DOĞA VE UYGARLIK TALANI

DOĞA VE UYGARLIK TALANI

Yeşilyurt Köyü (Sütçüler) sınırları içerisindeki Doğal Taş Maden Ocağı, sadece EKO- SİSTEM ve HABİTAT’ı değil; Antik Çağ’dan şu ana kadar ulaşan tarihi eserleri de yok ediyor. Doğa Kâşifi Mahmut Aksu, ''Doğa Ana ve Medeniyet

BİR KALINTIYI YUTTU
''SON KALE''Yİ KURTARIN
            Aksu, Doğal Taş Maden Ocağı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan tescilli Roma Dönemi’ne ait kalıntıları tamamen yuttuğunu söyledi. Şimdi ''Son Kale'' ve kalıntıların tehdit altında olduğunu kaydeden Aksu: ''Bu değerler turizme kazandırılması gerekirken yok ediliyor. Doğa, telafisi mümkün olmayacak şekilde yok ediliyor… Bu kıyım durdurulmalı. ''
 
BU NASIL BİR KORUMA:
İŞTE O FOTOĞRAFLAR
            Yeşilyurt Köyü’nde ikamet eden Adnan Yılmaz da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ''Antik Eser Envanteri''nde yer alan Sülüklü (Tepe) Kalesi’nin tahribatını fotoğrafladı. Yılmaz, Havza’nın Endemik Bitki yanı sıra Geyik ve Kuş Türleri’nin HABİTATI olduğunu söyledi. Doğal Taş Maden Ocakları’nın Sütçüler’de onarılması imkânsız yaralar açtığını kaydeden Yılmaz: ''Dağları yok etmek yerine Kekik ve Şalba yetirilsin.''
 
