Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala okula yeni gidecek çocuklarınbazılarında okul korkusu olduğunu belirten SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğt. Üyesi Ümit Işık, okul günlerinde ortaya çıkan fiziksel yakınmaların, ağlama ve öfke patlamaları gibi davranışların okul korkusunun belirtileri olduğuna dikkat çekti.
Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğt. Üyesi Ümit Işık, çocuklarda okul korkusu ile ilgili yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi; “Okul korkusu olarak adlandırılan bu durum, genellikle anneden ya da evden ayrılma kaygılarıyla ortaya çıkan okula gitmek istememe ya da sonucunda gitmeme durumudur. Okul korkusu olan bu çocuklar evden ya da annesinden ayrılma durumunda ya da ayrılma beklentisi olduğunda tekrarlayıcı ve aşırı sıkıntı yaşarlar. Burada aslında çocuk okuldan korkmamakta, anne ve babasından ayrı kalmaktan korkmaktadır. Çünkü sevdiği kişilerden ayrı kaldığı zaman onları kaybedeceği korkusu yaşar, onları bir daha göremeyeceği, kendisini bırakıp gideceklerini ya da onların kaybolacağı, kaçırılacağı, öleceği ya da kaza geçirecekleri gibi kötü bir olayın başlarına gelebileceği ile ilgili düşüncelere kapılırlar. Okul korkusunun sıklığı yüzde 4-5 olup, her 20-25 çocuktan birinde görülmektedir. Kabaca düşündüğümüzde her sınıfta en az 1 çocukta okul korkusu oluşabilmektedir. Okul korkusu herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmekte ancak en sık anasınıfına ya da 1.sınıfa başlanıldığı dönemde görülmektedir.Genellikle anneye çok bağımlı olan bir çocuğun annesinden ayrılmasıyla birlikte ortaya çıkan bu durumda, çocukta okula giderken huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, hırçınlık, ağlama, okula girmek istememe, anneye yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler genellikle pazar akşamı yatmadan önce ve pazartesi sabah görülür ve okul sabahında bu durum en üst düzeye ulaşır. Eğer ebeveynler çocuğun bu durumu karşısında kaygılanır ve çocuğu okula göndermekten vazgeçerse çocuk bir sonraki güne kadar rahatlar. Ancak ertesi gün sabah yine aynı sorunlar yaşanır ve bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul devamsızlığı ne kadar uzun sürerse, okula dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır. Özellikle de anasınıfına başlama döneminde okula gitmek istemeyen çocuklara ‘yaşı daha uygun değil, bu sene evde dursun, seneye okula göndeririz’ demek bu yılın sorununu gelecek yıla ertelemek demektir ve bir sonraki yıl çözümün daha da zor olmasına neden olacaktır. Bu nedenle erken müdahale etmek çok önemlidir.Okul korkusu olan çocuklarda tedavide çocuk, aile, okul ve çocuğun bulunduğu diğer çevreleri de kapsayacak şekilde bir planlama yapılmalıdır. Başlangıçta çocuğun okula uyumunu arttıracak eylemlerde bulunmak okul ile ilgili olarak çocuğun aklındaki belirsizlikleri çözmek okul korkusunu yenmek açısından faydalı olacaktır. Çocuğun uyumu için; okul yaşantısı ile ilgili her şeyi planlamak, ‘okuldan kim alacak, hangi servis alacak, kim karşılayacak?’ sorularının cevaplarını vermek, çocuğunuza onu alacağınız zaman ve yer hakkında bilgi vermek, belirttiğiniz saatte ve yerde olmaya özen göstermek çocuğunuzun kaygılarını ve korkularını azaltacaktır. Çocuğunuzla birlikte okulu, iç mekânları gezmekte okulu tanımasını, benimsemesini ve endişelerinin azalmasını sağlayacaktır. Ebeveynler olarak sizlerin de okulla ilgili güzel anılarınızı ona anlatmanız, yaşadıklarınızı sizi okula ilk kimin götürdüğünü, günlerin nasıl geçtiğini, öğretmeninizi, arkadaşlarınızı, okuma yazmayı öğrenme serüveninizi paylaşmanız benzer süreçleri sizin ve başkalarının da yaşadığını ona hatırlatır ve rahatlamasını sağlar. Tüm bu uyum çalışmalarınıza rağmen çocuğunuzda okul korkusu gelişebilir. Bu durumda çocuğunuza içinde bulunduğu durumu anladığınız ve ona yardımcı olacağınız mesajı verilmelidir. Eleştiren, aşağılayan, korkutan ve sindiren bir yaklaşım başarıya ulaşamaz. Başarıya ulaştı gibi görünse dahi daha sonra oluşacak daha büyük sorunları peşinden sürüklemiş olur. Ailelerin kendini çocuklarının yerine koyması ve duyduğu kaygı ve endişeyi anlamaya çalışması gerekir. Çocuğunu okula gitmeye direndiği için cezalandırmamalı, küçük düşürücü sözlerle aşağılamamalıdır. Aileler sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olmalıdır. Sorunu görmezden gelmek çözümü zorlaştırır. Okula devam etme konusunda kararlı bir tavır içinde olmak, çocukta da bir güven duygusu oluşturacaktır.Çocuğun korkularını ve kaygılarını hafife almak, numara yaptığını düşünmek, çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak, “Bebek misin sen, kocaman adam oldun, korkacak ne var?” gibi bastırıcı yöntemler çocuğun sıkıntılarını arttıracaktır.Okula uyum genellikle 1-2 hafta gibi bir sürede tamamlanır. Ancak uyumun sağlanamadığı ve okul korkusunun başlangıçta alınan önlemler ile kaldırılamadığı durumlarda bir psikiyatrik destek almak sorunun çözümünü hızlandıracaktır.”