Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici'nin yazısı
KİME NİYET KİME KISMET, TAVŞANA KAÇ,TAZIYA TUT….! A DÖNÜŞMEMELİ….
KENTİN KİMLİĞİNE TARİHİNE DOĞASINA DOKUNMA
Tarihi kimlik olan EĞİRDİR TREN GARI; 25.12.1919 tarihinde, küçük ölçekte-ölçüde- ve o günün gerektirdiği şekle göre, kurulmuş ve Ulusal Kurtuluş Savaşında SANDIKLI’nın işgali edilmesi, Dinarın işgali için de bir tehlike teşkil etmesi nedeniyle Tren İşletme Merkezimizin, Dinardan Eğridir'e nakli zorunluluk göstermesi sonucunda "Aydın hattı Köşk-Eğridir İşletme Müdürlüğü" adı verilerek hizmete girmiştir Eğirdir Garı.
İzmir-Aydın Demiryolunun son istasyonu olan Eğirdir Garı, gar statüsüne kavuşmuş iken Seksen yıl yük ve insan taşımacılığıyla bölge insanına hizmet veren tarihi istasyon, Aralık 2001 yılında yük ve yolcu trafiğine kapatılmıştır. Bu tarih den günümüze kadar adeta terk edilmiş, bakımsızlaştırılmış ve kendi haline bırakılmış-kaderine terk edilmiş- olan gardaki özellikle tarihi binaların pencere kısımlarının betonla doldurulması, hangarlarının çöp-kömür depolarına dönüştürülmüştür.
Eğirdir Garı’nda demiryolu sistemi çürümeye terk edilirken, tarihi taş yapılar da virane haline geldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün hem 1919 hem de 6 Mart 1930’daki gezisine ev sahipliği yaptığı tarihi değere , Eğirdir kentin ruhuna ve tarihine yapılan en büyük bir vefasızlık ve saygısızlıktı.
Adeta “Çürüyen Tarihi Anıt”a dönüştürülen , Türkiye’nin en eski tren garları arasında yer alan ve “Tarihi Miras” niteliğindeki Eğirdir Garı Ocak 2014 de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) mülkiyetindeki Eğirdir Tren İstasyonunu satışa çıkardı. 2 taşınmaz için 4 kuruluş teklif verdiği bildirildi. 29 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanarak Mülkiyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne (TCDDY) ait olan 415 Ada, 2,3 ve 15 numaralı üç ayrı parselden oluşan garın arazileri, ihale yoluyla 344 bin lira bedel karşılığında satıldığı bildirildi.
Eğirdirde büyük tepkiye neden olan satış kararının ardından 9 Şubat 2014 Eğirdir Garı’nda bir araya gelen yüzlerce Eğirdirli satışı protesto etti.
Bu tepkinin ana amacı;
Kentin kimliğini oluşturan Avrupa mimari anlayışının ilçemizdeki temsilcisi olan tarihi yapının, küçük parsellerin satışı ile başlayan bu süreç, gara ait tüm bu alanların satışına kadar gideceğinden, sivil inisiyatif ve halk gücü olarak bu tarihi değeri korumak için, Eğirdir Garı’nın satışını istememekti. Yaşadığımız bu güzel ilçemizin bu tarihi değerin korunması için elimizden geleni halk olarak hassasiyet gösterdiğiydi.. Eğirdir’de ortaya konulan toplumsal çabanın, Türkiye’ de özelleştirilen diğer gar yapıları için de örnek olduğunu vurgulayarak, ilçenin tarihi kimliği ve kent belleği açısından önemli olan alanın mutlaka korunması gerektiği amaçlanmıştı.
Daha önce de satışa konulacağı yönünde tartışmalarla gündeme gelen tarihi tren garında bu kez de, Devlet Demir Yolları Afyon Bölge Müdürlüğü’nün talepleri doğrultusunda, Makina Kimya ve Endüstri Kurumu Genel Müdürlüğünce yapıldığı ileri sürülen “Trenlerin Manevra Makası” parçalanarak sökülmesi yapılırken, yerel basının duyuru-tepki ve Eğirdir Belediyesi girişimleriyle söküm –tahribat engellendi. Bu son hareketle, adeta Eğirdir Treni ve Seferleri unutsun mu denilmekteydi…
2017 yılının ilk günlerinden itibaren tarihi tren garının Eğirdir’e geleceği-kurulacağı belli olmayan Eğirdir Üniversitesi için tahsis edilmesi gündemde…
TARİHİ TREN GARI, KENTİN TABAİAT ve TARİH MÜZESİ OLMALI
Tavşana kaç tazıya tutuda döndü… Çünkü burada istenilen doğa ve Tarihi dokunun hiçbir koşulla bozulmaması.. Buranın doğal dokusuyla birlikte korunması ,tahrip olan, tarihi binaların aslına uygun olarak onarılması ve buranın Eğirdir’in TABAİAT ve TARİH MÜZESİ olması çok anlamlı olacaktır… Neyin ne zaman gerekli olacağını bilemeyiz. Ülkemiz hiçbir zaman tekrar bir Ulusal Kurtuluş Savaşı yaşamasın. Eğirdire ilerki zamanlarda mutlaka hızlı tren gelecektir, gelmese bile bölge turizmi için nostaljik tren seferlerinin başlatılması Türkiye’mizin 12. Sakin –Yavaş Şehri için çok anlamlı olacaktır…
SIRA DAĞLARA GELİR
Buraya hangi amaçla olura olun yapı yapılması kentin giderek daralan doğal yeşil alanın tarihini betonlaşması demektir.. Bu yapılaşmaya yol açar… Tıpkı yapı iznin verilmeyen Eğirdir in güzelim sahil yollarına, plajına; “kamu yararı” denilip yapılan sağlık ocağı, polis karakolu, müftülük ve Caminin arkasından buraların çok katlı çok sayıdaki binalarla işgali gibi, burada da yapıya yol açılmasın.
Tarihi garda yapılaşmaya izin verilirse sıra demir raylarının üst kısımlarındaki dağlık alanların işgaline gelecektir, tıpkı rayların alt kısımlarındaki yapı işgalleri ve betonlaşma gibi..
9 Şubat 2014 Eğirdir Halkının ve Eğirdir dışında yaşayan hemşerilerimizin; yaşadığımız bu güzel ilçemizin bu tarihi değerin korunması için göstermiş olduğu halk hassasiyeti, dayanışması başka amaçlara dönüşmesin.
Her kentin geçmişinden gelen, kentin tarihi, yerel özellikleri gibi unsurlarından oluşan bir ruhu vardır… Kentin doğasına, esnafına, kültürüne, tarihine, yemeklerine, ürünlerine saygı duyarak bir kalkınma sahip çıkarak geliştirmesi sosyal ve ekonomik hayatın canlanması kentin ayakta kalması için şarttır… Kentimin; doğasına tarihine kültürüne, anısına, dokunma! Eğirdir’imizin belleği, kimliği olan, Tarihi Tren Garı; tarihi, kültürü, anısı ve doğasıyla; Tarih-Tabiat Müzesi olsun…
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