Tarih: 05.04.2017 09:00
GÖL KIYILARI YILLARDIR; DOLDURULMAKTA
Hafriyat varsa; depo için göl var !!! Ah kamu yararı!!!
Konut ,yol yapımı için, alan kazanmak için, bina yapmak için dağın, taşın, toprağın oyulması sonucunda ortaya çıkan hafriyatların taşınması ve bunların depo edileceği yerlerin bulunması hem sorun oluşturmakta ve naklide çok pahalıya mal olmakta... Eğirdir Gölü çevresine baktığımı zaman son 50 yıldır, gölün kıyı alanlarının doldurulup tarım alanına dönüştürülmesinde yine göl kıyı kesimlerindeki yasal olmayan bina yapımlarında ve toplu konut alanlarından çıkan hafriyatların en ucuz ve en kısa- en kolay yolu göle dökmek olarak görülmüştür.! Küçük- büyük çapta hafriyatlar çıkınca, akla hemen göl kıyısına yol yapmak veya var olan o yolu 3-4 şerit vb. genişletmek akla gelmekte. Hatta bir çok kıyı yerleşimin de rastlandığı gibi çöpleri, yılın altı ayın yakılan kömürlerin külleri, hafriyatlarla harmanlanarak dolgular tarım toprakları sahalar elde edilmiştir. Bunların önemli, büyük çaplı olanları hep kamu yararı denilerek yapılmıştır. Yol amenna da bu kadar genişlik niye? Tüm bu işleri yaparken bir taşla birkaç kuş vurulduğu sanılmakta olup, dünya mirası canlıların hakları gasp edilmiştir. Attığın taş yok edilen göle değdi mi? Verdiğin zarar elde ettiğin yarardan çok fazla oldu. Tarla, bina, yol yapmak için doldurduğun, kirlettiğin, doğasını bozduğun gölün canlı kayıplarının, kullanılacak kaynağın, işin sonucunda elde edeceğin parayla işle kıyaslanamayacağını gölü- ürününü kaybedince hala anlamadınız mı?
KİM DOLDURDU?!!BEN DEĞİL SEN! ELMA BAHÇELERİN SAHİBİ GÖL!...
. Nerede mi olmuştur bunlar ,çok önemli, sen döktün ben dökmedim, falanın değil filanın zamanında döküldü.. Kötü örnek, örnek değildir ve sizin yaptığınız yanlışlık; başkalarının yaptığı yanlışla örtülmez ve sizi haklı çıkarmaz... Yanlışın küçüğü de büyüğü de olmaz!. Örnek isteniyorsa , hastane ,ada yolu ve göl yerleşiminde yer alan tüm anlarda.. Göle suyun içtiğimiz, balığını elmasını, buğdayını, etini yediğimiz taşla- toprak kimyasal atıklar, çöpler…. Bu yapılan yanlışlıklar; şikayet etmekle her köşeye görevli dikmekle caydırıcı olamaz. Emsal değil, iyiye örnek olmak gerekir.. “İmam cemaat “meselesi Yerel yönetimler, …
güçlü olanlar bu işi göz göre göre yaparken vatandaş gizli gizli bir gece yarısı neler yapar!... Yapmakta…Gezin göl kenarlarını.. Göl kıyılarına dolgu yapmak, kıyı erozyonunu tetikliyor, çünkü dalgalar kendi yolu olan kıyıyı devamlı aşındırır, o nedenle devamlı dolgu gerekir!?…
ÇÖZÜM ;SUÇLUYU BULMADA DEĞİL..
Örnek olmak, eğitim, korumacılık işin sırrı.. Bu işin yandaşlığı senin onun zamanı değil her zamanı vardır. Her dönemde usulsüzlükleri-yanlışlıkları gör ve uyar. Suçu başkalarına atmak, suçlu aramak çok kolaydır. Çözüm değildir. Bu iş hep böyle sürüp gitmemeli. Doğa hassastır naziktir, kırılgandır, gölün geri dönüşü yoktur ve de doğa her zaman ikinci bir şansı vermez. Üzüm yemek isteniyorsa sorunlar çözülür. Çünkü yapan insan, çözecekte insandır. Fakat, bağcının- gölün-doğanın- daha fazla dayak yemeye tahammülü kalmadı! Gölün gerçekleri ve yapılması gereken çok önemli işleri varken bunlarla uğraşmayıp suçlu bulmaya çalışmak doğa suçlarını parayla telafi ediyorsan, boşa kürek çekmiş olursun Çünkü zamanı durdurmaz veya geriye götüremezsin. Her anlaşmazlık, konuşmayla, eğitimle, sevgiyle çözülür. Lakin “niyeti kötü olan kurtla kuzu” konuşarak anlaşamaz. İnsanın geleceğe, diğer bir canlıya, doğaya, karşı işleyebileceği tek gerçek ahlaki suç; sözleri, eylemleriyle bir çelişki, bir imkansızlık, bir mantıksızlık izlenimini yaratarak doğayı ,yaşam alanlarını yok etmesidir.
Yaşanılabilir bir kent olabilmek için çevre politikaları, altyapı, kentin dokusunun korunmasıyla olur… Göl kıyı kesimlerinde kenarında ileriye dönük olmayan, yap-boz, derme çarpma yapılar işgaller söz konusudur, görülmektedir. Ekonomik- endüstriyel amaçlı da olsa , kamu yararına da olsa Eğirdir Gölünü ve ye çevreyi korumak için bazen ekonomik gelişme göz ardı edilebilmelidir..
Sakin şehir Eğirdir de ,Yalvaç da turizm sektörünün var olması ve sürdürülebilirliği turizme kaynak teşkil eden yerel alanlara özgü doğal –tarihi ve kültürel değerlerin korunarak markalanmasıyla, kullanılmasıyla gerçekleşebilir. Gerisi ; çözüm getirmeyen durumların tekrarlanması, sürdürülmesi ve amacına ulaşmayan döngüdür……
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —