Eğirdir Genç İşadamları Derneği Başkanı Osman Gök, elma sektörünün geldiği ve bundan sonra atılması gereken adımlarla ilgili Birebir programında değerlendirmede bulundu. Isparta Ticaret ve Sanayi Odası (ITSO) tarafından yürütülen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Destek Programı kapsamında Fransa ve Polonya’daki elmacılık sektörünü yerinde inceleme fırsatı bulduklarını anlatan Gök, yurtdışıyla rekabet konusunda öngörülerini anlattı.
GEÇEN YILA GÖRE SATIŞLAR DÜŞÜK
Elma deyince akla Eğirdir’in geldiğini belirten Eğirdir Genç İşadamları Derneği Başkanı Osman Gök, yavaş yavaş marka olma yolunda ilerlediklerine işaret etti. Şuanda bütün depoların dolu olduğunu ifade eden Gök, verimli bir sezon geçirdiklerini söyledi. Gök, “Ama Ortadoğu’daki karışıklık, ülke içindeki sıkıntı ve Rusya ile uçak krizi elmaya olumsuz yansıdı. Geçen yıllar Ortadoğu’ya belli miktarda elma gitti. Rusya’ya da gidiyordu. Ancak Rusya’ya şimdi elma gitmiyor. Tırlar can güvenliğimiz yok diye Ortadoğu ülkelerine de can güvenliğimiz yok diye gitmiyorlar. Dış piyasada bir daralma var. herhalde depolarımızda yüzde 65-70 arasında elma var. geçen yıllarda bu dönemlerde yüzde 50-60 oranında elma satılmış oluyordu. Yarı yarıya satımda bir fark var. İç piyasada çok fazla tüketim yok. 1 liradan 1,80 TL’ye kadar elma gidiyor. İyi üretim olursa iyi para ediyor. Ama klasik üretim olursa 90 kuruş-1 lira arasında satılıyor” dedi.
BÖLGEMİZDE YÜZDE 50 ESKİ TÜR AĞAÇ VAR
Öte yandan yenilenen ağaçlarla dünyada üretilen tüm elma çeşitlerinin bizde de olduğunu kaydeden Osman Gök, Isparta bölgesinde yüzde 50 civarında eski tür denilen klasik ağacın bulunduğunu ifade eden Gök, şunları söyledi: “Sıkıntımız iyi üretim yapamamamızdan kaynaklanıyor. İyi üretim yaptığımız zaman pazarda sıkıntı yaşayamayız. Yenileme oluyor ama yavaş oluyor.
REKABET İÇİN ÜRETİM VE PAZARLAMADA BİRLEŞMELİYİZ
En büyük merak ettiğimiz ve gündemde olan Polonya ve Fransa’ydı. Polonya, Rusya’nın en büyük tedarikçi, Avrupa’nın pazarı buradan geçiyor. Fransa en iyi üreticisi deniliyordu. Ama biz gidip görmemiştik. Elma üretim yerlerini gezdik. Dünyada elma üretiminde üçüncüyüz diyoruz ama ihracatta dünyada 26’ıncıyız. Fransa ve Polonya bizim için örnek model. Oralardaki sektörün içindeki insanlar hem üretimde hem de pazarlamada birleşmişler. Üretim yapan ayrı, Pazarlama yapan ayrı. Kooperatifleşme daha fazla oralarda. En büyük masrafımız girdiler. 40 depo var. Hepsinin ayrı paketlemesi ve pazarlaması var. Maliyet otomatik olarak artıyor. 280 bin tonu tek elden pazarladığınızı düşünün. Maliyet düşüyor, yurtdışındaki rekabet şansınız artıyor. Hem Fransa hem de Polonya bunu başarmış. Bunları örnek almalıyız. Ama biz değişime hemen adapte olmuyoruz ve direniyoruz. Bir de görünce inanıyoruz. 15-20 arkadaşımız gittik ve gördük. Artık Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Biz de Avrupa ile rekabet edeceksek hem üretimde hem de pazarlamada birleşeceğiz. Bu ikisini yaptığımız sürece elmamızın yüzde 70-80’ini yurtdışına pazarlayabiliriz. Bunu yapmadığımız sürece sadece hayal kurarız.
ŞİMDİ YENİLENMEYE BAŞLASAK 3-5 YILI BULUR
Yüzde 40-50 oranında olan klasik ağaçlar eğer bodur ağaca dönüşseydi bizim de birleşmemizde sıkıntı olmazdı. Köyümüzde 4 bin dönüm arazisi var. yüzde 50’si yarı bodur, bodur yeni tip ağaçtan geriye kalanı eski klasik ağaç. Nasıl birleşeceğiz? Birisi iyi üretim yapıyor 1,80 TL’ye satıyor diğeri klasik üretiyor 90 kuruşa satıyor. Üretimde bu şekilde birleşemeyiz. Ama pazarlamada altyapımız müsait. Üretimde de yeni tip ağaca geçmemiz 3-5 yılı bulur. Ama 3-5 yıl sonra daha rahat oluyor. Şimdiden bunun altyapısını yapmak lazım. 3-5 yıla kadar çiftçilerimiz kendilerini yenilerse üretimde de birleştik mi otomatik olarak pazarlamada da birleşiriz. O zaman dünya ile rekabet etme şansımız olur.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMI BENİMSEMELİYİZ
Devlet desteği etken ama tek etken değil. yüzde 50 Avrupa Birliği desteği olduğunu söylediler. Ama hangi kalemde olduğunu söylemediler. Bu konuda fazla bilgi vermediler. 2004 Avrupa Birliği’ne girince oradan destek almaya başladık dediler. Valimizin, milletvekilimizin, ticaret odamızın, ticaret borsamızın çalışmasıyla yüzde 50 destek alındı. Ama onlar bize serum oldu. Uzun vadede de sürdürülebilir olmak için Fransa ile Polonya’yı örnek alıp sürdürülebilir bir tarıma geçmemiz lazım. Destek verilmesi sadece geçici çözüm olur. Eğer uzun vadede Avrupa ve dünya ile rekabet edeceksek hem üretim de hem de pazarlamada birleşeceğiz. Ondan sonra devletimize gidip hangi noktada eksik kaldıysak o konuda destek isteyeceğiz. Bunları yapmadan destek istemememizin bir anlamı yok.
PLATİN ELMA’DA BİRLEŞEMEDİK
Elmanın tanıtımı için önceki kaymakam döneminde 2 yıl Platin Elma Ödülleri yaptık. İnsanlar çok katılım sağlamadı. Önce özeleştiri yapıp ne istiyoruz diye kendimize sormamız lazım. Kaymakamımız o dönemde çok çırpındı. Ama tam birleşme olmadı. Başaracaksak hep birlikte olmalıyız. Beraber hareket edememeden dolayı tam anlamıyla başaramıyoruz. “