Tarih: 13.02.2021 11:12
Diyanet – Sen Isparta Şubesi Başkanı Osman Akçil;
Hoş Geldin
Manevi Bereket
Mevsimi
Bugün başlayan Üç Aylar münasebetiyle bir tebrik mesajı yayınlayan Diyanet – Sen Isparta Şube Başkanı Osman Akçil, üç ayların insanların hayatını gözden geçireceği ve Allah’a (c.c) sığınacağı af ve mağfiret ayları olduğuna dikkat çekti.
Üç aylar, 2021 yılında Receb ayının ilk günü olan 13 Şubat günü yani bugün itibariyle başladı. Üç ayların başlangıcından sonra ilk kandil, Recep ayının ilk manevi günü olan Regaib Kandili ile 18 Şubat Perşembe gerçekleşecek. Miraç Kandili 10 Mart günü, Berat Kandili ise 27 Mart günü idrak edilecek.
BAŞKAN AKÇİL; “RAHMET RÜZGÂRLARININ
ESTİĞİ 3 AYLARIN HAKKINI VERMELİYİZ
Diyanet – Sen Isparta Şube Başkanı Osman Akçil, rahmet rüzgârlarının estiği üç aylardaki gün ve gecelerde, her anın kıymetini bilerek ve hakkını vererek geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Engin, bazı gün ve gecelerin, bir ömre veya daha fazlasına denk olduğunu söyledi.
“RAHMET RÜZGÂRLARININ ESTİĞİ 3 AYLARIN
HAKKINI VEREREK GEÇİRMELİYİZ”
Başkan Akçil, mesajında; “İnsanoğlu dünyevi bir alışverişinde bile daha fazla kazanmayı hesaplarken, manevi dünyası için bu kazancı göz ardı edebilir mi? Şüphesiz ki etmemelidir. Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir hadis-i şeriflerinde ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını hakkımızda bereketli kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.’ (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/129.) duasını yapar. Nebi’nin duasını bizler de hem kavli hem de fiilî olarak gerçekleştirmeliyiz. Üç aylar olarak bildiğimiz aylar Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Yine bu aylar içinde Regaip, Miraç, Berat ve Kadir Geceleri yer alır. İnsanın hayatını gözden geçireceği bu zamanlar Yaradan’a sığınılacak af ve mağfiret zamanlarıdır. Rahmet rüzgârlarının estiği 3 ayların hakkını vererek geçirmeliyiz” dedi.
“ÜÇ AYLAR BÖYLESİNE KIYMETLİ BİR
MUŞTUNUN HABERCİSİ OLAN BİR MEVSİMDİR”
Üç ayların idrakine de değinen Başkan Akçil; “Bir mekânın veya zamanın kutsal olup olmadığını şüphesiz insanoğlu kendine göre takdir edemez. Bunu bize bildiren Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’dir. Kutsiyeti Rabbimiz (Celle Celaluhu) tarafından bize bildirilen ve kutsal şehir Ümmü’l-Kura olan Mekke nasıl mukaddes ise zaman dilimlerinden Ramazan da işte öyle mukaddestir. İlahi kitabımız Kur’an-ı Kerim mukaddes belde Mekke’de, Ramazan ayı içinde yer alan Kadir Gecesi'nde nazil olmaya başladı. Karanlıklar içindeki insanlık, rahmet ışığına muhtaçken o beklenen çağrı tam da bu zaman diliminde insanlığa seslendi. İşte üç aylar böylesine kıymetli bir muştunun habercisi olan bir mevsimdir.” diye belirtti.
ÜÇ AYLARIN KİŞİNİN EKSİKLİK VE KUSURLARINI
FARK ETMESİ İÇİN BİR FIRSATTIR”
Kendini özeleştiriye tabi tutan kimseleri bu günleri değerlendirebilir. Ancak, kendi elindeki nimetleri görmeyip, başkasının elindekilerle ilgilenmek de nimete şükrü azaltan sebeplerdendir. Şükretmenin Allah’ın (Celle Celaluhu) yüceliğini idrak edip insanın kendi yetersizliğini fark etmesi olduğunu dile getiren Engin, “Rabbimiz. ‘Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin?’ (Furkan, 25/77.) İnsanın en değerli vakitlerde Yüce Allah’ın (Celle Celaluhu) değer verdiği eylemleri yapması hem zamanı hem de insanı değerli kılar. İşte bu nedenle her anı kıymetli olan bu güzel zaman diliminin dua ve ibadetle geçirilmesi ve şükrün artırılması, yapılması gereken davranışlardandır. Sayısız nimetlerle donatılmış insanın bunun farkına varması ve sahip olduğu her nimete kendi cinsinden şükretmesi çok önemlidir. Kendi elindeki nimetleri görmeyip, başkasının elindekilerle ilgilenmek de nimete şükrü azaltan sebeplerdendir.
“ALLAH’IN VERMİŞ OLDUĞU
NİMETLERİ PAYLAŞIN”
Üç aylar, sadece kişinin kendisi için değil aynı zamanda toplumsal yaşantı için de kıymetli bir zaman dilimidir. Yardımlaşmanın ve ihtiyacı olanı daha çok fark etmenin zamanıdır. Sofralara ihtiyaç sahiplerinin daha fazla davet edildiği, zekât ve sadaka ile muhtaçların sevindirildiği mevsimdir. İnsan, diğeri olmadan yaşayamayan bir varlıktır. Mümin kardeşlerimiz dünya hayatı ve ahiretteki hayatımız için şahitlerimizdir. Allah’ın vermiş olduğu nimetleri diğer kardeşleriyle paylaşmayanlar hem nimetlerini azaltır hem de infak etmenin verdiği mutluluğa ulaşamaz aslında. Mümin kardeşlerine karşı sorumluluğunu fark etmek, yoksul ve ihtiyaç sahiplerini görüp gözetmek hem dinî bir vazife hem de toplumda ünsiyet sağlayan davranışlardır. İnfakla birlikte toplumda nifak ortadan kalkar, yüce Rabbimizin (Celle Celaluhu) bizlerden istediği kardeşlik hukuku gerçekleşmiş olur.
“BU RAHMET MEVSİMİNE ULAŞMANIN ŞÜKRÜ ŞÜPHESİZ, BU GECE VE GÜNLERİN HAKKINI VERMEKTEN GEÇER”
Üç aylar kendi nefsimizden başlayarak değişim ve dönüşümü gerçekleştirdiğimiz bir arınma mevsimidir. Bu rahmet mevsimine ulaşmanın şükrü de şüphesiz, bu gecelerin, günlerin hakkını vermekten geçer. Yaptığı hatalardan dönen ve selim bir kalple Yüce Allah’a (Celle Celaluhu) yönelen bir kulun karşılığı yalnızca cennet olacak müjdesine nail olmak duası ile…” dedi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —