Eğirdir gölünde yaşanan çekilmenin İl Genel Meclisinde gündem olmasının ardından, şimdide Türkiye’nin en derin göllerinden biri olan, 300 bine yakın su kuşuna, endemik kuş türlerine ve özellikle dünyada nesli tükenmekte olan dikkuyruk ördeklerinin yüzde 70’ine ev sahipliği yapan Burdur Gölü’ndeki su seviyesinin azalması Türkiye’nin gündeminde.
Isparta ve Burdur su kaynakları ve doğal gölleri ile Göller Bölgesi olarak tanınıyor. Fakat Göller Bölgesinin, gölleri bu yıl yaşanan kuraklık ve su kaynaklarındaki azalma nedeniyle alarm veriyor. Eğirdir gölündeki çekilme geçen aylarda İl Genel Meclisinde gündeme gelmiş bir dizi acil önlem alınması gerektiği komisyon raporlarına yansımıştı. Şimdi ise Burdur Gölünde görülen çekilme Türkiye genelinde gündem oldu. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. İskender Gülle, “göldeki çekilme eski haline dönmeyecek şekilde kritik seviyeyi aştı. Artık Burdur Gölü’nü eski haline getiremeyiz” dedi. AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik ise Burdur gölünü kurtarmak için Menderes nehrinin bir kolundan göle su getirilmesini önerdi.
Burdur gölü ile ilgili Hürriyet gazetesinde çıkan haber Milliyet, NTV, Odatv gibi birçok internet sitesinde yayınlanınca Burdur Gölü Türkiye gündemine oturdu. Hürriyet'in haberine göre; gölün su seviyesindeki azalmanın kritik noktayı aştığı söyleyen bilim insanları, sürecin insan ve hayvan sağlığını ciddi şekilde etkileyeceğini vurguluyor. Son yıllarda gölü kurtarmak için projeler yapılmış, sanatçı Tarkan da bölgeyi ziyaret ederek destek mesajı vermişti.
ESKİ HALİNE GELEMEZ
Burdur Gölü’nde yürütülen çalışmaların detayları hakkında Hürriyet’e konuşan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İskender Gülle, “Burdur Gölü’nün geldiği son noktayı görmek için bilim insanı olmaya gerek kalmadı. Çünkü göldeki çekilme eski haline dönmeyecek şekilde kritik seviyeyi aştı. Artık Burdur Gölü’nü eski haline getiremeyiz” dedi.
TUZ ORANI KRİTİK SEVİYEDE
Su oranındaki azalışın durdurulamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Gülle, “Şu anda tek yapabileceğimiz su miktarındaki azalışı en alt noktaya çekebilmek. Bunu yapsak bile önümüzdeki 10 yılda eski Burdur Gölü olmayacak. 1980’den bu yana tuzluluk oranı yüzde 40 arttı. Önümüzdeki 10 yılda bu orana yüzde 30 daha eklenecek ve tuzluluk oranı deniz suyunu geçecek. Kuş türleri azalacak, popülasyon etkilenecek, ekolojik zenginlik yok olacak” dedi.
YAZIN SICAKLIK ARTACAK
Su oranındaki azalmanın sadece hayvanları değil, insanları da etkileyeceğini kaydeden Prof. Dr. Gülle, şöyle devam etti: “Yazın sıcaklık artacak. Kışın daha çok don olayı görülecek. Gölün çekilen kısımlarındaki toz ve tuz rüzgârlar ile yerleşim yerlerine doğru harekete geçecek. Bu durum solunum yolları hastalıkları, çeşitli kanser türleri hatta kalp damar hastalıklarında artışa neden olacak.”
YERALTI SULARI DA TEHLİKEDE
Biz bu öngörüleri bilimle yapıyoruz. Çünkü bu tespitlerin dünyada örnekleri var. Burdur Gölü’nün suyunun azalmasında yüzde 10 doğal, yüzde 90 aşırı su kullanımı etkili. İşin dramatik tarafı su oranı azaldıkça biz daha çok su kullanımına yöneliyoruz. Bu durum yer altı sularını da yok ediyor. Uyarıyorum; uzun vadede susuzluk sorunu çok ciddi boyutlara ulaşacak. Bakanlıklar her şeyin farkında. Ancak çözüm artık çok zor. Çünkü sosyal tepkileri göze alıp bol suya alışan vatandaşın suyunu kesemiyorsunuz. Bakanlıkların da yapacağı bir şey kalmadı. Kaçınılmaz sona doğru sürükleniyoruz.”
