Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici'nin yazısıdır...
NEDEN YORUMA TAHAMMÜLSÜZ , KONUŞAMAZ-YAZAMAZ OLDUK? NEDEN ACABA?
GAZETECİLİK ve BİLİM
“Eğer dikkatli olmazsanız medya sizin masum insanlardan nefret etmenizi, zalimleri ise sevmenizi sağlar.” MalcolmX. Evet, bilim ve gazetecilik çok dikkatli- sabırlı araştırmalar, özveri, ister…
Medya nedir? Medya’nın toplum üzerindeki ağırlığı ve sorumlulukları nelerdir?
Gazetecilik ve bilim; sanattır, yetenek işidir.
Medya; büyük çabalar isteyen, ağır ve yorucu emeklerle sarf eden, iş yapma, hareket etme yeteneğidir, halkın, kuvvetidir. Medya güçtür. Hepimizin bildiği üzere her türlü konu hakkında en kolay ulaşacağımız bilgi kaynağımız medyadır. Bu kaynak gerek görsel, gerek işitsel, gerekse ikisinden bir arada faydalandığımız, günümüz dünyasında en önemli gücüdür. Yaşamın aynasıdır, halkı aracısız, çıkarsız YÖNLENDİRME özel görevi yüklenir. “Satmaktansa” kalemini kırandır…”
Bilim; temelleri sanat tarafından atılmış, her aşamada sanat ve yaratıcılıkla beslenerek insanların hayat koşullarını iyileştirmek için yapılan çalışmaların bütünüdür. Bilim; gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan gerçekleri ortaya çıkarmaktır. Bu nedenlerle bilim adamlarıyla medya adamlarını aynı tutarım ve bilirim. Haberleri, tarafında olduğun yere göre yapmamalısın. Çıkarlara ters bir şeyi medya görmezden gelebilir mi?
Gazeteci de, bilim insanı da, araştırır verileri toplar sonucu varır, gerçekleri saptırmaz toplumun aynası olur. Araştırmadan, görülen, duyulan her şey, gerçeği yansıtmayabilir. O nedenle bilim insanları da, gazetecilerde ölçmeden biçmemeli, sorgulamadan, araştırmadan inanır, kabullenir ve o düşüncenin arkasından gidilirse benliğini kaybeder. Kendine güvenenler, yapmış olduğu çalışmalara ve fikirlerini önemser ve önemsetir.
Bilim insanı da, gazeteci de elde ettiği bilgiyi, her koşulda insanlarla paylaşır. Elde etikleri verileri, sana paylaşmaman için beklenilmeyen teklifler yapılabilir, yanlış yapanların, başkalarının ve yandaşlarının veya benzeri çevrelerin “işine” gelmeyebilir, hakarete de uğrarsın, tehdit de edilirsin, yaptıklarına tahammülsüzlük gösterenler de olur, ama bilim inanın ve gazetecinin görevi aynıdır, sonuçları paylaşmak… Topluma ışık olmak… İnsanlar bazen bu durumlarda söylediklerinizi “bana ördek mi diyor suna döner… Bunun başka bir anlamı da; Sus konuşma-yazma…
Medya dünyanın penceresi değil midir? Kimlere açıktır bu pencere?
NEDEN YORUMA TAHAMMÜLSÜZ, KONUŞAMAZ-YAZAMAZ OLDUK? NEDEN ACABA?
Neden böyle anlar, anlamak ister, insanlar… Hatırlarsınız sosyal medyada “International Symposium on…” duyurusu, Türkçe açıklaması yapılmadan sadece İngilizce paylaşıyor. TÜRKÇE açılamasını yapsaydınız diye öneride bulunuyorsunuz, yetkililer ; “Eğirdir halkının eğitim seviyesine güvendiğimiz için gerek duymadık sayın hocam. …” diye yanıt verildi.
Anında, Türkçe konuşma yazmayı her ortamda savunduğunu bildiğimiz inandığımız belki yorumu en son yapması gereken ilgili, yetkiliden daha çok savunuyor diyor ki ; “Aylar önceden eleştiri ile başlamak hocam? bilgi ve düşüncelerinizi anlatmak varken… Türkçesini siz çok daha iyi biliyorsunuz hocam… (duyuru bana özel değil ki.. halka diyorsun) Amaç bağcı dövmekse… eyvallah… Sadece dolu bardağı görüp... ülkemin. İlçemin tarafına götürmek istiyorum… hocam” la kalmıyor. “Gel…” diye devam ediyor…Güzel de ilgili, kötü bir şey mi dedik? Türkçe açıklamasını da yazsaydılar dedik? Daha neler sıraladılar, bu tarz savunma niye size sormadık yetkili cevabını verdi. “Eğirdir halkının eğitim seviyesine güvendiğimiz için gerek duymadık sayın hocam. …” Siz; dokunma konuşma diyorsunuz.
Aynı, İlgilinin geçtiğimiz günlerde yine sosyal medyada “ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI PROF. DR. VEYSEL EROĞLU, ISPATA’DA 18 TESİSİN TEMELİNİ ATTI” haberine;
“Bu kadar gölet ve baraj için, GÖLÜN AYARINI BOZMAYIN..."Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni tartar" , unutmamalı diye fikir beyan ediyorsun.
Sütçüler de “Dağlar Peynir” gibi kesilmekte!
Sütçülerli Mühendis arkadaşımız da: “Sütçüler Çandır barajı neresidir sayın bakan? Ayrıca Sütçüler su toplama havzasıdır ormanları ile. Neden Sütçülere 115 adet mermer ocağı ruhsatı verildi? “…Arı ölümleri başladı rekolte düştü, yakında küçükbaş hayvanlar da başlar ölmeye Şeyhler köyü su kaynakları çok etkilendi, O beyaz toz çamur olup Karacaören baraj gölünü de etkileyecek ayrıca bütün ormanlarda beyaz toz tozlaşmayı engelleyecek insanların sağlık sorunları başlayacak daha neler neler” . Neden yazmazlar bunları diye sorar…
Baraj yapımıyla sular altında Kalan Darıbükü Köyü
“Sütçülerdeki konu defalarca yazıldı. Neden soruyorsunuz, başka bir bildiğiniz mi var anlamında… Sizce neden acaba??? diye Mühendis arkadaşa sordum…
Yine aynı ilgili; haberin yer verildiği bölümde, “Neden insanlar burada kuru kuru yorum yaparlar da yetkili mercilere şikayetlerini yapmazlar ben de bunu merak ederim????”
Başlayan “sizce neden acaba??? Sorusunu nasıl sorarsın… Size sormadık dedikse de… Hakaretleri diğer garip yorumlar takip eder… O nedenle diyorum tam bir “Hava bulutlu” dedim… Sen bana nasıl ördek dedin ne dönüştü de… O nedenle en anlamlı soru, … Sizce neden acaba???
EĞİRDİR TREN GARI; KENTİN TABAİAT ve TARİH MÜZESİNİN OLMASINI İSTEDİK…
Yine “hava bulutlu…nasıl bana…” algılamaları devam etmekte ; 9 Şubat 2014 tarihi , İzmir-Aydın Demiryolunun son istasyonu olan ve Kurtuluş Savaşının Sembolü olan100 yıllık Tarihi Eğirdir Garı- İstasyonunun , özelleştirilmesine; basınıyla, yerel yönetimiyle, halkıyla karşı çıkılan ve satılması durdurulmasına neden olan gündür.
9ŞUBAT 2014 Tarihi Tren Garı Yapıya Açılmasın Toplantısı
Garın ve çevresinin, kesinlikle yapılaşmaması istenildi. Geçtiğimiz günler de bu hassas dönüm yılına rastlayan günlerde ilgilinin, Isparta kurulacağı kesinleşen ikinci Üniversitenin, Eğirdir de kurulması için her türlü altyapının olduğunu, Tarihi Tren Garının; Eğirdir Üniversitesi için “Kampüs Alanı” olarak kullanıla bileceğini TV ve basında defalarca açıklayınca; buranın tarihi ve tabiat dokusuyla kalması için yıllardır mücadele verenler tarafından bu açıklamalar, çok sayıda tepkiye neden oldu Eğirdir de. (Kampüs veya yerleşke, kaç binadan oluşur? Garda da kaç bina var ki… ) Kampüs alanı olması için buraya çok sayıda yeni bina gerek… Buraya yapılan tek yeni bina, yüzlerce dönümlük alanın yapıya-imara açılması demek… Bunu da demeyecekmişsin… Memleketindeki olumsuz görülen konuları medyada yazma. Yorumlama denilmekte… Bizde soruyoruz… Neden acaba? Medya nedir? Medya dünyanın penceresi değil midir?
Bu nedenlerle Sosyal Medya da yapılan yorumlara "kuru kuruya" demek de ilginç... Gölün korunmasıyla ilgili, gölü besleyen kaynakların üzerin çok sayıda baraj –gölet yapılmasının sakıncaları, bir çok şekilde konferanslarda da bilimsel verilerle dile getirildi. Sorun çözümlenmiyorsa, gereken ilgi yeterli değilse; bunu medya da paylaşmak- belirtmek neden “ kuru kuruya “ olsun? Olayların sorunların konuşulma aşaması bu şekilde geliş göstermiyor mu? Başka; nereye başvuruyor insanlar… Medya toplumun, yaşananların aynası değil midir? Medya kaçıncı ve nasıl bir güçtür? İnanlar neden koşarlar Medya’ya?
Sorunları doğru bir şekilde dile getirmiş olanız bile niyet ne olursa olsun; kullandığınız dili ile insanların beyninde çok başka bir algı yaratmamak gerekir. Farklı algılarla ilgili şüpheler de; bu konuda insanların geçmişten günümüze tavırları, bilgi düzeylerine, yaptıklarına, “her devirde adam olup olmamasına” göre değerlendirmeleri gerekmez mi?
Garda; “bilimsel amaçlarla yapıldığı sorulmasına rağmen başından söylenmeyen ve fac. tartışmalar sonradan “garez sözlerle” bildirilen ölçümler yapılınca” bu konuda mücadele veren halkın tepkilerinin normal karşılanması gerekmez mi? Keşke Eğirdir’e 2. Üniversite gelse. Eğirdir de Üniversite kurulmaya karar verilirse yer çok… Halkın genel isteği oranı doğal yapısı bozulmadan, yapılaşmadan KENTİN TABAİAT ve TARİH MÜZESİNİN OLMASI dır.
Tarihi Eğirdir Garında SDÜ nün katkılarıyla yapılan Sanatsal-Kültürel Etkinlikler
SOSYAL MEDYA İYİ VARSIN…
Eğirdir’in – çevresinin sorunlarını insanlar dile getirmesin mi? Ne anlamlar çıkarılmakta. Hava bulutlu demeyeceksin, yoksa Meşhur atasözümüz olan “bana ördek dedi ne varan algı ve sözler neden acaba? Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak konuşması istenilmemekte mi? Bu duruma, "insan yok artık" diyor. Sosyal Medya iyi ki varsın. Herkes gazeteler de yazamıyor, “yazmak istesen yazmıyorlar, yazanlara bundan sonra yazma” diyorlar. Sosyal Medya herkese saygı kurallarınca açık. Zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insani iletişim şekli. Sosyal Medya platformlarında insanlarla buluşur ve iletişimde bulunursunuz. İnsanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir ve kendi sorularınızı sorarsınız. Memleketinizin sorunlarını dile getirir yetkiliden, yetkisizden yanıtlar alınır, duyması gerekenler duyar ve ya da onlara iletirler. Ne var bunda. Bu bakımdan sosyal medya resmi olmayan eğitim yollarından da bir tanesidir.
Ülkemizin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tercümesinin 19'uncu maddesi şöyle der: “Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir." "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir." Sosyal Medya, bunları dile getiren medya iyi ki varsınız.
Tarihi Eğirdir Tren Garı ve Arsasının bir kısmı…
Tren Garının Tahrip Edilen Tarihi Manevra Makası; basın ve halkın , belediyenin katkılarıyla yok edilmesi Engellendi…
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ Türkiye Tabiatını Koruma Derneği EĞİRDİR/ISPARTA Temsilcisi-Bilim Danışmanı