Türk Eğitim Sen Isparta Şube Başkanı Ali Balaban ve üyeler, öğretmenlerin ek göstergelerindeki adaletsizliğin giderilmesi için başlattıkları imza kampanyasında topladıkları imzaları Başbakanlığa gönderdiler.
Türk Eğitim Sen üyeleri ek göstergeler ile ilgili PTT önünde bir basın açıklaması yaparak memurlar arasındaki ek gösterge adaletsizliğinin giderilmesini istedi. Eylemin ardından Türk Eğitim Sen üyeleri ek göstergelerin yeniden düzenlenmesi için topladıkları imzaları Başbakanlığa gönderdi. Türk Eğitim Sen’lilerin eylemine Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş’ta katılarak destek verdi.
PTT önünde konu ile ilgili bir açıklama yapan Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Balaban “Öğretmenlerin ek göstergelerinin 3600 olarak yeniden düzenlenmesi, akademisyenlerimiz ve tüm kamu görevlileri için ek göstergelerin 800 puan artırılması, yardımcı hizmetler sınıfına da ek gösterge verilmesi talebiyle Genel Merkezimiz tarafından 28 Aralık 2015 tarihinde bir dilekçe kampanyası başlatılmış; 15-22 Nisan tarihine kadar tüm dilekçelerin Başbakanlığa gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Bu kampanyanın üç ayağı bulunmaktadır. Kampanyanın ilk ayağı şu anda 3000 ek göstergeye sahip olan öğretmenler ile ilgilidir. Şöyle ki; öğretmenlerin emeklilik kesenekleri 3000 ek gösterge üzerinden hesaplanmaktadır. Ek göstergelerinin 3600'e çıkarılması öğretmenlere emekliliklerinde büyük oranda fayda sağlayacaktır. Zira 3600 ile 3000 ek gösterge üzerinden emekli olanlar arasında ciddi emekli maaş farkı bulunmaktadır. Yıllarca çalıştıktan sonra emekli olan öğretmenlerin maaşlarında büyük oranda azalma meydana gelmektedir. Fiilen görev yapılan süre içerisinde verilen ek ders ücretleri ve ek ödemeler, emekli keseneklerine yansıtamadığı ve emeklilikte ek ders ücreti de alınmadığı için emekli olan bir öğretmenin aldığı maaş ile görev yapan öğretmenin aldığı maaş arasındaki fark büyüktür. Bu ücret farkı sebebi ile pek çok öğretmen emekliliği hak etmiş olmalarına rağmen emekli olamamaktadır, öğretmenlere 3600 ek gösterge getirilmesi halinde birçok öğretmen emekli olabilecek, emekli öğretmenlerin yerine de atama bekleyen öğretmenler istihdam edilebilecektir” dedi.
Ek gösterge düzenlemesi ilen ilgili taleplerinin yeni olmadığını belirten Balaban “Kampanyamızın ikinci ayağını akademisyenlerimiz ve memurlarımız oluşturmaktadır. Yine öğretmenler de olduğu gibi akademisyenler ve memurlarda da ek gösterge rakamları, aylık ücreti etkilediği gibi, emekli aylığı ve emekli ikramiyesinin miktarını da önemli ölçüde etkilemektedir. Ancak, ek gösterge rakamlarının düşük rakamlarda belirlenmesi nedeniyle eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar ve mağduriyetler söz konusu olmaktadır.
Kampanyamızın üçüncü ayağını ise yardımcı hizmetler sınıfı oluşturmaktadır. Yardımcı Hizmetler Sınıfı için hiç ek gösterge rakamı belirlenmemiştir. Diğer hizmet sınıflarının tamamında, kazanılmış hak aylıkları veya kadro dereceleri bakımından 1, 2. 3 ve 4 üncü derecelerde bulunacaklar için ek göstergeler söz konusudur. Ancak Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli açısından hiçbir şekilde ek gösterge uygulaması mevcut değildir. Dolayasıyla Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli hangi eğitim düzeyinde ve hangi kazanılmış hak aylık derecesinde olursa olsun, ek göstergeden yararlanamamaktadır.
Ek gösterge ile ilgili taleplerimiz yeni değildir. Sendikamız 2015 yılında da benzer bir dilekçe kampanyası gerçekleştirmişti. Ayrıca Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen olarak gerek toplu sözleşme görüşmelerinde gerekse KPDK toplantılarında da konuyu gündeme getirmiştik. Bizler taleplerimiz yerine getirilene kadar konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bugün de ek gösterge rakamlarının artırılması için topladığımız dilekçeleri sîzlerin huzurunda Başbakanlığa gönderiyoruz” diye konuştu.
Çalışanları düşük ücretlere mahkûm eden devletlerin huzuru hâkim kılamayacağını bildiren Balaban açıklamasında şunlara yer verdi. “Ek gösterge konusunda taleplerimizin karşılık bulması, bu mağduriyetin giderilmesi ve gerekli yasal düzenlemenin yapılması çok önemlidir. Ortada büyük bir mağduriyet söz konusudur. Ülkemizde nasıl bir ücret politikası olduğu, çalışanların yoksulluk sınırında nasıl ayakta kalma mücadelesi verdiğini, gıda, giyim, ulaşım, yakıt v.b. masrafların nasıl cep yaktığı, emeklilerin alın terlerinin nasıl komik rakamlarla karşılık bulduğu hepimizin malumudur. Ülkemizde emekli ikramiyeleri çok düşüktür. Eskiden emekli ikramiyesi ile iş kurulabilir, ev, araba alınırdı. Bugün ise bunları almak mümkün değildir. Günümüzde bir memur emeklisi bırakın evi, emekli ikramiyesi ile ancak bir karavan alınabilir. Kaldı ki insanlar Artık çocuklarına herhangi bir mal, mülk bile bırakamamaktadır.
Devletimizin öğretmenlere, akademisyenlere, memurlara, emeklilere reva gördüğü hayat maalesef budur. Oysaki toplumun kalkınmasının | itici gücü olan bu kesimler mutlu değilse, o ülkenin müreffeh olduğunu söylememiz mümkün değildir. Devlet çalışanlarını mutlu edecek ki, o ülke kalkınacak, daha ileriye doğru yol alacaktır. Kafasında ekonomik problemler olan bir öğretmenden, borçlan ile mücadele eden bir akademisyenden, bankalardan üç beş tane kredi çeken bir memurdan, hizmetliden ülke olarak kaliteli hizmet beklemeniz çok zordur. Ayrıca alın teri dökerek, gayret sarf ederek yıllarca çalışmış ve emekli olmuş insanları hayatlarının en önemli dönemeçlerinden biri olan emekliliklerinde rahat ettiremeyen, onları düşük ücretlere mahkûm eden devletler huzuru hâkim kılamaz.
Bu minvalde ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar göz önüne alındığında, bu talebimizin ne kadar insani ve haklı bir talep olduğu apaçık ortadadır. Ek gösterge rakamlarının artırılması için Türkiye’nin dört bir yanında imzalanan dilekçelerin ülkeyi yönetenler tarafından dikkate alınmasını istiyoruz. Öte yandan kamu çalışanları dilekçe kampanyamıza büyük ilgi göstermiştir. Duyarlılıklarından ötürü tüm çalışanlarımıza da teşekkür ediyoruz.”