Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İl Başkanı Eyüp Ersoy, parti binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Partisinin Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a yapılan saldırının planlı olarak yapıldığını ileri süren Ersoy, Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik başlatılan operasyon sonucunda yaşanan gözaltılara da değindi.
Eyüp Ersoy’un açıklamaları şu şekilde; “Genel Başkan Yardımcımız Sn. Bülent Tezcan’a ve Erzurum İl Başkanımız Tacettin Kızıloğlu’na yapılan saldırılar, tüm Cumhuriyetçilere yapılmış planlı bir saldırıdır. Artık ülkede tüm CHP’liler hedef haline getirilmiştir. Anamuhalefet lideri olan Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan hain saldırı dahi henüz aydınlatılmamışken bu kez de Genel Başkan Yardımcımız Sn. Bülent Tezcan hedef seçilmiştir. Akabinde Erzurum İl Başkanımıza saldırı düzenlenmiştir.
Sayın Bülent Tezcan’a yönelik saldırı rastgele, anlık bir eylem değil. Tam olarak planlanarak yapılmıştır.
Bu saldırıların amacı parti yöneticilerimiz nezdinde tüm CHP’lilere mesaj vermektir. Yapılan bu sistematik ve planlı saldırılarda amaç CHP liderini korkutmak ve sindirmek olsada bu hainlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Ya İstiklal Ya Ölüm parolası ile yola çıkan bizler, ülkemiz için canımızı vermeye dün olduğu gibi bugün de hazırız. Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun da söylediği gibi bedel ödenecekse önce biz ödeyeceğiz.
Ülkemizin aydınlık geleceği için, Cumhuriyet kurumlarının ilelebet yaşaması için demokratik,laik ve çağdaş Türkiye için yola çıkan bizleri hiç bir gafil, hiç bir hain hedefimizden saptıramayacaktır. Bu saldırılar kararlılığımızı ve azmimizi daha da perçinleyecektir.
Tüm CHP’liler tek vücuttur.Buradan bizlere saldıran bu gafillere sesleniyorum, buyursunlar gelsinler yerimizde, adresimizde bellidir.Korkmuyoruz. Bu ülke için dün öldük,bu gün de ölmeye hazırız. Ama unutmasınlar ki bu ülkenin kurucusu da, koruyucusu da, sahibi de biziz. Provokasyonlara ortak olmayacağız. Onların beklentilerini boşa çıkartacağız.
Bu hain saldırıların, Cumhuriyet Halk Partilileri, inandıkları doğrulardan ayıracağını ümit edenler büyük bir yanılgı içinde olduklarını göreceklerdir.Bu saldırılar partililerimizi birbirine daha çok kenetlemiş ve bu ülkenin derhal AKP hükümeti eliyle cehenneme dönen halinden kurtarılması yönündeki inancımızı kuvvetlendirmiştir.Cumhuriyet Halk Partisi sevgiyi ve barışı üstün tutan bir partidir. Yurtta Sulh Cihanda Sulh dün olduğu gibi bugün de bizim düsturumuzdur. Bu nedenle CHP’yi silaha,şiddete bulaştırmak, şiddetin tarafı yapmak isteyenler asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Biz ülkemizi seviyoruz.
Onun için Önce Türkiye diyoruz. Onun için CHP Varsa Herkes İçin Var diyoruz.Genel Başkan Yardımcımız Sn. Bülent Tezcan ve Erzurum İl Başkanımız Sn. Tacettin Kızıloğlu’na yapılan hain ve alçakça saldırıyı CHP Isparta İl Örgütü adına nefretle kınıyorum. Cesaretiniz ve kararlılığınız bize ışık tutmaya devam edecektir. Yolumuz açık, mücadele azim ve kararlılığımız tamdır.
Hukukun çözüldüğü, çöktüğü, bittiği yerde kaba kuvvet, zorbalık öne çıkar. AKP'nin yaptığı budur. AKP'den beklenen de budur. Hukuktan kaçanın sığınacağı liman zorbalık, yapacağı hukuksuzluktur. Ama, bütün dünya bilir ki CHP hiçbir dönemde ve hiçbir zeminde zorbalığa boyun eğmemiştir, eğmeyecektir. Hukuk içinde kalarak bu kabul edilemez zorbalığın da hesabını soracağız.
