Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici'nin yazısıdır...
JATA ;AVRUPANIN EN GÜZEL 30 KENTİNİ-BELİRLEDİ
Japon Seyahat Acenteleri Birliği (JATA) Avrupa'nın en güzel kentlerini araştırdı ve 30 yerleşim alanını Dünya Seyahat Acentelerine bildirdi. Avrupa'nın en güzel kasabalar ve köyler arasında nüfusu 1000- 65000 arasındaki tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü olan, İtalya, Galler, Slovakya, Çek Cumhuriyeti Almanya, Macaristan, Fransa, İrlanda, Avusturya Hollanda, Kıbrıs, Hırvatistan, Arnavutluk, İsviçre, Portekiz, Finlandiya, Norveç, İsveç, İspanya, Polonya ve Slovenya’nın köyleri ,kasaba ve şehirleri yer alırken, listede Türkiye'den sadece Bursa'nın Nilüfer İlçesine bağlı Uluabat Gölü kıyısında yer alan, tarihi Roma dönemine kadar uzanan ve o dönemden kalan evlerini tarihi ve coğrafi orijinal özellikleriyle koruyan, küçük bir balıkçı köyü olan Gölyazı yer almakta.
Bu kentler içerisinde; Arnavutluk'un 60.031 nüfuslu (2011yılı) BERAT Şehri yer almaktadır. Bu kentin seçilmesinin nedeni nedir?
BERAT şehrinde; Osmanlı zamanından kalan tarihi Bekarlar Camii, Kurşunlu Camii, Sultan Camii (Kral Camii), Beyaz Camii, Hüseyin Paşa Camii (Saat Camii), Kırmızı Camii ve Telelka Camii bulunmaktadır. Ayrıca Halveti Tekkesi ve Rüfai Tekkesi'nin de yer aldığı; tarihi dokusuyla hayranlık uyandıran ve UNESCO Dünya Miras Listesi'ne yer alan bir Osmanlı kenti olmasıdır. Sırrı, yüz yıllardır .KORUNAN BOZULMAMIŞ DOĞAL VE TARİHİ YAPISINI MUHAFAZA ETMESİDİR. Berat ili, bu değeri hak etmekte olup mutlaka görünmesini öneririm. Berat şehrini gezerken, ülkemiz, Selçuklu Osmanlı mirası olan çok sayıda tarihi doku niye korunamadı? Ülkemizde dünden kalan güzellikler, neden hala yapılaşmakta, yanmakta ,yola, betona dönüşmekte? Demekten … Hele ,“Osmanlı Osmanlı” diyenler ,mutlaka görmeli oraları. Ülkesinde yok edilen miraslara hala ses çıkarmayanlar belki….! Berat bizden kalan, Arnavutlar tarafından bozulmasına izin verilmeyen Avrupa'nın en çok turist gelen, “bacasızı sayısızca fabrikası gibi” tarihi dokusuyla……
Bir diğer seçilmiş yer, Makedonya'nın en büyük sekizinci kenti (yaklaşık 42.000 kişilik nüfuslu) Ohri( Ohrid- Oher). Ohri'nin seçilme nedeni; . Orta Çağ dönemine dayanan hisarları, çok sayıdaki kiliseleri, manastırları ve cami ilerinin yanı sıra büyük KORUNAN BOZULMAMIŞ TARİHİ YAPISIYLA adeta AÇIK HAVA MÜZESİ OLMASI ve EĞİRDİR Gölü gibi milyonlarca yıllık OHRİ GÖLÜ …Ohri Gölünün çevresi yemyeşil ,”kamu yararı denilip, göl kıyı alanlarına, yol- yapı yapılmamış, göl doldurulmamış. Şehrin yapılanmasında öncelik, gölün korunması olmuş. 1979 yılında Ohri Gölü bir sene sonra da Ohri kentini UNESCO Dünya Mirasları listesine eklenmiştir. Ohri Gölü sadece ülkemizden-balkanlardan değil, tüm Avrupa'dan ve Asya'nın bazı ülkelerinden gelen yabancıları kendine çekiyor…
Eğirdir Gölünden çok mu güzel…. Ben 3gün bir çok yerini gezdim. Bence Eğirdir'in 1970 öncesi çok daha güzel. Bazılarımız ahşap evler yangın tehlikesi var diyecektir , oralarda da yangınlar olmuş ama onlar yangın oldu deyip yerine beton yapılar yapmamışlar ve ayrıca SAFRANBOLU da olduğu gibi . ihtiyaç olan beton yapıları , eksi yerleşimin dışında yer almakta…Biz de yer mi yoktu.?
Listede yer alan diğer kentlere baktığımız zaman; geneli Ortaçağ mimarisinin zengin kültürel mirasını gösteren bir açık hava müzesi gibi. Şehirdeki dar sokaklar ve birbirleri ile iç içe sıkı şekilde yapılmış olan evleri, ve evlerin dış ve iç duvarlarını rengarenk boyama geleneği ayrı bir çekicilik oluşuyor. Mimarisi ,doğası, geleneksel özellikleri, halk müziği – yemek festivalleri ile ünlüler. Pastoral görüntüsü sebebiyle birçok ressama ev sahipliği yapmış küçük köyler, bildiğimiz köyler değil…
Eğirdir’i gören yaşayanların ortak düşüncesinin Eğirdir’imizin Kovada’nın bu listede ,yer almamasının karşısında akla gelen şey Eğirdir’in neyi eksik….
EĞİRDİR’İN NEYİ EKSİK…?
Eğirdir’in fotoğraflardaki ve kuşbakışı dış görünüşü kimilerini , iç görünüşü de kimilerini yakar. Eğirdir’de bir çok şey eksik. Eğirdir sadece fotoğraflarda ve kuş bakışı güzel
Neden mi? Eğirdir Gölü çevresinde de yıllardır “kamu yararı-kalkınma ” denilerek yapılan dolgu- yapılaşmalar, göl kıyı alanlarının ,dağlarının ve, dağlarının etekleri yapıya açılması “yaşanılacak, yaşatacak kentin kimliğini” yansıtmamaktadır.. Gölün kirliliği, sineğini görmeden gelip, doğurganlığı yok edilen gölde , daha radikal önlemler alınması gerekirken hala balıklandırmayla- aşılamayla uğraşılması, dostlar alış verişte görsün misali ekonomik kayıplara- neden olmakta. Kirlilik nedeniyle Uluslar arası bir ölçü olan MAVİ BAYRAKLI Plajının unvanının elinden alınmışsa … Örneğin, turizme de artı değer katacak, Tarihi İstasyon Garı Eğirdir için çeşitli projeler öne sürülerek yapıya açılması istenilmekteyse…Adayoları yıllardır her seçim zamanı “haklısınız köprü yapılacak denilip”, yapılmamışsa.. “peynir gibi kesilen, otoban gibi yol yapılan dağları, giderek yok olan, işlenemeyen, dış pazarı olmayan tarım ürünleri, zaman zaman depolarda kalıyorsa, Altın elma, gümüş balık, bronz ıstakoz yok olmuşsa, tanıtımlar yetersizse, Eğirdir’e turist, neden gelsin, JATA tarafından neden seçilsin… Eğirdir’in eksikleri daha doğrusu kayıpları ….