Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Kolukırık, 15 Temmuz darbe girişimini küresel kirli bir operasyon ve terörist eylem olarak tanımladı. Prof. Kolukırık, darbe girişimiyle Türkiye’nin dünya üzerindeki stratejik yerini ve önemini hem de kadim devlet geleneğinin sağlamlığını bir kez daha kanıtladığını dile getirdi.
BİR TAŞLA BİRDEN FAZLA KUŞ VURMAYI PLANLADILAR
Darbe girişiminin çok sofistike, satanist küresel bir aklın ürünü olduğunu düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Suat Kolukırık, “Zira dünya çapında büyümenin yavaşladığı, durağanlığın belirginleştiği, deflasyonun konuşulduğu ve gerginliklerin arttığı bir dönemde devreye girdi. Türkiye üzerinden bölgesel sıkışmaların önü açılmaya çalışıldı diyebiliriz. Nitekim “siyasal” ya da “ekonomik“ bir darbe girişimi değil, terör örgütüne üye bazı askeri unsurların kendi halkına kurşun sıktığı ve ezdiği kanlı bir manzara seçildi. Çünkü darbe girişiminin birden çok hedefi ve beklentisi içerisindeydiler. Yani bir taşla birden fazla kuş vurmayı planladılar.
HAŞHAŞİ VEYA FETÖ DENİLEN ÖRGÜTÜ KULLANDILAR
Sosyolojik açıdan darbe girişimi, küreselcilerin kendi dünya düzeninde fani olan hiçbir kimliği, etnisiteyi ya da oluşumu önemsemediğini yeniden gösterdi. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında biz bu filmi sürekli izleyip duruyoruz. Türkiye’deki darbe girişiminde ise paravan yapı ve araç olarak haşhaşi veya Fetö denilen örgütü kullandılar. El-Kaidenin bugünkü zayıf durumuna bakalım ya da bir gecede üretilmiş bir araç gibi ortaya fırlayan İŞİD VE PYD gibi şu an aktif ve daha çok kullanılan terör örgütlerine. Her şey küresel sistemin bekası için üretiliyor ve zamanı gelince tasfiye ediliyor. Yani demem o ki küresel bağlantısı olmayan hiçbir terör örgütü böyle bir askeri darbe girişimi içerisine giremezdi” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE İMAJINI HEDEF SEÇTİLER
Buram buram küresel kirli bir ittifak olduğu belli olan darbe girişiminin ana hedefinin ne olduğu sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Suat Kolukırık, “Birden çok cevap bulabiliriz. Tabiki birinci cevap Türkiye’deki mevcut iktidar ve iktidarın şahsında Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisiydi. Fetocu örgütle 17/25 Aralıkta yaşanan çatışma, gizli bir iktidar mücadelesini gün yüzüne çıkardı. Ayrıca Sayın Erdoğan’ın milli politik tavrı, antiemperyalist tutumu batılı merkezlerce sürekli olarak eleştirildi ve bir engel olarak tanımlandı. Bu manada, darbe girişimiyle bölgesinde bir çekim merkezi olan Türkiye’ye ve onun güçlü liderine zarar vermeyi ve ele geçirmeyi hedeflediler ve bir araya geldiler. İkinci olarak; Ortadoğu’da istedikleri oyunu kuramayanlar, Türkiye’yi Ortadoğululaştırmayı denediler ve Türkiye imajını hedef seçtiler” dedi.
DERİN KURGULAR HEDEFLENİYOR
Diğer taraftan darbeyle daha derin kurguların hedeflendiğinin görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Kolukırık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela; Avrupa Birliği hem kendi içerisinde hem de Türkiye ile olan ilişkilerinde sorun alanına dönüşen Suriyeli mülteciler sorununu, darbe girişimiyle pazarlık konusu olmaktan çıkarmayı planlamış gibi. Dün AB’li bir yetkili Türk vatandaşları için serbest vize uygulamasının şimdilik gündeme gelmeyeceğini ifade etti. Bu açıklama aslında Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin belli bir süre normalleşme olmaksızın devam edeceği anlamı taşıyor.
SOSYOLOJİK BİR TABANI VE MİLLETTE KARŞILIĞI
OLMADIĞI İÇİN BAŞARISIZ OLDULAR
Bunun dışında Suriyeli mültecilerin AB açısından bir krize ve kendi aralarında ciddi tartışmalara yol açtığını biliyoruz. Özellikle İngiltere’nin AB’den ayrışma ve dağılma sürecini girmiş olması bunun en iyi örneği. Türkiye’deki darbe sürecine destek veren küresel güçler Türkiye’nin istikrarsızlığını hedefleyip, kendi sorunlarını çözmeye çalıştılar. Ancak ortaya koydukları planın, darbenin sosyolojik bir tabanı ve millette karşılığı olmadığı için başarısız oldular.
TÜRKİYE KOLAY KOLAY SOSYAL MÜHENDİSLİKLE ŞEKİLLENMEYECEK BİR ÜLKE
Son olarak darbe girişimi bize şunu da göstermiş oldu. Hem Türkiye dünya üzerindeki stratejik yerini ve önemini hem de kadim devlet geleneğinin sağlamlığını bir kez daha kanıtladı. Bu noktalar son derece kıymetli özellikler. Türkiye kolay kolay sosyal mühendislikle şekillenmeyecek bir ülke. Sahip olduğu nüfusu, tarihi, tecrübeleri ve dinamik insanıyla şaşkınlık uyandırabiliyor ve beklentileri boşa çıkartabiliyor. 15 Temmuz darbe girişiminde yaşanan tam da buydu. Birilerinin kursağında kaldı bazı şeyler, üzüldüler. Darbe girişimiyle ortaya çıkan sonuçlar yakın dönemde hem Türkiye’yi hem de küresel adaletten uzaklaşmış mekanik aklı ve dünyayı etkileyecek ve dönüştürecektir.”