Türkiye Tabiat Koruma Derneği Isparta Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, elmanın başkenti Boğazova’nın koruma altına alınması ile amaç dışı ve yanlış kullanımları sonucu toprak kayıpları önemli oranda engelleneceğini belirtti.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun Resmî Gazete’nin 21 Ocak tarihli baskısında yayımlanan kararıyla; Türkiye’deki koruma altına alınan 141 büyük ova arasında Eğirdir Boğazova da yer almakta. Karar gereğince; Boğazovanın da toprak, iklim, topografya ve ekolojik özellikleri dikkate alınarak TARIMSAL SİT ALANI olmasına karar verildi. Ayrıca Isparta da, Gelendost, Isparta ve Senirkent Ovaları da aynı statü içerisinde yer aldı.
“Elmanın Başkenti” Boğazova Türkiye genelinde tarımsal üretim potansiyeli yüksek olan önemli ovalar içerisinde yer almakta olup, burada da ,giderek artan konut vb. yapılaşmalarla, sanayi kuruluşlarının sayılarının giderek artması, Boğazova içinde ,erozyon, kirlenme amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği bilinmektedir. Bu nedenle; Tarımsal Sit kararına göre Boğazova da ziraat dışında hiçbir faaliyete izin verilmeyecektir. Bu karar kimyasal kullanımlarının yasaklanmasıyla desteklenirse gölümüz ve sağlıklı gıda üretimi ve ekonomik gelişme açısından da büyük önem arz edecektir.
TARIMSAL SİT BOĞAZOVAYA NE GETİRİYOR?
Bakanlık yetkililerinin açıklamalarına göre büyük ova çalışması şu faydaları sağlayacak:
* Tarımsal sit mantığı çerçevesinde, tarımsal potansiyeli yüksek önemli tarım arazileri korunacak.
* Mevcut yerleşimler muhafaza edilecek, nüfus projeksiyonuna dayanılarak yerleşim yerlerinin çeperinde gelişme alanı belirlenecek, bu alanların dışında yeni yerleşimlere kesinlikle izin verilmeyecek, böylelikle bu konudaki baskı azaltılmış olacak. Amaç dışı kullanımlar önlenecek.
* Tarım topraklarının bitkisel üretim amacı dışında kullanılması anlamına gelen tarımsal amaçlı yapılar da ova bütünlüğünü korumak amacıyla ova sınırı dışına yönlendirilecek.
*Ova içindeki arazilerin tarım dışı amaçlı kullanılmayacağı kabulünden hareketle tarım arazilerinin spekülatif yatırım amaçlı alınıp satılması önlenerek zorunlu olarak tarımsal üretimde kullanılması sağlanacak.
Tarımsal Sit Kararı; 21 Ocak 2017 tarihi itibariyle ovaların sınırları içerisinde yer alan onaylı planlı alanlar, ilgili mevzuatı uyarınca tarım dışı kullanma izni verilmiş olan alanlar için alınmış kararların geçerliliğini koruyacağı bildirilmektedir.
TOPRAK “ANA” DIR.. DOĞADAKİ HER ŞEY İNSANIN KORUMASI ALTINDADIR…
Toprak “ANA”dır ;besleyici, barındırıcı ve yaşam vericidir. Boğazova da ve diğer ovalarımızda her yıl giderek artan yapılaşmalar sonucunda, yüzlerce hektar tarım alan toprak- yok olmaktadır. Sanayi ve konut yapımı, evsel – fabrikaların atık ve temizleme sistemleri ve baca gazlarının oluşturduğu kirliliği sonucunda; hava toprak ve su kirliliği giderek artmakta olup, bu durum da tarıma ve sağlığa olumsuz etki yapmaktadır. Yıllardır belirtiğimiz gibi toprak-su-hava yaşam kaynağımız, bunları üreten fabrikalar yok ,hava, su ve toprağın tek üretim yeri doğa. Doğadaki her şey insanın koruması altındadır. Doğa sözcüğü "doğmak" fiilinden gelir. Doğurganlığı ve dişiliği içerir. Toprak “ANA”, 1cm toprağın oluşması için, yüzlerce yılın geçmesi gerekmekte… Çünkü; toprağın üst tabakası insanların ve diğer canlıların beslenmesinde temel kaynak teşkil etmektedir. Bir gram toprağın içerisinde milyonlarca canlı bulunmakta ve ekosistemin devamı için bunların hepsinin ayrı önemi bulunmaktadır. Toprağın verimliliğini sağlayan ve humusça zengin olan toprağın 10 cm'lik üst tabakasıdır. Bilimsel anlamda toprak bir karışımdır. Tarım için ayrılan alanların plansız yapılaşmalarla yok edilmesi gelecek için büyük kayıplara neden olmaktadır…
TARIMSAL SİT ve ORGANİK GÜBRE KULLANIMI BÜYÜK BİR DEVRİM OLACAKTIR…
Tarımsal Sit” kapsamına alınması ile amaç dışı ve yanlış kullanımları sonucu toprak kayıpları önemli oranda engellenecektir. Ayrıca , Bakanlığı'nın çay üretiminde azot ve nitrat içerikli gübreleri (toprak yapısını olumsuz yönde etkilemenin ve heyelanları tetiklemesinin yanı sıra, günümüzde giderek artan kanser vakalarının en önemli sebeplerinden birisinin de bitkisel üretimde kullanılan kimyasalların olduğu bilinmektedir) yasaklaması , her türlü tarımsal üretiminde nitrat ve azot içerikli zehir saçan kimyasal gübreler yerine mikrobiyal organizmalar içeren organik gübre kullanımı geçilmesi kararının bölgemizde de uygulanması, yöre tarımda büyük bir devrime neden olacaktır… Tabikide ; bu güzel gelişmelerin uygulanması da yine yöneticilere, eğitime, “vicdana” kısacası insanlara bağlı… Yaşananlardan, karşılaşılan olumsuzluklardan ders almanın zamanı geçmekte…. Geç kalmayalım, bölgemize örnek olalım, yöresel ürünlerimizin korunmasına önem vermek ve değer katmak içinde “Butik Tarımı” geliştirelim…
Yrd. Doç Dr Erol KESİCİ