Tarih: 30.04.2021 11:22
ÇOK ERKEN GİTTİN BE SONER
Bazen akla gelmeyen başa geliyor. Isparta Basınının sevilen renkli simalarından olan genç meslektaşım kardeşim Soner Toros 41 yaşında hayatının baharında bu dünyadan göçtü gitti. Korona belasının son kurbanlarından olan ve çocukluğundan bu yana tanıdığım Soner; zeki, çevik, hiperaktif ve ileri görüşlü bir gazeteciydi. İnsanlara tepeden bakmazdı, yardımcı olmaya çalışırdı. Meslektaşları onun için son zamanlarda “proje adamı” derlerdi. Hakikaten Basın üzerine değişik projeleri vardı. Hatta vefatından 10 gün önce bu projelerinden birini de benimle paylaşmış ve benimle birlikte bu projeyi hayata geçirmek istediğini beyan etmişti. Soner, mesleğin eğitimli gazetecilerindendi. Mesleğe İletişim Lisesinde atım attı. Başarılıydı, çalışkandı. Kısa sürede kendini ispat ederek lise döneminden itibaren basın sektöründe çalışmaya başladı. Isparta’nın sorunlarını iyi irdeleyen ve bunları kamuoyu ile paylaşarak çözüm noktasında bir gazeteci olarak elinden gelen gayreti gösterirdi. Kendisi gibi Gazeteci olan Dilek Toros ile hayatını birleştirdi ve bu evlilikten bir kız çocukları dünyaya gelmişti. Kızını çok severdi, boş vakitlerini hep onunla geçirirdi. Sosyal biri olması nedeniyle çok seveni vardı, çevresi genişti. Bu durum zaten cenaze töreninde de açıkça kendini belli etti. Kalabalık topluluk Yenice mezarlığına adeta sığmadı. Sevenleri onu son yolculuğunda yalnız bırakmadı. 9 ay önce kaybettiği çok sevdiği annesinin yanında gözyaşları arasında toprağa verildi.
BENİM GİBİ DİYABETLE SAVAŞIYORDU…
Genç meslektaşım Soner, küçük yaşlardan itibaren benim gibi şeker hastalığı ile mücadele ediyordu, bir süre önce kalp krizi geçirince anjiyo olmuştu. Geçtiğimiz aylarda da Isparta Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mustafa Baş ile birlikte Mersin’de şeker doktoruna gitmişti. Mersin dönüşünde bana da, “Nasuh abi sende bir git Mersin’e, bu doktorun teşhis ve tedavisi farklı. Ben faydasını görmeye başladım” demişti. Bazen bu konuda ümitsizliğe düştüğü zamanlarda oluyordu. “Nasuh abi ne yapsan yap, bu şeker illetinden kurtuluş yok, ne kadar ilaç kullansak tatlıyı, tuzluyu biraz kaçırınca şeker fırlayıp çıkıyor” şeklinde de bu hastalıkla ilgili umutsuzluğa düştüğü zamanlar da oluyordu.
ISPARTA’YI DİJİTAL MEDYA İLE TANIŞTIRDI…
Genç kardeşim Soner Toros, Akdeniz Gazetesinin kapanmasının ardından birlikte çalıştığı arkadaşlarını toplayıp “Isparta’nın haber fabrikası” olmak için tekrar yola çıkmıştı. Isparta’yı dijital medya ile tanıştırdı. Son zamanlarda hep, “Nasuh abi artık yazılı basın dönemi bitiyor günümüz dijital gazetecilik dönemi” derdi. Dedim ya Soner, akıl dolu bir insandı, zekiydi. Kafası çalışırdı, pratik zekaya sahipti.
AZ YAŞA ÇOK YAŞA BİR GÜN GELECEK BAŞA…
Nitekim sevgili Soner için ne yazsak ne desek boş, Kelimelerin yetersiz geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Hani dedik ya başta, “Akla gelmeyen başa geliyor” diye. Soner kardeşimizin bu kadar genç yaşta vefatını kim hayal edebilirdi? Artık kader mi desek alın yazışımı desek bilemiyorum ama Soner çok erken ayrıldı bu dünyadan. Ölüm ona yakışmadı.
Mekanı cennet, kabri nurla dolsun.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —