Bembeyaz kumsalları ve turkuaz rengi suyuyla Türkiye’nin Maldivleri olarak nitelenen Burdur’daki Salda Gölünün, dünyada mars gezegeninin jeolojik yapısına benzerlik gösteren iki noktadan biri olduğu ortaya çıktı. Ancak yaklaşık 2 milyon yıllık geçmişe sahip olan ve Türkiye’nin en derin gölü olarak bilinen Salda’yı besleyen Düden Deresi’ne sulama amacıyla gölet inşa etmek isteyen DSİ, tüm tepkilere rağmen düğmeye bastı. Salda Gölü’nün sonu olacak gölet inşaatında zemin kazıma çalışmalarına başlanırken, göl ekosisteminde20 yılı aşkın süredir bilimsel çalışmalar yürüten Yard. Doç. Dr. Erol KESİCİ girişime tepki göstererek, “Toprak ve kaya yapısı ile ilkel canlılar olan mavi-yeşil algleriyle Mars’taki yaşamın sırlarını ve anahtarını taşıyan Salda Gölü yöre halkı istedi diye yok edilemez” diye konuştu.
Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, 184 metre derinliği ile Türkiye’nin en derin gölü olarak biliniyor. Ancak turkuaz rengindeki suyu ve bembeyaz kumsallarıyla Maldivleri andıran göl henüz yeterince keşfedilemeden tüm sırlarıyla birlikte yok olmak üzere. Dünyada Mars gezegeninin toprak yapısına benzerlik gösteren iki noktadan biri olan Salda Gölü’nü besleyen Düden Deresi’ne gölet yapmak için kolları sıvayan DSİ 18. Bölge Müdürlüğü, bilim insanları ve kamuoyundan gelen tüm tepkilere rağmen gölet inşaatına başladı. MONOKÜLTÜRTARIMI TEŞVİK EDEN UYGULAMAYA TEPKİ VAR Ancak bölgede tek tip ve bağımlı bir model olan monokültür tarımsal üretimi (belirli bir bitki türünün bir bölgede çok yaygın olarak uzun yıllar boyunca yetiştirilmesine dayanan bir tarımsal yöntemi) teşvik etmek amacıyla inşa edilen göletlerden biri olan Salda Gölet’in hem kamuoyundan hem de bilim insanlarından tepki var. DSİ yetkilileri ise gölü gölet yapımının yerel halk tarafından talep edildiği görüşünü savunuyor.
TÜRKİYE’NİN SAYGIN GÖL VE SULAK ALAN UZMANINDAN ELEŞTİRİ Dünya mirası niteliğinde bir doğal güzellik olan Salda Gölü’nü besleyen Düden Deresi’nde gölet yapımının gündeme geldiği dönemde Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın talebiyle bölgede bilimsel araştırmalar yapan Türkiye’nin önemli göl ve sulak alan uzmanlarından biri olan TTKD (Türkiye Tabiatını Koruma Derneği) Bilim Danışmanı Yard. Doç. Dr. Erol KESİCİ, tüm uyarılara rağmen başlatılan gölet inşaatına tepki gösterdi. ‘BİZ BU RAPORLARI NİYE YAZDIK, BURAYI NEDEN KORUMAYA ALDINIZ? ŞİMDİ NİYE KORUMUYORSUNUZ?’ Salda Gölü ve çevresinde yıllardır yaptıkları bilimsel çalışmaların ardından hazırladıkları tüm raporlarda, Düden Deresi’ne müdahale edilmemesi gerektiğini belirttiklerini dile getiren Kesici, bu müdahalenin, her yıl su seviyesinde giderek azalma görülen Salda Gölünün su seviyesini azaltarak turkuaz rengini yok edeceği, ayrıca kayaç ve toprak yapısının yanı sıra yaşamın başlangıcında kilit rol oynayan ilkel canlılar olan mavi-yeşil algleriyle Mars özelliği taşıyan beyaz oluşumların kararacağı uyarısında bulunduklarını söyledi. Gölet yapımıyla su rejimi olumsuz etkilenecek olan Salda Gölünün kirlilik baskısına maruz kalacağının da altını çizen Kesici, gölde yaşamını sürdüren az sayıdaki canlı türlerinin de yok olacağına dikkat çekerek, “Biz neden onca masrafla bu çalışmayı yaptırdınız. Neden bilim insanlarının ‘yapılmasın’ dediğinin tersini yapıyorsunuz. Salda Gölü ve çevresini neden SİT Alanı ve Tabiat Parkı ilan ettiniz? Bu özel alanların koruma statülerine neden uyulmuyor? Biz kim için, ne için hazırladık- hazırlattınız o raporları?”diye konuştu.
‘2 MİLYON YILLIK SALDA GÖLÜ BİR KAÇ YILDA KARARIP YOK OLACAK’ Salda Gölü’nün ekolojik yapısı ve bunun önemi hakkında kapsamlı bilgiler aktaran Yard. Doç. Dr. Erol KKESİCİ, karstik yapıdaki gölün yaklaşık 2 milyon yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Göldeki hidromanyezit oluşum, az sayıdaki mikroskobik ve makroskobik su canlısının su kalitesi ve mineral yapısıyla birlikte ortaya çıkan biyolojik mineralizasyondan kaynaklanıyor. Gölün bulunduğu bölgenin kayaç yapısı, iklim ve gölü besleyen derelerdeki su akışından kaynaklanan bu beyaz oluşum, milyonlarca yıldır dengeli bir şekilde sürüp gelmiş. Ancak gölü besleyen derelerden gelen planktonik organizmalar azalır ya da engellenirse bu beyaz oluşum kararır ve giderek yok olur. ‘MARS’A GİTMEDEN ARAŞTIRMA YAPILABİLECEK BİR ALAN’ Gölet yapımına başlanan Düden Deresi, tıpkı bir insanın damarları gibi Salda Gölü’ne tatlı suyun yanı sıra canlılar için de besin taşıyor. Buna engel olunursa zaten çeşitli baskılarla kirlilik tehdidi altında bulunan Salda Gölü yok olabilir.
