Tarih: 18.05.2016 05:43

Erken toplayın ve yağı uçmadan tarttırın

Facebook Twitter Linked-in

Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, katıldığı televizyon programı Birebir’de gül sezonuyla ilgili bilgiler verdi.  Şuan hasat döneminde çok fazla olumsuzluk yaşanmadığını ifade eden Çelik, ılıman geçen kış mevsimi sonrasında erken tomurcuklanan bazı bölgelerde don olayından dolayı yüzde 10 civarında kayıp olduğunu ancak bunun çok önemli olmadığını belirtti. Gül çiçeği toplanmasıyla ilgili önemli tavsiyelerde bulunan Çelik, üreticinin beklediği ücret konusunda da fiyat vermedi ama önemli açıklamalarda bulundu.
YAĞMURLARIN VERİM VE KALİTESİ AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK BİR ETKİSİ VAR
Gül sezonunun Nisan sonunda başladığını dile getiren Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, şuanda her şeyin normal seyrine girdiğini ifade etti. Çelik, “Hemen hemen her bölge kendi bulunduğu coğrafi bölge ve rakım göz önünde bulundurulduğunda sürece dahil oluyorlar. Bu sene iyi bir sezon bekliyoruz. Son yağmurların verim ve kalitesi açısından çok büyük bir etkisi var. beklediğimiz bir yağıştı. Aşırı yağışlar sebebiyle, hava sürekli kapalı olduğu takdirde güneşle olan irtibatı tamamen kesilen bitki çürümeye yüz tutuyor. Açması gereken tomurcukları açmadan dökülüyordu. Bunun tersi de aynı şey. Aşırı sıcaklarda da kavrulup dökülmesi söz konusu. Allah bu bölgeye böyle bir iklim vermiş. Coğrafi konum, rakım, toprak yapısı ve iklim şartları olarak gül çiçeğinin hasadına en uygun bölgelerden birisi Göller Bölgesi, Isparta’dır” dedi.
BU YIL NORMALDE 15 HAZİRAN’DA BİTMESİ GEREKİR
Geçtiğimiz yılla bu yılı karşılaştırdıklarında rekolte beklentilerinin yüksek olduğunu ifade eden Çelik, geçen yıl 20 Nisan’dan sonra yaşanan don olayında bölgede yüzde 40’lara varan kayıp yaşandığını belirtti. Hasan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu üretici açısından sıkıntılı bir durumdu. Pazarda fiyatların yükselmesine neden oldu. Üreticinin don olayından dolayı olan kaybı gül çiçeği kilogram fiyatına yansıtılmak suretiyle telafi edilmeye çalışıldı. Bu yıl da kısmen don hadisesi yaşandı. Hiç beklenmedik bir şeydi. Bu da erkenci olarak tabir ettiğimiz gelen tomurcuklardan gelen bir şeydi. Ilık bir kış mevsiminden sonra güney bölgelerde gül çiçeğinde erken tomurcuklanma ve çiçeklenme dönemine geçenler 21 Nisan’da sıfır dereceyi gören bölgeler oldu.  Çukur kesimlerde ilk çıkan kesimlerde tomurcukları bitirmiş. Genelde yüzde 10-15 kayıp söz konusu olabilir. Buna rağmen geçmiş yıllara göre tarla başında verim artışı söz konusu oldu. Kaza bela olmadığı takdirde 7 bin tonu bulabiliriz diye düşünüyorum. Bu da bölgemiz açısından ulaşılması hedeflenen bir rakam. Böyle olursa imalatçı firmalar yeteri kadar ürünlerini alacaklardır. Pazarda son tüketici olan müşteriler de ihtiyaçlarını zorlanmadan karşılayabileceklerdir. Sezonun bu yıl biraz uzayacağı gözüküyor. Bu yıl normalde 15 Haziran’da bitmesi gerekir. Önümüzdeki hafta içerisinde yağış söz konusuymuş. Bunlar güzel şeyler. Dolayısıyla kampanyayı Haziran sonuna kadar uzatacak olursa iyi olur.”
BUNLARI YAPANLAR KAZANIR
Öte yandan gül üreticilerine hasat sezonuyla ilgili çok önemli tavsiyede bulunan Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Gül çiçeğini ne kadar erken toplarsanız çiçeğin yapraklarında bulunan yağ uçmadan tarttırırsanız siz kazanırsınız. Bu yağ oranı çok bekletildiğinde uçuyor. 40 kilogram gelmesi gereken çiçeğiniz 35 kilogram gelebilir. Bu üreticinin kaybı. Gül çiçeği dalından koparıldıktan sonra 2 saat içerisinde eğer muhafazalı bir yere iletip, buharlaşması önlenmezse yüzde 20’den başlayıp yüzde 30’lara varan yağ kaybı oluyor. Bu çok önemli. 11 ay bekliyoruz. 