Cumhuriyet ile yaşıt gazeteye yönelik, akıl almaz iddialara senaryo üretilerek yapılan bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu operasyon, iktidarın OHAL'i cadı avına dönüştürdüğünün çok açık kanıtıdır.
Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik operasyonu üzüntüyle takip ediyoruz. Basına yönelik baskıları 14 yıldır devam etmektedir. Bugün hepimizi üzen Cumhuriyet Gazetesi baskınını izliyoruz. Pek çok gazeteci, muhasebecisi bile gözaltına alındı, evleri aranıyor. Basına, başından beri sansür uygulanıyordu. Her şeye rağmen direnen bir kaç gazete kalmıştı. Bütün kamu kaynaklarını aktararak ele geçirdikleri medya organlarının yanında bir kaç gazeteye bile tahammülleri kalmamış ve 14 yıldır bu baskının getirdiği sonuçta medya özgürlüğü yok edilmiş durumdadır. Cumhuriyet, yayın hayatını cemaatlerle mücadeleyle geçirmiş bir gazetedir. Cumhuriyet Gazetesi'nin FETÖ'yle işbirliği üzerinden, propagandasını yapmakla suçluyorlar. Gözaltına aldılar ve 5 gün süreyle kendi avukatlarıyla bile görüşmeleri yasaklandı. Bu tam olarak hukuksuzluktur.15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek bir dikta rejimi kuruluyor diye defalarca anlattık. Bugün yapılan da bu diktatörlüğün hamlelerinden biridir.
Hukuki güvenlik artık Türkiye'de kalmamıştır, OHAL ve KHK'lerle Türkiye artık demokrasi liginden düşmüştür. Cumhuriyet Gazetesine yapılan bu saldırı, Türkiye'de cumhuriyetçilere, laik cumhuriyete, basın özgürlüğünü savunanlara ağır bir saldırıdır.
Cumhuriyet gazetesi ile ilgili iddiaların hiçbirinin aslı-astarı yoktur. AKP’nin Cumhuriyet gazetesine kayyum atama isteği aşikardır. Böylece gazetenin sesinin kısılması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda Cumhuriyeti savunanların da sesinin kısılmak istendiği apaçık ortadadır. Gözaltındakiler derhal serbest bırakılmalı ve bu hukuksuz, antidemokratik hatadan dönülmelidir.
Cumhuriyet Gazetesi ülkemizin basın özgürlüğünün en önlemli kalesidir. Cumhuriyet Gazetesi “kandırıldık” acizliğine sığınmadan ilk günden itibaren FETÖ’yü yazan, ortaya çıkaran özgür basındır. Cumhuriyet Gazetesine ve yazarlarına başlatılan operasyonu şiddetle kınıyorum. Basını faşistçe tedbirlerle susturmaya çalışanlar, verdikleri kararların eninde sonunda altında kalacaktır.
Cumhuriyet Gazetesi adını Cumhuriyetimizden almış, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana olmuş, Laik Cumhuriyetimizle özdeşleşmiş ve bu yüzden her dönem Cumhuriyet düşmanlarının hedefi olmuştur. Cumhuriyet basın tarihimizin en önemli gazetesidir. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı Cumhuriyetin demokrasi şehidi yazarlarıdır. Ülke demokrasi tarihine bu kadar çok şehidi olan bir gazeteyi saçma sapan iddianameler ile zapt altına almaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Biz basına karşı faşist uygulamaları Hitler Almanya’sından, Mussollini İtalya’sından biliyoruz. Bu faşist diktatörlerin yolu halklarına sadece acı, yıkım ve felaket getirmiştir. Ülkemizin bu yola girmesine izin veremeyeceğiz.
