İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) işbirliği ile aralarında SDÜ’nün de olduğu 5 üniversiteden 8 farklı branşta 12 akademisyen, “Türkiye Doğal Taş Potansiyeli, Ekonomisi ve Çevresel Etkileşimleri“ projesi kapsamında Isparta ve Burdur’daki mermer ocaklarının çevresel etkileşimleri ile ekonomik katkılarını araştırıyor. Projenin koordinatörü SDÜ Maden Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Altındağ, projenin en önemli amaçlarından birisinin çevreyle daha barışık madencilik olduğunu vurguladı.
İstanbul Maden ihracatçıları Birliği öncülüğünde “Türkiye Doğal Taş Potansiyeli, Ekonomisi ve Çevresel Etkileşimleri“ isimli proje kapsamında aralarında Süleyman Demirel Üniversitesi’nin(SDÜ) de olduğu 5 farklı üniversiteden 12 akademisyen Isparta ve Burdur’da mermer ocaklarıyla ilgili araştırma yapıyor. Proje kapsamında mermer ocaklarının çevresel etkileşimleri, sektörün sıkıntıları, alınması gereken önlemler ve ekonomik boyutları araştırılıyor.
BİLİMSEL OLARAK ARAŞTIRILIYOR
Projenin koordinatörlüğünü yapan SDÜ Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Altındağ, yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Altındağ, “Proje kapsamında Isparta ve Burdur’daki doğal taşın çevreyle olan etkileşimini artık sayısallaştırmak gerektiğini, yanlış uygulamalar varsa bunların doğruluğunun neler olması gerektiğini ya da eksik veya bilgi eksikliğinden dolayı yapılamayanlar varsa onlar yerinde tespit edilecek. Sütçüler, Karamanlı, Eğirdir, Burdur Yeşilova bölgelerini gezdik. Bu bölgeler su kaynaklarının olduğu bölgeler. Bu bölgelerde gül, elma, meyvecilik var. Türkiye’de 3’te 1 elma rekoltesi Eğirdir havzasında etrafında. Elmaya yılda 20-30 arasında ilaç atıldığı ve bu ilaçların artıklarının/kalıntılarının da toprağa karıştığı ve yüzey sularıyla toprağa ve oradan da tatlı su kaynağı olan Eğridir gölüne ulaştığı gerçeği de dikkatle incelenmesi gereken bir başka konu. Bunun etrafında da mermer ocakları var. Türkiye’nin ikinci büyük tatlı su kaynağı Eğirdir etrafında tarım arazileri ve mermer ocakları var. Bunların birbiriyle etkileşimini bilimsel olarak araştırıyoruz” dedi.
ÖRNEK MODELLER OLUŞTURMAK İSTİYORUZ
Sahada yerinde araştırma yaptıklarında bölge halkına şikayetleri olup, olmadığını sorduklarını belirten Prof. Dr. Raşit Altındağ, “Şikayeti olanlar şikayetlerini söylüyor. Buradan maden ocaklarında çalışan var mı diyoruz? Var diyorlar. Kapatsak ne olur diyoruz. Oradan bir teyze müdahale ediyor; ‘oğlum olur mu, kapanmasını istemeyiz. Ama doğayla barışık olması lazım. Benim oğlum 3 bin liraya çalışıyor. Kapanmasını istemiyorum ama çevremize de fazla zarar vermesin’ diyor. Projemizin amaçlarından birisi doğayla barışık madencilik nasıl yapılabilir. Örnek modeller oluşturmak istiyoruz. Bu modelleri de Türkiye geneline yaymak hedefindeyiz” dedi.
EKSİKLİKLER VARSA ONLARI DÜZELTELİM, DOĞRULARI DA TOPLUMA İYİ ANLATALIM
İnsanoğlunun her zaman farklı kullanımlarından dolayı doğaya zarar verebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altındağ, “İnsanoğlu dünyaya zarar veriyor diye nüfusu azaltalım diyemeyiz. O zaman artıklarımızı gelişigüzel atmayacağız, bir yerde toplayacağız. Isınmak için kömür yakacağız, odun yakacağız, doğal gaz kullanacağız, elektrik kullanacağız. Sanayide de atıklarımız var. Sanayi atıklarımız var sanayiyi kapatalım diyemeyiz. O zaman doğaya minimum düzeyde salınım sağlayacak ya da en az düzeyde zarar verecek önlemler almamız lazım. Uygulamalarda yanlışlıklar, eksiklikler varsa onları düzeltelim, doğruları da topluma iyi anlatalım” diye konuştu.
ÇEVRESEL ATIKLARIMIZ İÇİNDE KİMYASAL, BİYOLOJİK, TOKSİK ANLAMDA ATIĞIMIZ YOK
Diğer taraftan proje kapsamında Türkiye’deki üretim yöntemleri ve kullanılan ekipmanlar açısından bu sektörde dünyada söz sahibi İtalya ve İspanya gibi ülkelerle karşılaştırma yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Altındağ, “Mermer ocaklarında kullanılan teknoloji açısından zaten farklılıklarımız olmadığını biliyoruz. Çevresel atıklarımız içinde de kimyasal, biyolojik, toksik anlamda bir atığımız yok. Sonuçta üretimde toz oluşmaması için su kullanıyoruz. Taşıma veya pasa dökümü esnasında oluşan toz da kalsiyumkarbonattır” şeklinde konuştu.
ISPARTA’NIN 270 MİLYON DOLAR İHRACATI İÇİNDE 70 MİLYON DOLAR DOĞAL TAŞ İHRACATI VAR
Türkiye’nin 2017 yılı maden ihracatı içinde mermer ihracatının 2,1 Milyar dolar ile %45 paya sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Raşit Altındağ, “Bu da diğer tüm maden ihracatlarının toplamına yakın bir değer demektir. Bu rakamlar da bize mermer sektörünün tüm madencilik sektörü içindeki önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Isparta ilinin 2017 yılındaki yaklaşık 270 Milyon Dolarlık ihracatı içinde 70 Milyon Dolar ihracat ile doğal taş ihracatı birinci sırada yer almaktadır. Bu da Isparta ekonomisine doğal taş sektörünün payının diğer sektörlere nazaran önemini bize göstermektedir” dedi.
Prof. Altındağ, projenin Temmuz ayında sonuçlanacağını, sonuca ilişkin çıktıların İMİB’e teslim edileceğini, İMİB de paydaşları ve ilgili kurum ve kuruluşlar ile proje çıktılarını mutlaka paylaşacağını sözlerine ekledi.GÜLSES GAZETESİ