CHP İl Başkanı Eyüp Ersoy, Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet’ yürüyüşüne destek verdiklerini belirterek, “21 Haziran Çarşamba günü saat 17.00’da parti binamızın önünden yürüyüş başlatarak, meydanda bir basın açıklaması yapacağız. İlçelerimizin, kasaba, köy ve çevredeki örgütlerimizin katılımıyla 3 Temmuz’da şehir merkezinden Adalet Sarayı’na büyük bir yürüyüş planlıyoruz. Onun akabinde de İstanbul yürüyüşüne gruplar halinde çevre illerle katılacağız” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Teşkilatı, Eğitim Sen- Eğitim İş ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Isparta Şubeleri ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısıyla Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına tepki göstererek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşüne destek verdiklerini açıkladılar. CHP İl Başkanı Eyüp Ersoy, il teşkilatı olarak 3 Temmuz’da Isparta’da büyük bir yürüyüş planladıklarını söyledi.
GAZETECİLERİN, AKADEMİSYENLERİN, BİLİM İNSANLARININ,
SANATÇILARIN DA ADALETE GÜVENİ GİDEREK KAYBOLUYOR
2010 yılından bu yana Türkiye’de evrensel boyutlu gazetecilik yapılmadığını ileri süren CHP İl Başkanı Eyüp Ersoy, şunları ifade etti: “Sansür, otosansür ve çalışanlar üzerinde patronaj baskısının gazetecileri bunalttığı ve mesleği yapılamaz hale getirdiği bir dönem yaşanıyor. Kamuoyunun haber alma, gerçekleri öğrenme, bilgilenme hakkı kullandırılmıyor. Halen cezaevlerinde 160 gazetecinin çile doldurması da ülkede basın özgürlüğünün bulunmadığının bir kanıtını oluşturuyor. 14 Haziran 2017 tarihli duruşmada da değerli vekilimiz, Parti Meclisi üyemiz Enis Berberoğlu, hemen bütün dünyanın üzerinde yazı yazdığı MİT TIR'larına ilişkin bir haber nedeniyle müebbed hapis ile cezalandırıldı ve tutuklandı. Olmayan deliller ile tutuklanan vekilimizle birlikte hukukun hakça işlemediği bu düzende, yurttaşların olduğu kadar gazetecilerin, akademisyenlerin, bilim insanlarının, sanatçıların da adalete güveni giderek kayboluyor.
YARGI SİYASALLAŞMIŞTIR
Bu kararın hukuki bir tarafı yoktur. Ülkede giderek uzaklaşılan adalet zemini, bu tutuklama kararı ile birlikte bir defa daha gördük ki, önemli bir irtifa kaybetmiştir. Ülke OHAL rejimi ile idare edilmektedir. Hukuk güvenliği kalmamıştır. Yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün değildir. Yargı bağımsızlığının olmadığı yerde adalet de kalmamış demektir. Şu anda adliye koridorlarında hüküm süren AKP yargısıdır. Yargı siyasallaşmıştır. Kaynağını Anayasadan alan basın özgürlüğü ve düşünceyi ifadenin, temel hakları kullanmanın, yazmanın, çizmenin, konuşmanın bile suç sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Gazeteciliğini yurt içinde ve uluslararası alanda da kanıtlamış değerli vekilimiz Enis Berberoğlu’nun kimi çevrelerce hedef gösterilmesi nicedir toplumu saran ihbarcılık furyasının somut bir örneğini oluşturuyor. Hukukun, adaletin olmadığı ortamda demokrasi de, özgürlük de, huzur da olmaz! Bugün ortaya çıkan tablo, 20 Temmuz darbesinin ortaya çıkardığı tablodur. 15 Temmuz darbesinde ortaya çıkan birlik ve beraberlik ruhu ne yazık ki 20 Temmuzda başlayan ve hala devam eden OHAL kararıyla bozulmuştur.
NEDİR MİLLETVEKİLİMİZİN SUÇU?
OHAL kalıcılaştırılarak TBMM devre dışı bırakılmış ve hukukun yok edildiği, asıl suçluların yargılanmadığı, masum insanların hapsedildiği bir süreci yaşıyoruz! Bu süreçte halkımızın bilgi almasını engellemek için gazeteci tutuklayarak, gazete, televizyon, radyo ve haber siteleri kapatılarak basın susturulmuş ve sansür edilmiştir. Son Anayasa değişikliği ile tamamen siyasal erkin etkisine giren yargı ve onun aldığı kararlar ne yazık ki Sarayı memnun ederken toplumun vicdanında büyük yaralar açmaktadır. Peki, nedir milletvekilimizin suçu? Suriye’de yürütülen kirli savaşa, AKP iktidarının TBMM’nin onayı ve bilgisi olmadan, uluslararası yasalara aykırı olarak dâhil olduğunu gösteren “MİT tırları” olayını haberleştirmesidir! Bakınız aynı konuda açıklama yapan çok sayıda kişi oldu. Hatta bunlardan biri de söz konusu olay gündeme geldiğinde AKP’ye en sert muhalefet yapanlardan biridir! Ki şimdi o kişi AKP genel başkan yardımcısıdır! Hatırlayınız Tuğrul Türkeş AKP saflarına katılmadan önce bir özel bir televizyon kanalında ‘’vallahi de billahi de bu silahlar Türkmenlere gitmiyordu. ’’ dememiş miydi? Bu konuda sadece Cumhuriyet gazetesi çalışanları ile Milletvekilimizin cezalandırılması hukuksal bir garabet olduğu kadar, gerçek niyetlerinin ne olduğunu da göstermektedir.
BU KARARI VERENLER ER GEÇ TARİH ÖNÜNDE HESAP VERECEKLERDİR
Milletvekilimizin cezalandırılması, doğrudan doğruya partimize bir gözdağıdır! Partimiz nezdinde muhalefete bir gözdağıdır. Hapisle, tehditle CHP’ye ayar vermeye, gözdağı vermeye çalışanlar CHP tarihine baksınlar! Partimizin tarihi gericiliğe, hukuksuzluğa ve faşizme direnişin tarihidir. Bizi yıldıracaklarını sananlar büyük bir yanılgı içindedirler. Asıl suçlular ahkâm keserken, talimatla masum insanların, gazetecilerin hapsedildiği bir garabet yaşıyoruz. Bu ceza, söz konusu haberin gerçek olduğunun tescil edilmesidir! Bu ceza ülkemizde hukukun iflasının göstergesidir! Bu haber adaletin Saray rejimi etkisinde olduğunun ispatıdır. Hangi anlayışla hangi hukukla bu kararın verildiğini anlamak mümkün değildir? Bunu kararı ve uygulamayı kabul etmiyoruz. Bu kararı verenler er geç tarih önünde hesap vereceklerdir.
ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ DESTEKLİYORUZ
Halkın oylarıyla parlamentoya girmiş olan vekilimiz hakkında verilen tutuklama kararı hukuki bir sonuç değil, açık ve net söylüyoruz tamamen siyasi bir karardır. Bu siyasi kararı tanımıyor, itiraz ediyoruz. Tüm bu hukuksuzluğa, tek adam diktasına, TBMM iradesinin ortadan kaldırılmasına karşı olduğumuzu beyan ediyor, bu anlamda Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı adalet yürüyüşünü destekliyoruz.”
3 TEMMUZ’DA BÜYÜK BİR YÜRÜYÜŞ PLANLIYORUZ
Öte yandan il teşkilatı olarak sahalara ve yollara inmeye karar verdiklerini dile getiren Ersoy, “21 Haziran Çarşamba günü saat 17.00’da parti binamızın önünden yürüyüş başlatarak, meydanda bir basın açıklaması yapacağız. Genel merkezimizin aldığı karar doğrultusunda her gün saat 18.00’da 1 dakika Adaleti Düşün eylemlerimiz devam edecek. İlçelerimizin, kasaba, köy ve çevredeki örgütlerimizin katılımıyla 3 Temmuz’da şehir merkezinden Adalet Sarayı’na büyük bir yürüyüş planlıyoruz. Onun akabinde de İstanbul yürüyüşüne gruplar halinde çevre illerle katılacağız” dedi.