Yapılan bilimsel araştırmalarda, dünyada sadece Kanada ve Salda’da görülen Mars gezegeni yapısına benzer oluşumlar da kaybolacak. Dünyadan sonra yaşam için en uygun gezegen olan Mars’ın sırlarının, Mars’a gitmeden araştırılabileceği bir alan yok edilecek.”
‘HALK BÖYLE İSTİYOR DİYE GÖLLER YOK EDİLİYOR Salda Gölü ve çevresinin 110 kuş türüne de ev sahipliği yaptığına dikkat çeken KESİCİ, gölün aortu olan tek tatlı su kaynağına yapılacak müdahalelerin gölü fosseptik çukuruna çevireceğini dile getirdi. Gölet yapımını yöre halkının talebiyle açıklayan DSİ yetkililerine de seslenen KESİCİ, şöyle konuştu: “Ülkemizde son elli yılda Salda Gölü gibi 50’den fazla sulak alan, bu yanlış bakış ve politikalar sonucunda tamamen kurudu ve çok büyük bir kısmının biyolojik çeşitliliği ve üretkenliği yok edildi. Yine DSİ yetkililerince belirtilen ‘Sulak alanlar kendi kendilerine kuruyabilir’ yaklaşımı ise mazeret değildir. Bırakın zamanı gelince kendiliğinden kurusun, siz kurumasına neden olmayın! Çünkü bu doğal göllerimizin yaşı 2-4 milyon yıla dayanmaktadır. Sulak alanlar, insanların ‘para her şeydir’ bakışına maruz kalmadıkları zamanlarda, kendi kendilerini korumaktaydılar. Günümüzde ise ‘halk böyle istiyor’ bakışıyla yapılan müdahaleler yok edici düzeydedir. Bir yetkilinin şu sözü; “…Üretici için göl değil, para- kazanç önemli… Salda Gölü kurursa kurusun… Tepkiniz yok mu; ne yapabilirim benim maaşım da onların aidatlarından…”!!! Kimin malının kim yok etmekte…Çok ibretlik, üzücü, çok şaşırmak ve düşünmek gerekmez mi? Salda Gölü Saldalıların değil Dünyanın mirası…” ‘ÖNEMLİ ORANDA KİRLİLİK TESPİT EDİLDİ’ Geçtiğimiz yıl profesyonel – araştırmacı dalgıçlar eşliğinde Salda Gölü’nde yaptıkları araştırmalarda, göldeki beyaz kayaların ve canlıların kirlilikten önemli oranda etkilendiğini tespit ettiklerinin de altını çizen KESİCİ, ayrıca şunları dile getirdi: “Salda Gölü çevresindeki kaçak kuyular, yoğun su alımları, yoğun tarım ve taş ocakları ile havzadaki çok sayıda gölet-baraj yapımı vb. insan etkileri, geçmişte az tuzlu ve oldukça temiz olan su kalitesi, yüksek alkalin ve ekosistem dengesinin bozulmasına neden olmuştur. Bunların sonucu oluşan kuraklık nedeniyle de her yıl su seviyesinde 1metreye ulaşan azalmalar söz konusudur. Göl yoksa yağış da yok.
‘SALDA GÖLÜNÜ YENİDEN OLUŞTURAMAZSINIZ’ Salda Gölü doğal haliyle korunursa, magnezyum yüklü beyaz kayalarıyla mars gezegeninin yüzey özeliklerini ve sırlarını taşıyan dünyadaki iki laboratuvardan biridir. Doyumsuz manzarasıyla da ileride turizm yönünden çok büyük değerler katacak olan bu doğal alanının ekonomik nedenlerle daha çok tarım için gölü besleyen ve göldeki biyolojik çeşitliğinin bulunduğu yere gölet ve baraj yapılması akıllara zarar bir uygulamadır. Burdur’da tarımı her yerde yapabilirsiniz ancak Salda Gölü’nü yeniden oluşturmanız imkânsızdır. Giderek çöle dönüşen Burdur Gölü ve çevresinde kurutulan göllerden hala ders alınmadı mı? Baraj ve göletler, yapaydır, su deposudur. Doğal alanlar göller ise bölgedeki geçimin ve yaşamın belirleyicisi, hazırlayıcısı olan yaşam alanlarıdır. ‘BU GİRİŞİMDEN VAZGEÇİN, MARS’A GİTMEK ZORUNDA KALMAYIN’ Dünyayı daha çok para hırsıyla yok etmekte olan insan, kendisine yaşayabileceği yeni gezegenler arıyor. Salda Gölü yok edilirse, insanlık gelecekteki yaşam için bir umut olan Mars’ta araştırmalar yapmak için kızıl gezegene gitmek zorunda kalacak. Oysa Mars’taki yaşamın sırları ve anahtarı Salda Gölü ve çevresinde. Bu sırrı yok edecek girişimden derhal vazgeçilmeli. GÖL YOK OLMASIN…