Tarih: 19.06.2020 09:59
Eğitim Çalışanlarının Cesur Sesi;
Türk Eğitim - Sen
28 Yaşında
Türk Eğitim - Sen Şube Başkanı ve Kamu – Sen İl Temsilcisi Ali Balaban, Türk Eğitim – Sen’in 28. Yıldönümü münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı.
Başkan Balaman mesajında; “Türk Eğitim-Sen’in ilkeleri ve çizgileri ile örnek bir sendikacılık yaptığını, kimseye minnet etmeden doğru bildiklerini söylediğini, kararlı, mücadeleci özelliğiyle herkesin takdirini kazandığını bildiren Geylan, “Ne büyük bir şeref payesidir Türk Eğitim-Sen mensubu olmak. Yoluna her geçen yıl üyelerinin gücü ile büyüyerek devam etmek. Şaşırmadan, tehdit ve baskıda bulunmadan, makam ve mevki değil, adam gibi duruş vadederek üyelerinin teveccühünü kazanmak…” dedi.
Türk Eğitim-Sen’in güçlenerek yoluna devam etmesini sağlayan üyelerine şükranlarını sunan Geylan, şunları söyledi: “Türk Eğitim-Sen, 18 Haziran 1992 yılında bir avuç inanmış, ihlaslı, fedakar eğitim çalışanının gayretleri ile hayat buldu. Bugün geldiğimiz noktada Türk Eğitim-Sen, hem eğitim çalışanlarının güven duyduğu, itibar ettiği, gönülden bağlı olduğu gerçek bir eğitim sendikası hem de mensubu olmaktan gurur duyduğumuz büyük Türk milletinin hislerine tercüman olan güçlü bir sivil toplum kuruluşudur. Türk Eğitim-Sen gücünü sadece eğitim çalışanlarından almaktadır. Bu gücü ne marjinal ve politik yapılanmalara havale ederiz ne de işverenle dirsek temasına girerek sarı sendikacılığın çukurlarında yuvarlanırız.
Eğitim çalışanlarından aldığımız gücü yine ve yalnız onlar için kullanırız. Sorumluluktan kaçmıyoruz. Kişisel menfaatlerimize, şartlara ya da durumlara göre pozisyon almıyoruz. Eğitim çalışanlarının hak, kazanım ve geleceklerinin öncüsü olmayı sürdürüyoruz. Çalışanları sindirerek, korkutarak, yaftalayarak üye yapmıyoruz. Kul hakkına göz diken metotları, adaleti ayak oyunları ile alaşağı etmeye yeltenen zihniyeti reddediyor, çalışanları tamamen hür iradeleriyle sendika üyesi olmaya davet ediyoruz. ” diye konuştu. Genel Başkan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kamusal alan ne yazık ki insanların ruhunu satın almayı prensip edinen çetelerin işgali altındadır. Yalanla büyümeyi referans alanları, torpili kılavuzu yapanları, insanların iradelerine ipotek koymayı alışkanlık edinmiş bu güruh ülkemizdeki siyasi konjonktürün de zemin hazırlamasıyla iyiden iyiye çalışanları abluka altına almıştır. Özellikle taşrada hâkim olan bu yapı kendini kamu yönetiminin yerine koyarak, devletin gücünü kamu çalışanları üzerinde kullanmakta sakınca görmemektedir. Gerek cemiyet, gerek sendika gerekse vakıf görünümündeki bu paralel yapı çalışanları siyasi görüşüne, ideolojisine, mezhebine ve meşrebine göre sınıflandırmakta, hukuku iğdiş etmekte, kamuda kuralsızlığın ve keyfiliğin önünü açmaktadır.
İşte Türk Eğitim-Sen olarak, onurlu sendikacılığımız gereği kamusal alanı tahakküm altına alan, çalışanları huzursuz kılan her türlü arazlı anlayışlarla mücadeleyi şiar edindik. Çalışanların dışarıdan müdahalelerle katılımsal değişikliğe uğratılmasına, şahsiyetlerinin ayaklar altına alınmasına müsaade etmedik. Akıl ve hak yolundan hiç ayrılmadık, haktan ayrılanları ise en yüksek perdeden uyardık. Kamu çalışanlarını toplu sözleşme masasında pazarlamadık, siyasetin, bürokrasinin kölesi haline getirmeye çalışmadık. Ne mutlu ki bize aradan geçen 28 yılın sonunda sendikamız; hem eğitim çalışanlarının güvenle sırtını yaslayabileceği omzu ve gür sesi hem de ülkemizin en etkin, cesur, sorumluluklarını layıkıyla yerine getiren milli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak yüzümüzün akı ve camiamızın haklı gururu oldu.
Türk Eğitim-Sen, “Ne mutlu Türküm diyene” demekten gurur duyan, milli akıl, milli refleks ve milli bilinç ile geleceğine yön veren, vatanını namusu sayan, Büyük Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedeflere hiç durmadan yürüyen, bölücülüğe teslim olmuş pespayeler ile milletimizin ve devletimizin bekasına kast eden her türlü terör örgütüne karşı çelik gibi direnen anlayışı temsil eden bir sendikadır. Temsil ettiğimiz değerleri benimseyen her eğitim çalışanı ile aynı kulvarda yürümekten gurur duyarız. Zira yaşanan tüm ahlak dışı operasyonlara rağmen 220 bini aşkın üyemizin bizlere güvenerek yolculuğumuzda yanımızda olmaları umutlarımızı yeşertmektedir. Bilindiği gibi önümüzde yetki süreci var. Bu yıl pandemi dolayısıyla yetki süreci 15 Temmuz tarihine uzadı.
14 Temmuz mesai bitimine kadar gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. Umuyoruz ki; kuruluşumuzun 28’inci yılında hormonla şişirilenlere, tehdit kılıcını çalışanlara savuranlara, akıl tutulması yaşayarak, çalışanları maddi, manevi hırpalayanlara karşı yeniden yetkiyi alırız. Kuruluşumuzdan bugüne kadar onurlu yolculuğumuza emek vermiş olan her bir arkadaşımızı minnetle anıyorum. Rabbim hepsinden razı olsun. Türk Eğitim-Sen’i en büyük kılan şube yönetim kurulu üyelerimize, ilçe ve işyeri temsilcilerimize, kısacası teşkilatımızın bütün yöneticilerine teşekkürlerimi sunuyorum. Üyelerimizden aldığımız güç, bizleri muzaffer kılarak, zirveye taşıyacaktır” dedi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —