Erol Kesici'nin yazısıdır...
Eğirdir’in dününü bilen, bu gününü kabullenmemekte, Eğirdir’de Eğirdir’in özlemiyle yaşamaktadır. Neden? Çünkü; bu günün Eğirdir’inde daha çok ekonomi- para öne çıkarılarak giderek betonlaştırılan, gölü, kokusu, güzellikleri “hala” korunmadan kullanılmakta tüketilmekte(!) Albenisi kaybolmuş, sinekli, adeta “dışı ilk göreni, içi yaşayanı yakan” Eğirdir’e dönüştürülmüştür. “Siyasal çıkarlar” karşılık beklemeler ve “ ben yapmadım, sen yaptılar”! Elbette birçok şey zamanla birlikte yıpranıp değişime uğrayacaktır.
Zamanı durduramayız ama, kaybolmaya yüz tutan güzellikleri, “kirlenen” “ betonla protezleşen” doğasıyla, şimdi sadece fotoğraflarda kalan o manzarası ve balıklarının önceki yıllara ait fotoğraflarını duvarlara asarak, avunmamak- övünmemek- - bakmamak gerekir!
Eğirdir’in, havasını, gıdasını, sağlığını şekillendiren, yaşam kaynağı olan gölümüzün ve kıyılarının korunması için çıkarılan yasalardan şikâyetçi olmamak, “delmeye” çalışmamak gerekir. Koruma yasalarının uygulanmasını engellemekle hep kaybedilmektet, “para- rant” için aceleci çarpık kentleşme devam etmekle ve parmak sayısını sağlamak için…! olmamalı!
İNSANIN “İYİSİ-GÜZELİ”; YAŞADIĞI YERE-DOĞASINA-CANLISINA FAYDALI OLANIDIR …
İnsanoğlu-kızı toplumsal bir varlık olarak yaşamını sürdürürken, yaşadığı ortam için bir şeyler yapabilme içgüdüsü öne çıkar. Bireyin sorumlulukları arasında, yaşadığı kentte, çevremize- olanlara karşı daha duyarlı olmak, bu konuda bir işin ucundan tutmak vb.dir.
Eğirdir’de de “kişisellikten-çekişmeden” uzak, Eğirdir için verilen kararlarda güzel sonuçlar alınmaktadır. Geçtiğimiz günlerde; Eğirdir’imizin en güzel yerlerinden olan Altınkum koyuna,20 yıl öncesi kamu yararı ile ihtiyaç olan Camii yapıldı. Fakat kamu yararı ardından diğer yapılara yol açtı. Sonrasında “düğün salonu-AVM si! yapı yer aldı. Yetmedi! Eğirdir’in birçok yerinde olduğu gibi“ Kamu yararı” adıyla yapılan yapıların yanlarına “kişilerin yararına!” yol açan yapılaşmanın yapılması düşünüldü! Bu düşünce parmak sayısıyla(!) reddedildi. Kıyı Kanunu ve Eğirdir Gölü Özel Hükümlerince “çivi dahi çakılmaması gereken” yerler, bu yerlere ; Plajın, göl kıyı-kıyı çizgisine yer aldığı zamanında kumla kaplı(kazmaya gerek yok eşeleseniz kum çıkar, gölün alanı(!) ) Bu alanlara yapılması düşünülen ; binalar- (kimine göre 5-10 blok, kimine göre yüzlerce daireyi içeren apart blokları, kimine göre tesis(!) için imar izini –“takas” talebinin reddedilmesi çok güzel ve sevindirici bir gelişmedir. Bu konuda emeği geçen herkese; sonsuz teşekkürler. Temennim imar iznin tekrar gündeme gelmemesi. Neden mi? Koyda zaten altyapı yetersiz, atık sular nereye gitmekte! Enerji sorunu! Daha yaz gelmeden kokan plajı…Kokuyla birlikte giderek artan sinekler!
Çevre ve Şehircilik bakanı Sayın M. Özhaseki’nin Dünya Çevre Gününde dile getirdiği “düşündürücü-suçlayıcı-utandırıcı” imar konusundaki yaşanmış olan gerçekler (o rayı ver ..daha fazlasını al.. evet de sana da(!)”dedikodularının benzerinin Eğirdir’imizde de yaşanmaması, gündeme gelmemesi, Eğirdir’imizin kazanımı ve kültürü, değeri güzellikleri olacaktır. Eğirdir’in en güzel en doğal SAKİN ALTINKUM KOYU, yapılaşmalarla tam bir PROTEZ KOYA dönüşmüştü… Halbuki “bazı dişleri kalabilirdi”!.. Aslı gibi olmaz protez… Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Ne kaldı kıyıda? Hala ne binası? Yapısı? Binalardan ve kışın baca gazlarından nefes almak-koyda yaşamak imkansız!
Olumsuzlukları, kusurları sadece eleştirmek, insanlara kızmak, hatta hakaret etmek en kolay iştir. Bazı insanlar maalesef böyle davranmaktadır. Önemli olan güzel bir iş ortaya çıkarmaktır; Eğirdir’in, mahallenin, şehrin bir sorununu çözmek için gayret göstermektir.
Karanlığa “sövmek” yerine, yılladır güzelliklerine hayran olduğumuz, nimetlerinden yararlandığımız, atalarımızdan bize emanet olan Eğirdir’imizin geleceğe aynı tatla bırakmak için, birlikte bir ışık yakmak daha iyi değil mi? Para değil. Korunan, Eğirdir her şeydir.
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ Türkiye Tabiatını Koruma Der. Bilim Danışmanı Eğirdir- ISPARTA Temsilcisi