Dış dünya Türkiye'yi ibretle izlemektedir, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri bulunmaktadır. AKP’nin basiretsiz , hukuk tanımaz yönetimi tüm dünyaya Koskoca ATATÜRK Türkiye’sini rezil etmiştir. Türkiye tek bir kişinin hırsı yüzünden felakete sürükleniyor. Türkiye’nin geleceği adeta, Sayın Cumhurbaşkanı'nın geleceğine endekslenmiş durumdadır. OHAL sürecinden sonra yaşananlar giderek Türkiye’yi dikta rejimine doğru ilerletiyor. Kanun Hükmünde Kararnameler ile darbe fırsatçılığı yapılmaktadır.
Demokrasiyi dilinden düşürmeyen AKP ve Sayın Cumhurbaşkanı, rektör seçimlerini de kaldırdı. Bu düzenleme daha önce TBMM Genel Kuruluna AKP ‘nin bir önergeyle gelmişti,muhalefetin itirazları üzerine daha sonra iktidar bu önergeyi geri çekmişti. AKP yine darbe fırsatçılığı ile son çıkan 675 sayılı KHK ile rektör seçimlerini kaldırdı. YÖK'ün önereceği üç adaydan birini Sayın Cumhurbaşkanı atayacak. Artık seçime bile tahammülleri kalmadı. Demokrasi mitingleri yapmakla demokrat olunmuyor. Antidemokratik uygulamalar her alanda sürdürülüyor.
Böyle bir tablo TBMM'nin onurunu zedelemektedir, Mecliste yapamadığını KHK'lerle yapmaya çalışan bir anlayış. Milletvekillerine, Meclis'e yapılmış bir saldırı, ağır hakaret. Mert olun. Meclis'te geri çekeceksin, sonra KHK'ler içine koyacaksınız.
Meydanlarda demokrasi havariliği yapanlar, faşist diktatörlüklerini kurmak için her fırsatı değerlendirmektedir. Ülkemiz adım adım faşist bir yönetime evrilmeye çalışılmaktadır. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi 93 yıldır Cumhuriyet, Demokrasi ve Atatürk düşmanlarına karşı yaptığı vatan savunmasına devam edecektir. Faşizme karşı Cumhuriyet Halk Partimiz her türlü mücadeleyi verecektir. Partimiz cumhuriyet düşmanlarına karşı dimdik duruşu ile bu ülkenin hep sigortası olmuştur. Meydanlarda, sokaklarda ve her yerde ülkemizi savunmaya devam edeceğiz.
Ülkemizi OHAL ile KHK’lar ile yönetebileceğini sananlar, faşistçe uygulamaları meşrulaştıranlar amaçlarına ulaşamayacaktır. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini her alandan silmeye çalışan demokrasi düşmanları, amaçların asla ulaşamayacaktır.
Cumhuriyet Gazetesine yapılan faşistçe baskını bir kez daha şiddetle kınıyorum, Cumhuriyet Halk Partisinin tüm bu hukuksuzluklarla, diktatörlükle, bedeli ne olursa olsun, sonuna kadar mücadele edeceğini bir kez daha ifade ediyorum.
AKP'nin faşizmi hiçbir zaman, hiçbir koşulda bizi susturamayacaktır. Biz CHP olarak, AKP'den bunların hesabını sonuna kadar soracağız. Bu yaptıklarının hesabını hukuk, demokrasi içinde birer birer, Cumhurbaşkanı'ndan başbakanına, milletvekillerine, örgütüne kadar hepsinden tek tek sormak Cumhuriyet Halk Partililerin boynunun borcudur. Bu vesileyle saldırılar sonucunda iki yoldaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan baskını da şiddetle kınıyoruz. Buradan tekrar söylüyoruz ve derhal ve acil olarak gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
CHP, tüm örgütleriyle halkımızı bu çağ ve akıl dışı faşizm karanlığına teslim etmemeye kararlıdır.
Faşizm hiçbir koşulda, hiçbir ülkeye, kuruma, kişiye yarar sağlamaz; sonu hüsrandır, kandır, gözyaşıdır, acıdır.”