''ANTİK ESER ENVANTERİ''NDEKİ
KALE VE KALINTILAR YOK EDİLİYOR
            Sütçüler İlçesi’ne bağlı Yeşilyurt Köyü sınırları içerisindeki Roma Dönemi’ne ait antik yerleşim alanları yok ediliyor
            Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ''Antik Eser Envanteri''nde yer alan Sülüklü (Tepe) Kalesi büyük oranda tahrip edildi.
            Doğa Kâşifi Mahmut Aksu, Antik Eser niteliğindeki kalıntıların büyük bir bölümünü Doğal Taş Maden Ocağı tarafından yutulduğunu söyledi.
            Havza’da Son Kale kaldığını anlatan Aksu, yıkım durdurulmaz ise onun da geleceğinin büyük tehdit altında olduğunu ifade etti.
CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA
SUÇ DUYURUSU YAPTI
            Doğa Kâşifi Mahmut Aksu, ''Doğa Ana ve Medeniyet Yıkımı''nın durdurulması için Cumhuriyet Savcılığı’na Suç Duyurusu yaptı.
            Aksu, 27 Ekim 2016 Perşembe tarihli Suç Duyurusu başvurusunda Doğal Taş Maden Ocağı faaliyetlerinin durdurulması yönünde talepte bulundu.
            Aksu, Antik Yerleşim Alanı’nı koruyamayan Müze ve Doğal Taş Maden Ocağı Açma Ruhsatı veren Orman Bölge ile diğer ilgili tarafların Yargılanmasını da talep etti.
EKO- SİSTEM
HABİTAT
YOK EDİLİYOR
            Sütçüler Havzası’nda korkunç oranda Doğa Kıyımı yapıldığı kuramını ortaya atan Mahmut Aksu, çarpıcı bilgiler paylaştı:
            KIZILAKBABA:
            ''Öncelikle Sütçüler Havzası Kızılakbaba’nın HABİTATI
            Yok ediliyor
            Kızıl Akbaba’nı yuvalarına devasa iş makineleri sokuldu, üreyemiyor
            Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Kızılakbaba’yı Kırmızı Liste’ye aldı. Anlamı şu: Kızılakbaba’nın nesli tükenme tehlikesi altında.
            ŞAH KARTAL:
            Dağlar, yok ediliyor
            Şah Kartal’ın yaşam alanı işgal altında
            IUCN Şah Kartal’ı Kırmızı Liste’ye aldı
            DAĞ KEÇİSİ:
            Göç Yolları kapandı
            Dağ Keçisi, Sütçüler ile Antalya arasında sürekli göç eder
            Göç Yolları, iş makineleri ile kapandı. Dağlar yok edildi.
            Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya
            ENDEMİK BİTKİ
            Isparta, Itri/ Tıbbi ve Aromatik Bitki açısından çok zengin
            Bu değeri daha da geliştirip endüstriye kazandırmak lüzumu varken, yok ediyorlar
            Endemik Türler yok ediliyor
            Yaşam alanlarına; HABİTAT’a vahşi şekilde müdahale var''
BU NASIL BİR KORUMA
            Yeşilyurt Köyü’nde ikamet eden Adnan Yılmaz da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ''Antik Eser Envanteri''nde yer alan Sülüklü (Tepe) Kalesi’nin tahribatını fotoğrafladı. Yılmaz, Havza’nın Endemik Bitki yanı sıra Geyik ve Kuş Türleri’nin HABİTATI olduğunu söyledi. Doğal Taş Maden Ocakları’nın Sütçüler’de onarılması imkânsız yaralar açtığını kaydeden Yılmaz: ''Dağları yok etmek yerine Kekik ve Şalba yetirilsin.''
YÖRE İNSANI O DAĞLARDA
KEKİK VE ŞALBA YETİŞTİRSİN
            Doğa Katliamı’nı gözyaşları içerisinde fotoğrafladıklarını anlatan yöre sakini Adnan Yılmaz, artık buna Devlet’in müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
            Doğal Taş Maden Ocağı’na verilen ruhsatın iptal edilmesini, faaliyetlerin durdurulmasını ve bölgenin rehabilitasyonunun sağlanmasını isteyen Adnan Yılmaz, önemli bir öneride bulundu:
            Sütçüler Havzası, Endemik Kekik açısından çok zengin
            Ayrıca Şalba’nın doğal HABİTATI
            Doğal Taş Maden Ocağı açmak yerine bu bitkileri geliştirelim
            Doğa tahrip olmasın
YOK EDİLEN
ANTİK
ESERLER
            Kültür ve Turizm Bakanlığı Envanteri’nde Sülüklü Tepe şöyle geçiyor:
            ''Isparta İli, Sütçüler İlçesi, Sülüklü Göl vadisini kuzeyden çevreleyen doğal tepe (Sülüklü Tepe) üzerinde doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Yeşilyurt Köyü'nün Gelinyutan Mahallesi'nin yakşalık 5 km güneydoğusundadır. Yerleşme, Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından 2009 yılında gerçekleştirilen yüzey araştırmaları sonucunda oluşturulan Isparta Kültür Envanteri'nde bulunmaktadır. Yerleşmenin yüksekliği 1 ve 4 m arasında değişmektedir. Tepenin düzlük kısmında yuvarlak pencereli bina kalıntıları iç kalenin kalıntılarıdır. Kaleye güney taraftan Roma Dönemi'ne ait, bugün izleri kalan bir merdivenle çıkılmaktadır. Kaleye dikdörtgen söveleri kalmış bir kapı girişinden girilmektedir. Duvarları gri renkli moloz taş ve horasan harcı ile yapılmıştır. Yapı tekniği ve harçtan kalenin, Roma Dönemi'nde yapıldığı anlaşılmaktadır. Sülüklü Göl vadisinin batısında ve kuzey doğusunda yer alan boğazları birer sur duvarı kapatmaktadır. Altta büyük blok taşlar, üstte küçük moloz taşlar vardır. Yükseklikleri yaklaşık 1 ve 2 m arasında değişmektedir. Batı sur duvarının kuzeyinde vadinin içlerine kadar giden bir yol bulunmaktadır. 2012 yılında Özsait ve ekibi tarafından gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında ziyaret edilmiştir. Bu alandaki ilk yerleşme, Sülüklü Göl'ün kuzeybatısında ve göl çevresindedir. 19. yy'ın ilk çeyreğinden beri bilinen yazıtın önündeki geniş alanda Roma Dönemi'ne ait çanak çömlekler bulunmuştur. Daha geç devirde gölün iki yanındaki tepelerde yoğun olarak yerleşilmiştir. Sülüklü Tepe'de yapı ve sur kalıntıları vardır. Sülüklü Göl yazıtı çok önceleri tahrip edilmişti.''

KAYNAK: Akdeniz Gazetesi

Anahtar Kelimeler: