DEMİREL’İN SÖZÜ ÜZERİNDEN HÜKÜMETE YÜKLENDİ

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in, “Tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur” sözü üzerinden hükümete yüklendi.
TÜRKİYE’NİN BEKA SORUNU
Isparta Milletvekili Aylin Cesur, TBMM’deki torba kanun görüşmeleri sırasında seçim sürecinde gündeme gelen Türkiye’nin beka sorunu tartışmalarını eleştirdi. Hükümetin, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler arefesinde beka tartışmaları üzerinden algı operasyonları yürüttüğünü kaydeden Cesur, belediye başkanları seçiminin beka ile ne ilgisi olduğuna anlam veremediğini vurgulayarak Meclis Genel Kurulu’nda şöyle konuştu:
“Nereden çıktı bu? Sahiden anlaşılır bir şey değil. Çünkü bu belediye başkanları seçimi. Ben söyleyeyim nereden çıktı; seçim kazanma tecrübesi olan iktidar partisi bu defa işleri zor biliyorlar. Kendileri de yerel seçimle geldikleri için bu konuda tecrübeye sahipler.
DEMİREL’İN TARİHİ SÖZÜ
Her kesimden vatandaş o kadar sıkılmış ve bunalmış durumda ki bir çare ve değişim arıyor, bunun da farkındalar. Ekmek arıyor çocuğunun önüne koyacak, siz bu defa beka koydunuz ısıtılmaya hazır bir tencereye. Tencereniz boş değil dolu, dolu da içinde aş yok, aşı olanın da huzuru yok. Şimdi merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in tarihe mal olan ‘tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur’ sözü aklıma geliyor.
BAŞKANLAR ÜLKEYİ Mİ SATACAKLAR?
Koca şanlı tarihimizde nice sultanlar, nice iktidarlar geldi geçti, memleketin bekasını belediye başkanları üzerinden tartışan olmadı. Bunu aziz milletimiz de biliyor. Kaldı ki, ne olacak yani, bizim gösterdiğimiz adaylar belediye başkanı olduğu zaman bu ülkeyi satacaklar mı? Isparta’da bizim belediye başkanı adayımız 10 yıldır Baro Başkanı. Adalet dağıtan bir kurumun en üst seviyesinde. Isparta bu kadar güvenmiş kendisine.
VATANDAŞ HİZMETE BAKACAK
Şimdi milletimizin önünde sandık var, bir de 17 yıldır kendisini yöneten bir iktidar partisi ve onun belediye başkanları var. Vatandaş, evinin önünde, sokağında, şehrinde ne gibi sorunlar var, mevcut belediyeler bunlara ne kadar çözüm üretmişler bunlara bakacak. Bir de 24 Haziran’da neler vadetmişsiniz ve vadettiklerinizden neleri yapmışsınız buna bakacak. Sizin söz verdiklerinizden, bizim burada yapılsın dediğimiz, sizin de burada reddettiğiniz bütün kararlara ve her şeye bakacak ve karar verecek. Çünkü artık vatandaşın kendi geleceğine el koyma zamanı.
BEKANIN SAHİBİ TÜRK MİLLETİDİR
İşte beka sorunu var dediğiniz yerde Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasının sahibi Türk milletidir. Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle kendisini oluşturan tüm fertleriyle yapar bunu, geçmişte de böyle yaptı, gelecekte de yapmaya devam edecek. Her daim olduğu gibi bugün de içeriden ve dışarıdan tehdit olduğunda birbirine kenetlenir, hainine de, teröristine de meşhur dış mihraklarına da haddini bildirir. Nerede mi kenetlenir? Ay-yıldızlı bayrağının altında, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin etrafında kenetlenir.
MEMLEKETİN HALİ PERİŞAN
Bu sizinle olmadı, bu hep vardı ve olacak ilelebet. Kimse başka hesaplar yapmasın. Kimse beka siyasetiyle bu milletin zekasıyla alay etmesin ve vatanperverliği üzerinden de siyaset yapmaya kalkışmasın. Adaylarınız mı var çıkacaklar milletin önüne, varsa projeleri onlara söyleyecekler. Memleketin haline bakınız. Yüzde 20 enflasyon ve 4 milyon işsizle karşı karşıyayız. Yapmayın, başınıza iş alırsınız. Milli değerler üzerinden siyaset yaptığınız zaman önce Andımız’ı sorarız. Danıştay karar verdi okutulsun diye, neden ‘okullarda okutulmasın’ dediniz? Daha birkaç gün önce önünüze getirdik.
TANK PALET FABRİKASINI SORARIZ
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sorarız sonra da. Suriyelilere harcadığınız 35 milyar doları sorarız. Yetmedi, yılbaşında Taksim Meydanı’nda Türk Bayrağı altında değil de başka bayraklar altında yılbaşı kutlayanları sorarız. Başına çuval geçirilen askerlerimizden başlarız sormaya, savunma sanayimizin göz bebeği olan Tank Palet Fabrikasını, burada günlerde tartıştığımız halde ‘durun yapmayın, yapmayın’ dediğimiz halde nasıl verdiniz Katarlılara bunu sorarız. ‘Beka’ dediğiniz yerde devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü olan bir Türkiye’den her gün şehit cenazelerinin kalktığı, Ekim ayında akşam saat 6’da askerlerinin donarak öldüğü bir ülkeye getirdiğiniz Türkiye’yi sorarız. Dedik ki onu da araştıralım. Ona da ‘yok’ dediniz.
KAYGI İMPARATORLUĞU HALİNE GELDİ
15 Temmuz masum insanların katledildiği hain ve alçak bir darbe girişimi. Bu kürsüde ve her yerde ‘FETÖ araştırma komisyonu kuralım’ dedik defalarca, reddettiniz. Niye? Bunu sorarız. Kaygı imparatorluğu haline gelen bu güzel ülkemizde en fazla gençlerimiz umutsuz. Hayalleri çalındı çünkü ‘araştırılmasın’ dediğiniz örgütlerin elindeki sınav sistemlerinde. Çağ atlayacaktık ya hani, yoksullukta çağ atlamakla kalmadık, üniversite öğrencilerinin de gelecek hayallerini de sona erdirdik.
1 MİLYON ÖĞRENCİ OKULU BIRAKTI
Yükseköğretimde 8 milyon öğrenci var. Geçim sıkıntısı nedeniyle beş yılda 1 milyon öğrenci okulu dondurmuş veya bırakmış. Halen 1 milyon üniversite öğrencimiz de işsiz. Aile Bakanlığı’nın internet sitesinden kaldırdığı 2013 yılı Sosyal Bülteni’nde yoksul sayısı 30,5 milyon. Artık söylemekten yorulduk, bir devlet vergiyle büyümez; üretimle büyür, icraatla büyür, sanayiyle büyür, tarımla büyür, teknolojiyle büyür, eğitimle büyür. Ne acıdır ki, domates satarak fabrika kuran ülkeden, fabrika satarak domates ithal eden bir ülkeye dönen ülkemizde beka sorunu olduğu doğrudur. Doğrudur da, bu sorunun nedeni Türkiye’nin yönetilememesidir.