Elmanın yaşadığı sorunların uzun vadedeki çözümünün ise arazi birleştirilmesinden geçtiğini ifade etti. Gök, “Herhangi bir köyde 3 bin dönüm arazi 200 traktör var. Ama bu araziler birleştirilirse 10 traktör oraya yetecek. Masraflarla da böylelikle düşmüş olacak. Örneğin toplu arazide maliyet 50 kuruş ise parçalı arazide 80 kuruş. Sorunun çözümüne arazilerin birleştirilmesinden başlanırsa uzun vadede özellikle elma için bir çözüm olabilir” diye konuştu.
TALEPLER HEM YURTİÇİ HEM DE YURTDIŞINDAN GELMEYE BAŞLADI
Eğirdir ve Gelendost bölgesinde üreticiler bahçelerine girerek, elmalarını toplamaya başladı. Elma hasadını değerlendiren Eğirdir Genç Girişimci İşadamları Derneği (EGİAD) Başkanı Osman Gök, bölgemizde rekolte, kalite ve verimin çok iyi olduğunu ifade ederek, “Belli bölgelerde kısım kısım sıkıntı olmasına rağmen rekolte istediğimiz düzeyin üstünde. Talepler de hem yurtiçi hem de yurtdışından gelmeye başladı. Elmanın bu yıl altın çağını yaşayacağını tahmin ediyoruz” dedi.
DEPODA 2,5-3 TL’DEN SATILIR
Elmanın şuanda bahçeden 1,50-1,80 TL’den satıldığını dile getiren Gök, “Depodan da 2,5-3 TL arasında satılır. Geçen yıl anormallik oldu. Elma azalınca Rusya’ya 3,5-4 TL’ye gittiği oldu. Böyle bir durum bu sene olmazsa en fazla 3 TL’ye çıkar” şeklinde konuştu.
ARAZİLER BİRLEŞTİRİLMELİ
Öte yandan elma üretiminde yaşanan sorunların en öncelikli çözümünün arazi birleştirilmesinden geçtiğini kaydeden EGİAD Başkanı Gök, “Herhangi bir köyde 3 bin dönüm arazi 200 traktör var. Ama bu araziler birleştirilirse 10 traktör oraya yetecek. Masraflarla da böylelikle düşmüş olacak. Araziler birleştirilirse uzun vadede hem çözüm olur hem de insanların ceplerine girdi fazla olur. Toplu arazide maliyet 50 kuruşsa parçalı arazide 80 kuruş. Sorunun çözümüne arazilerin birleştirilmesinden başlanırsa uzun vadede özellikle elma için bir çözüm olabilir. Bölgemizde 10 kooperatif, 15-20 şahıs deposu var. Bunlar birleşirse daha fazla kazanırlar. Fransa, Polonya modeli uygulanabilirse bizim Avrupa ile rekabet etme şansımız daha fazla olur. Eğirdir ve Gelendost bölgesinde birleşmeye bir yerden başlarsak, daha kazançlı olacağımızı ve sürdürülebilir tarım olacağını düşünüyorum. Türkiye’de değişim kolay olmuyor. Önce birimiz yapacağız, iyi olduğunu birimiz göreceğiz, ondan sonrası gelecek” dedi.
TANINAN, BİLİNEN TÜCCARA ÜRÜN VERMENİN RİSKİ DAHA AZ
Diğer taraftan üreticilere tüccar konusunda uyarıda bulunan Gök, ‘Tanıdığımız, bildiğimiz tüccarla iş yapmanın riski daha az” dedi. Gök, “Bildiğimiz, devamlı çalıştığımız tüccarlar var ama üreticimiz bazen 10 kuruş fazla olsun diye bilmediği insana ürün veriyor. İstisnalar hariç sıkıntıyı ben kendimizde buluyorum. Çünkü piyasanın gidişatı en fazla 1,80 TL, bir tüccar geliyor 2,5 TL diyor. Ona ürün verenler oluyor. Sonra mağduriyetler olabiliyor. Tanınan, bilinen tüccarlarla iş yapılırsa çok fazla sorun yaşanmaz. Eğer bu şekilde olursa riskimiz yüzde 3 olur. 3-5 kuruş fazlaya vereyim düşüncesinde riskimiz yüzde 80’e çıkıyor” diye konuştu.
İHRACATIMIZIN ARTACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Gök, son olarak dövizdeki rakamların yüksek olmasından dolayı ihracat girdisinin önceki yıllara göre 2 kat olmasını beklediklerini ifade ederek, “İhracatımızın da rekolte bazında artacağını düşünüyoruz” dedi. GÜLSES GAZETESİ