12’inci ayda hasat ediyoruz. Bu hasatta da almamız gereken şeyler elimizin arasından kayıp gidiyor, emeğimize yazık oluyor. Tüm üreticilerden ricamız budur; ne olur çiçek toplamak için bahçelere erken saatlerde gidelim. Bir an önce toplayıp alım merkezlerine götürelim. Biz araçlarımızı bir merkeze bir ya da 2-3 kez gönderiyoruz. Çünkü çiçek beklemesin istiyoruz. Nakliyeyi 3’e katlıyoruz. Bir anca kazanlara girsin ve kaynasın verim ve kalite kaybına uğramasın istiyoruz. Üreticilerimiz böyle bir hassasiyet gösterirlerse hem bize yardımcı olmuş olacaklar hem de kendi ceplerine girecek paranın heba olmasına engel olacaklardır.”
FİYAT HENÜZ BELLİ DEĞİL
Diğer taraftan üreticinin dört gözle beklediği fiyat konusunda rakam vermekten kaçınan Çelik, “Atalarımızın bir lafı vardır; malını değil pazarını öv derler. Pazarı iyiyse sıkıntı yok. Biz ürünümüze güveniyoruz. Malımız ne kadar mükemmel olursa olsun pazar çekmiyorsa hiçbir değeri yok. Bunu geçmiş yıllarda gördük. 1980 ve 1990’lı yılların başlarında 7600 dolarları gören gül yağı fiyatları 1200 dolarlara kadar düştü. Yağ aynıydı fakat pazar çekmiyordu. Burada 3 ayak var. Birincisi üretici, ikincisi imalatçı, üçüncüsü tüketici ayağı. Bunlar ister istemez birbirleriyle bağlantılı çalışmak zorundalar. Eğer hep bana derseniz 1 yıl kazanırsınız ama 10 yıl kaybedersiniz.  Gerek gül çiçeğinin üretimindeki rekoltenin gerekse gül yağının ve diğer taraftakilerin birbirlerinin dengesini koruması gerekiyor. Bu dengeyi korursak, parazit alternatif rakipler çıkmadığı takdirde, fiyat telaffuz etmek çok zor ama geçmiş yıllarda olduğu gibi üreticiyi memnun edeceğimiz bir fiyat olacağından emin olsunlar. Biz bir kooperatifiz. Kooperatifin amaçlarından birisi de budur. Şuan bir olumsuzluk söz konusu değil. inşallah üretici hak ettiği fiyatı alırlar.
AVANS VERİYORUZ
2 yıldır üreticimize avans da verebiliyoruz. Örneğin size 5 bin lira avans verdik. Siz ürün vermeye başladınız, verdiğiniz ürün 5 bin lirayı karşıladı. 10 bin liralık ürün verdiniz size 5 bin lira daha ödeyeceğimiz. Avansları verdik. Ara ödemeleri bu yıl da yapacağız. üreticiye hizmet etmek için birliğimizin tüm imkanlarını seferber ediyoruz. “
22 BİN DEKAR GÜL BAHÇESİ VAR
Son olarak Isparta’da 20-22 bin dekar gül bahçesi olduğunu anlatan Hasan Çelik, 5-6 yıldır üretiminin 6 bin tonlara zor ulaştığından bahsetti. Çelik, “ Halbuki bizim mevcut bahçelerden beklentimiz 7 bin ton civarındaydı. Bunun sebebi küresel iklim değişikliğinden kaynaklanan faktörler. Bu topraklarda asırlardır gül çiçeği üretimi yapılmış. Ama son 100 yılı değerlendirecek olursak neredeyse burada 100 yılda yapılan bitkinin alışageldiği iklim ve çevresel şartlar ile son dönemde beklenmedik şekilde metabolizmasını değiştirecek faktörler devreye giriyor. Ziraatçılar bitkinin strese girmesi olarak tabir ediyorlar. Sanki gül çiçeği de strese girdi. Ayrıca uzun zamandır Isparta’da bahçelerde gençleştirme işlemi yapılmadı. Bunların yenilenmesi gerekiyor. 5 bin 5 bin 500 ton aralığındaki gül çiçeği rekoltesini dikim artışlarıyla 7 bin tonlara yükseltirsek problem görünmüyor. 7 bin ton üretim yapmamız ve pazardaki hakimiyetimizi sürdürmemiz gerekiyor. Bir ülke 2 ton yağ verirken siz 500 kilogram veriyorsanız pazardaki etkinizi kaybetmişiniz demektir. Bunu da kaybetmemeniz gerekiyor. Pazara hakim olacağız derken bu sefer üreticiyi mağdur etmemek gerekiyor. Bu dengeyi kurmamız lazım. Şuan itibariyle çok büyük bir olumsuzluk sezmiyorum. Dünyada doğal ürün kullanılmasından bahsediliyor ama herkes sentetik kullanıyor. Biz doğal üretim sürecinde geri kalmamız lazım. Onlara ayak uydurmamız ve onların ihtiyacı olan ürünleri piyasaya sürmek suretiyle kendimizi unutturmamız gerekiyor. Bu bir güç meselesi” diye konuştu. 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —