her türlü istismara, sömürüye karşı bireylerin koruma geliştirmesine yardımcı olur. Nitelikli bir eğitim aydınlanmış bir kafa yaşamın güzelliklerinden ve ödüllerinden biridir
Eğitim hakkının kullanılması için dört temel koşulun yerine getirilmesi gerekir.
1. Eğitim hizmetlerinin eksiksiz sunumu. Bunu zorunlu eğitim aşamasında tümüyle devlet yerine getirmelidir. Okul binalarının yapılması, ders kitaplarının hazırlanması ve basılması, öğretmenlerin istihdamı devletin yerine getirmesi gereken görevlerden biridir. Yani devletin eksiksiz bir eğitim sistemi kurması gerekir.
2. Erişebilirlik: Eğitim hakkının kullanımı için gerekli koşulların hazırlanması yeterli değildir. Bu hizmetlerden yararlanacak olanların da bu hizmetlere erişebilmesi gerekir. Bu nedenle maliyet, ayrımcılık, ulaşım gibi erişim önündeki engellerin kaldırılması gerekir.
3. Kabuledilebilirlik: Bir eğitim sistemi, insan haklarına, özgürlüklerine saygılı olmak buna göre içerik ve yönteme sahip olmak zorundadır. Bu nedenle, eğitim sistemleri toplumda en az anayasalar kadar üzerinden uzlaşmanın olduğu kurumlara, işleyişe sahip olmalıdır.
4. Uyarlanabilirlik: Eğitim sistemleri, eğitim hakkının kullanımı için çocukların yaşlarına göre yapılandırılmalı, eğitimden mahrum kalanların yararlanabileceği imkanları yaratabilmeli, eğitim hakkının kullanımını teşvik edici bir nitelikte olmalıdır.
Çalıştayımız bu dört koşulu göz önünde bulundurarak önerilerini ortaya koydu. Bugünkü eğitim sistemi içinde yaşanan sorunlar tespit edildi. Başarının yolları arandı.
Henüz hiçbir şey bitmedi, çocuklarımız için, ülkemiz için, insanlık için yapacağımız çok şey var. Çalıştayımız bu yönde atılmış küçük bir adım etkisi bakımından büyük bir adım olmuştur, olacaktır.”