SDÜ Su Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şehnaz Şener, Eğirdir Gölü'nde su seviyesinin 24 Ekim 2018 Çarşamba tarihi itibariyle 916.186 metre şeklinde ölçüldüğünü ifade etti. Geçmişten günümüze ölçülen su kotlarının 950,50 metre ilâ 918,96 metre arasında değiştiğini belirten Doç. Dr. Şener, ''su kaybının olduğu aşikâr. Eğirdir Gölü Özel Hükümleri kapsamında yapılması gereken çalışmalar bir an önce gerçekleştirilmelidir'' dedi.
-SDÜ'DEN HAYATİ UYARILAR
''- Eğirdir Gölü'nde ''Hidrolojik Modelleme'' yapılmalıdır. Sektörel su tahsislerinin planlanması ve uygulamadaki eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.''
''- Göldeki kirliliğin engellenmesi için öncelikle ''Eğirdir Gölü Özel Hükümleri'' bir an önce gerçekleştirilmelidir. ''Atık Su Arıtma Tesisleri'' işletmeye alınmalıdır.''
''- Önlemler alınmadığı takdirde Eğirdir Gölü'nün bugünkü durumunu gelecekte muhafaza etmesi pek de mümkün görünmemektedir.''
''- Eğirdir Gölü'nde göl suyunun zamanla içilemez hâle geleceğini söylemek mümkündür.''
Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şehnaz Şener, Eğirdir Gölü ile ilgili sorularımızı yanıtladı:
Soru: Eğirdir Gölü'nün hâlihazırdaki durumu nedir?
Doç. Dr. Şehnaz Şener: Türkiye’nin ikinci büyük Tatlısu gölü olan Eğirdir Gölü'nün kuzeyinde kalan daha küçük kısmına Hoyran, güneyde kalan kısmına ise Eğirdir Gölü denmektedir. İki gölün arasındaki Hoyran Boğazı'nın genişliği 3 km'dir. Gölün ortalama derinliği 8- 9 metre arası olup en derin yeri 13- 14 metre arasındadır. Eğirdir Gölü'nün geçmişten günümüze ölçülmüş su kotları 950,50 metre ile 918,96 metre arasında değişmektedir.
Eğirdir Gölü'nde maksimum işletme kotu olan 918,96 metrede, gölün yüzey alanı 487,76 kilometrekare, hacmi 4.005,10 hm3'dür. Minimum su seviyesi olan 914,62 metrede göl yüzey alanı 431,08 kilometrekare, göl hacmi ise 2097,96 hm3'tür.
Devlet Su İşleri (DSİ) VXIII. Bölge Müdürlüğü verilerine göre
24 Ekim 2018 Çarşamba tarihinde ölçülen göl seviyesi
916.186 metredir.
Soru: Eğirdir Gölü'nün Isparta, Batı Akdeniz ve Türkiye'de eko- sistem içerisindeki değeri nedir?
Doç. Dr. Şehnaz Şener: Eğirdir Gölü Türkiye'nin Batı Akdeniz bölümünde, Isparta sınırları içerisinde, Eğirdir, Senirkent, Yalvaç ve Gelendost ilçe sınırları ile çevrilidir. Eğirdir Gölü, Beyşehir Gölü'nden sonra Türkiye'nin ikinci büyük tatlısu gölüdür.
Isparta'nın içme suyunun temin edildiği Eğirdir Gölü, göl-dağ turizmi açısından olduğu kadar balık avcılığı, su sporları ve rekreasyon imkânları da sunmaktadır. Eğirdir Gölü'nün suyu, tatlı su balıklarının yaşamasına elverişli olması, amatör ve profesyonel balık avcılığı imkânı sağlamaktadır.
Eğirdir Gölü'ndeki ekonomik su ürünleri Tatlısu istakozu, Sudak balığı, Sazan balığı, Eğrez, Gümüşi Havuz balığı ve Gümüş balığıdır. Eğirdir Gölü biyoçeşitlilik yönünden uluslararası öneme sahip bir ekosistem.
Örneğin Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF) verilerine göre Türkiye'deki 454 kuş türünden 225'i Eğirdir Gölü ve çevresinde yaşamını sürdürüyor.
Soru: Eğirdir Gölü'nde çekilme kaydediliyor. Su kaybı ne oranda? Kayıp hangi sorunlardan kaynaklanıyor? Gelecekte Eğirdir Gölü'nün kuruma tehlikesi var mı?
Doç. Dr. Şehnaz Şener: Devlet Su İşleri VXIII. Bölge Müdürlüğü verilerine göre 24. 10. 2018 tarihinde ölçülen göl seviyesi 916.186 metre olup göl seviyesinde azalma kaydedilmiştir. Mevcut durumda ''Su kaybının tek sebebi budur'' demek mümkün değil. Yağış miktarının azalması, buharlaşma kayıplarının artması, su kullanımları gibi problemlerin hepsi su kaybına etkendir. Bu problemleri net bir şekilde ortaya koyabilmek ve Eğirdir Gölü'nün gelecekte tamamen veya kısmen kuruması konusunda bilgi paylaşabilmek için kapsamlı bir
''Hidrolojik Modelleme'' yapılmalıdır. Söz konusu çalışmalardan elde edilen çıktılar neticesinde bu soruya cevap verilebilir.