'YALVARIYORUM'
Çevre tehlikesinin boyutlarına dikkat çeken Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz şöyle dedi: “Bir çevreci olarak yalvarıyorum: Lütfen sesimizi artık duyun. Gölümüzdeki çekilme inanılmaz boyutlara ulaştı. Burada açık bir doğa faciası yaşanıyor. Belki gölümüzü eski haline getiremeyiz ama süreci yavaşlatmanın bir yolunu bulabiliriz. İlgili bakanlıklar lütfen harekete geçsin. Biz de belediye olarak elimizden gelen tüm gayreti ortaya koyarız.”
DSİ’DEN YAZILI AÇIKLAMA
Yapılan haberlerin ardından Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden (DSİ) yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, küresel ısınmanın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisinin Burdur Gölü'nde de hissedildiği belirtildi.
Burdur Gölü havzasında yer alan göllerin birçoğunun karstik kökenli olduğu aktarılan açıklamada, "Havzada büyük akarsular yok. Gölü besleyen ana kaynaklar Bozçay, Suludere ve Keçiborlu deresidir. Göl uluslararası öneme sahip sulak alan olup Ramsar alanı olarak tescillenmiştir." ifadeleri kullanıldı.
"GÖLDEN EN ÖNEMLİ SU KAYBI BUHARLAŞMADAN OLUŞMAKTADIR"
Bölgede mevcut şartlar devam ettiği sürece, tarım ve hayvancılık faaliyetleri arttıkça göl seviyesindeki düşüşün kaçınılmaz olduğuna değinilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Göl havzasında ciddi oranda sulama yapılmaktadır. Su kayıpları fazla olan iptidai tüm sulamaların modernize edilmesi halinde bir miktar su tasarrufu sağlanabilir ancak bu durumda bile göl seviyesindeki düşme, dengeye gelinceye kadar devam edecektir. İdaremizce bölgede bulunan tüm sulamalarda rehabilitasyonçalışmaları, yeni sulama taleplerinde tamamen kapalı sistem projelendirme çalışmalarında su tasarrufunu daha da artırıcı önlem ve sistem geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Bunun yanında mevcut ürün deseninde değişikliğe gidilerek az su tüketen ürünlerin yetiştirilmesi teşvik edilmelidir. Burdur Gölü'nden en önemli su kaybı buharlaşmadan oluşmaktadır. Bu sebeple Bakanlığımıza bağlı kuruluşlar tarafından Burdur Gölü'nde buharlaşmanın azaltılması için pilot ölçekli çalışma yapılması planlanmaktadır, çalışmaların inşaat işleri ve işletmesi gerçekleştirilecektir. 8 Haziran'da Burdur Gölü AR-GE Çalışması İnşaatı İhalesi yapılmıştır."
Açıklamada, Burdur Gölü Yönetim Planı'nın uygulanmasına yönelik izleme çalışmaları, Burdur Gölü su dengesinin kontrol altına alınmasını içeren Burdur Gölü Alt Havzası Eylem Planı ve Genelgesi'nin 13 Kasım 2015'te de imzalanarak yürürlüğe girdiği bildirildi.
MENDERES NEHRİ'NİN BİR KOLUNDAN SU GETİRİLMESİ ÖNERİSİ
AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik de yaptığı yazılı açıklamada, dünyadaki göllerin büyük kısmında kuraklık ve buharlaşmanın etkili olduğunu belirtti.
Burdur Gölü'nde 114 milyon metreküp buharlaşma olduğunu vurgulayan Özçelik, "Buharlaşmanın 90-95 milyon metre küpü yağan yağmurlarla geri dönüyor ancak geriye kalan açığı 'Nasıl kapatırız?' diye alternatif çalışmalar yapılıyor." ifadesini kullandı.
Gölün etrafında bulunan sondaj kuyularının iptal edilmesi ve kapalı sistem sulamaya geçme çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Özçelik, gölün en önemli su kaybının buharlaşma olduğunu bildirdi.
Özçelik, açıklamasında şunları kaydetti: "Burdur Gölü'ne köklü çözüm için alternatifler üretip Bakanlığımızın genel müdürlüklerine sunuyoruz. Menderes Nehri'nin kolu olan bir kaynaktan Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesine bağlı Eldere köyündeki alandan Burdur Gölü'ne kış aylarında bir veya iki ay olmak üzere su getirilmesi için Sayın Valimiz Hasan Şıldak'la iki hafta önce DSİ Genel Müdürümüz ve Su Yönetimi Genel Müdürümüzden çalışmalar yapılmasını talep ettik. Genel Müdürler etüt ve proje daire başkanlarına talimat verdiler. Tarımda kapalı sistem sulamaya geçilmesinin yanında su tüketimi az olan hatta susuz yetişen bitkisel üretime geçilmesi çalışmaları da Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz tarafından yapılmaktadır. Lavanta üretimi ve aromatikbitki üretimlerinin yaygınlaşması için bilgilendirme çalışmaları devam ediyor."