Eğirdir “Sakin Şehir”! Bir zamanlar Mavi Bayraklı olan plajı “Atın Kum!!” Plaj değil ;çok ama çok çok amaçlı ismini yıllardır koyamadığım bir yer. Her şey serbest ki, kullanıcıların! “insafına” bırakılmış ki ! El insaf be! Yeter ne zamana kadar! Amaç ne? Neden?
“İYİ GÜZEL DE KABAHATİN TÜMÜ BENİM Mİ?”
Yıllardır söylemekte, yazmaktayım. Burayı kullanalar sanırım bir daha aynı yerlere gelmeyecekleri için, giderken çöplük alanı halinde bırakıyorlar… Onlar belki bir daha gelmeyecekler. Ama biz burada yaşayanlar, bu mide bulandıran kirlilik- koku ve görüntü kirliliği içerisinde yüzmek- yürümek yaşamak istemiyoruz…Bizler adeta cezalandırılıyoruz..? Eğridir’in neresi sakin şehir? Bazı insanlara da malum ne desen boş, onlara da, Nasrettin Hoca misali “Yahu tamam, iyi güzel de kabahatin tümü benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?” der de!?.
Adı plaj olan bu yerlerde kokuşmuş iğrenç kirlilikleri görmek istemiyoruz, bıktık artık… “Beğenmiyorsan çek git” demek kolay! Değil mi?… Buraları daha önceki yıllarda olduğu gibi temiz olarak bizlerde kullanmak istiyoruz. Burayı yönetenler neden önlem almazlar, yaptırım uygulamazlar. Bir defa bile, var olan ses cihazıyla “bulunduğunuz yerleri kirletmeyin, çöpleri çöp yerlerine bırakınız” duyurusunu duyan var mı? Bir kişiye etrafı kirletti diye ceza kesildi mi? Belediyenin çok sayıdaki adamı her gün temizlik yapmaktaysa da olmuyor. Uyarı yok, ceza yok! Olsa olmazdı… Her gün her saat çöp toplamak sorunu çözmez… Denetim… Yaptırım…!!!! İlgi.. Alaka…! YETERSİZ…Yok..
YA İNSANLARIMIZ..!!!DEĞİŞTİRMEK GEREK…NEDEN Mİ?
İnsanlar tertemiz gelir kendilerine yaşam sunulan-yaşatan dünya ,ya sonrası kirlenmiş, insafsız kokuşmuş bir gidiş… Bir çok ülkede bir çok insan çok ama çok tehlikeli sevgiden saygıdan insanlıktan yoksun… “Gidiş için” uyarılarda bulunurken , gitmeden kişisel hırsları için yaşadığı yeri cehenneme döndürenler.. İnsanların değişmesi gerekir.. Bu değişim önce ahlaklı insan olmakla ve eğitimle gerçekleşir. İnsanlar bir arada yaşarken düzeni sağlamak için yasalar çıkardılar. Her ne kadar bazen “adalet işlemez-işletilmezse de(!)” VİCDAN denilen o ince sızı ile insanlar içlerinden denetlenmez mi adaleti. İnsan olmak zor bu dönemde! İş insanda bitiyor…Ne çıkarırsan çıkar…!
“ÇEVREYİ KORUMAK DİNİ BİR GÖREVDİR!”
İslami kültürümüzde “Çevrenizi temizleyiniz” gibi hadislerle çevre bilinci oluşturulur ve oluşturmada hukuki ve insanla ilgili algıların ötesinde bir vicdani ve ahlaki temel oluşturulmuştur. Bu nedenle çevreyi korumak, dini bir görevdir. Gönlü ve fikri kirlenmiş, bozulmuş- kokmuş, çürümüş, sevgi, insaf ve acıma duygularını yitirmiş, aç gözlü ve bencil insanların meydana getirdiği bir dünyada, daha iyi duruma getirmek, iyileştirmekten, acımaya, mantığa dayalı adalet duygusundan, temizlikten, düzenden ve ahenkten bahsedilemez. Dünyamız oluştuğunda tertemizdi. Günahsız, bembeyaz bir kağıt gibi lekesizdi. Bilahare kendimizi, ruhumuzu ve cismimizi kirlettiğimiz gibi, zamanla dünyamızı da kirlettik. Başkalarını ve gelecek nesilleri hiç düşünmeden, sırf kendi zevk ve sefahatimiz için, çevremizi yok edip, tahrip etmeyi başarı imiş gibi tanınmasını sağlamaya- kabullenilmesine çalıştı. Sonunda da gördük ki, ruhsuz, vicdansız, beyinleri ve kalpleri kapkara olmuş, maddeye ve sermayeye hakim olarak, devam eder bulacağını zanneden ruhsuz tipler yetişti Temel sorun; insan ve insanın kirlenmesi meselesidir, bu tip insanların her birinin başına bekçi koysan da “her türlü kirletmenin” bir yolunu bulurlar …! Ama unutmayın ki; vicdan, eğer varsa sızlar!.
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ T.T.K.D. Eğirdir –ISPARTA TEMSİLCİSİ