''EĞİRDİR GÖLÜ'NÜN BUGÜNKÜ DURUMUNU GELECEKTE MUHAFAZA ETMESİ PEK DE MÜMKÜN GÖRÜNMEMEKTEDİR''
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2016 yılında tamamladığı ''İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi'' Projesi kapsamında, Eğirdir Gölü'nün de içerisinde bulunduğu Antalya Havzasında iklim değişikliği projeksiyonları yapılmıştır.
Antalya Havzası'nda HadGEM2-ES, MPI-ESM-MR ve CNRM-CM5.1 modelleri RCP4.5 ve RCP8.5 senaryoların göre hazırlanan ortalama sıcaklık ve toplam yağış verileri modellenmiştir. Buna göre havzada sıcaklıkların 2100 yılına kadar en kötü senaryoya göre 5.6oC artacağı, ortalama yıllık toplam yağışların ise 197.7 mm azalacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte Eğirdir Gölü havzasında su kullanımları nüfus artışına bağlı olarak günümüzden çok daha fazla olacaktır. Dolayısıyla Eğirdir Gölü'nün bugünkü durumunu gelecekte de koruması çok muhtemel görünmemektedir.
Yapılacak kapsamlı ''Hidrolojik Modelleme'' çalışmaları ile birlikte sektörel su tahsislerinin planlanması ve uygulamadaki eksiklerin giderilmesi gerekmektedir. Ayrıca halkın bilinçlendirilmesi sürdürülebilir su yönetimi için en önemli aşamalardan birisidir.
Soru: Eğirdir Gölü'nde kirletici unsurlar nelerdir? Kirliliğin engellenmesi için alınması gereken tedbirleri anlatır mısınız?
Doç. Dr. Şehnaz Şener: Eğirdir Gölü genel olarak birinci su kalite sınıfında olmasına rağmen, yer yer antropojenik girdilerin etkin olabileceği derelerin göle boşalım noktalarında azot ve fosfor yükleri bakımından daha düşük sınıfları temsil etmektedir.
Ayrıca, çeşitli ulusal ve uluslararası içmesuyu standartlarında belirtilen sınır değerlere göre Eğirdir göl suları genel olarak içilebilirlik standartlarına uygun özelliklere sahiptir. Ancak yer yer BOİ, amonyum, bulanıklık, alüminyum, demir ve nikel parametreleri açısından içme suyu olarak kullanıma uygun olmadığı belirlenmiştir.
''BU SONUÇLARA GÖRE, GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMADIĞI TAKDİRDE GÖL SUYUNUN ZAMANLA İÇİLEMEZ DURUMA GELECEĞİNİ SÖYLEMEK MÜMKÜNDÜR.''
Göl su kalitesini olumsuz olarak etkileyen en önemli kirletici kaynaklar, evsel atık sular, katı atık depolama alanları, endüstriyel faaliyetler gibi noktasal kirleticiler ve tarımsal aktivitelerdir. Havza genelinde bitkinin ihtiyacından çok fazla tarım ilacı kullanılmakta, kullanılan sulama yöntemleri ile kirletici unsurların yeraltısuyu ve yüzey sularına taşınımı sağlanmakta, ilaç ambalajlarının gelişigüzel atılması ve yüzey sularında yıkanması ile direkt kirlilik etkisi oluşmakta ve doğa dostu olarak bilinen pestisitlerin kullanımı ise en az seviyede bulunmaktadır. Eğirdir Gölü beslenme havzası içerisinde yeraltısuyu ve yüzey suyu akımlarının göle doğru olması havzadaki kirleticilerin göle etkisini arttırmaktadır.
''GÖLDEKİ KİRLİLİĞİN ENGELLENMESİ İÇİN ÖNCELİKLE ''EĞİRDİR GÖLÜ ÖZEL HÜKÜMLERİ'' KAPSAMINDA YAPILMASI GEREKEN ÇALIŞMALAR BİRAN ÖNCE GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR. 2016 YILINA KADAR İŞLETMEYE ALINMASI GEREKEN ''ATIK SU ARITMA TESİSLERİ'' HÂLÂ İŞLETMEYE ALINMAMIŞTIR. MEVCUT DURUMDA KATI ATIKLARIN BERTARAFIYLA VE TARIMSAL KİRLİLİĞİN YÖNETİMİ İLE İLGİLİ EKSİKLİKLER BULUNMAKTADIR.''
Soru: Eğirdir Gölü hangi Kanun, Yönetmelik vb. kurallar bütünü ile korunmaktadır?
Doç. Dr. Şehnaz Şener: Eğirdir Gölü Özel Hüküm Belirleme ve Havza Koruma Planı Projesi kapsamında belirlenen ve Eğirdir Gölü Havzasında, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin 16- 20'inci maddeleri yerine uygulanacak olan Özel Hükümler, 16. 06. 2012 tarihinde Isparta Gazetesi'nde yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, Özel Hükümlerin uygulaması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca yürütülmektedir.''