SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi tarafından düzenlenen ve alanında
uzman hekimlerin halkla bir araya geldiği Halk Günleri’nin konusu ‘Hasta
Gözüyle Meme Kanseri’ oldu.
Meme Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle Prof. Dr. Meltem Çetin, Prof Dr.
Recep Çetin, Doç.Dr. Bülent Çetin, Dr.Öğr.Üyesi Dudu Dilek Yavuz,
Dr.Öğr.Üyesi Emine Elif Özkan ve Dr.Öğr.Üyesi İsmail Zihni
moderatörlüğünde düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak meme kanseri
hastalığını yenen Saadet Özdere ve Meymune Özkan katıldı.
Hastalıklarının teşhis ve tedavi aşamalarında yaşadıklarını aktaran Özdere ve
Özkan, her ne olursa olsun yaşamdan kopmamak gerektiğini ve morallerini
yüksek tutarak bu hastalıktan kurtulduklarını anlattılar.
Hastalığın başlama sürecini anlatan konuşmacı Saadet Özdere, 1991 yılında çok
erken safhada kendi yaptığı kontrolle fark ettiğini, sonrasında erken evre olarak
hastalığı atlattığını söyledi.
Teşhis sonrasında bir radyoterapi dönemi geçiren Özdere, “Bu süreçte asla
kendime neden ben demedim. Neden ben derseniz orada kalırsınız, mutsuz
olduğunuz yerde durmak, duygularınızı tam olarak ifade edememek aslında bize
verilen bu emanete iyi bakmamamız demek. Evet zor bir süreç geçirdik.
Sonrasında yemek borusu kanseri geçirdim. Rutin kontrollerimi yaptığım halde
4. evre olarak karşıma çıktı. Ama yine neden ben demedim. Bundan daha iyi
nasıl olurum dedim ve onun için neler yapmamız gerekir diye düşündüm ve
odağımı değiştirerek hayatıma devam ettim. Yoğun bir kemoterapi döneminden
sonra yine cesur ve güçlü olarak hayatıma devam ediyorum. Ben bu hastalığı
asla sırtımda bir kambur olarak taşımadım ve onlardan daha güçlü olduğuma
inandım. Sorunlarınıza takılıp kalmadan hayatı daha güçlü olarak yaşayın.
İnsanların mutlaka kendilerine ait bir hobilerinin olması gerektiğine inanıyorum.
Boş durmayın evde kendinizi dinlemeyin, hayatlara dokunun, etrafınıza ve
kendinize bu mutsuzluğu yaşatmayın bence bunu başarabilirsiniz. Naçizane bir
tavsiyem var hayatınıza hayır kelimesini koyun ve duygularınızı, içinizden nasıl
geliyorsa öyle ifade edin. Hayatta önce ben demeyi öğrenmelisiniz hayır
kelimesi hayatta çok önemli kendinize iyi baktığınızda inanın siz
güzelleşeceksiniz, etrafınız güzelleşecek, toplum güzelleşecek, dünya
güzelleşecek” dedi.
1991 yılında ameliyat olduğunu söyleyen Saadet Özdere, hayattan hiçbir zaman
kopmadığını ifade etti. 1993 yılında bir kozmetik firmasında satış temsilcisi
olduğunu bu alanda çok ilerlediğini belirten Özdere, bu başarılarından dolayı
birçok il ve 34 ülkeden fazla ülkeye seyahat ettiğini söyledi. Sosyal sorumluluk
projelerinde de yer aldığını ifade eden Özdere, “Erken teşhis çok önemli onun
için lütfen çevrenize, çevreniz çevresine aktarsın ve bilinç bir toplum olalım
erken teşhisle bunu atlatalım. Gerçekten hayat çok güzel ve bunun farkında
olarak yaşamak istiyorum” diye konuştu. Özdere son olarak “seni seviyorum,
teşekkür ederim ve özür dilerim” gibi sihirli sözcükleri sık sık kullanmamız
gerektiğinin altını çizdi.
İki çocuk annesi olan ve 32 yıllık öğretmen olan Meymune Özkan, kanser
hastalığı ile 8 yıl önce tanıştığını ifade ederek, “5 yıl tedavi süreci geçirdikten
sonra artık kanseri yendim, sağlıklı bir birey olarak karşınızdayım ve kendimi
çok iyi hissediyorum. Hastalığın ilk zamanları bazı şikâyetler yaşadım, geçer
diye bekledim ama şikâyetlerim devam edince doktora gitmem gerektiğini
düşündüm. Birçok doktora gittikten sonra en son SDÜ Araştırma ve Uygulama
Hastanesi’ne geldim. Burada gerekli tetkikler yapıldı ve sonrasında patoloji
sonucuyla teşhis konuldu. Doktorumuz erken teşhis olduğunu ve memenin
tamamı ve lenflerin alınacağını söyledi. Bu sınavdan çocuklarım için, ailem için
mutlaka güçlü olarak çıkmak gerekiyordu ve 2012 yılında ameliyat oldum. Bu
hastalığı normal bir hastalık olarak düşündüm mücadele edeceğime güçlü
olacağıma inandım. Kanser tedavisinde kendine güven ve moral çok önemli ben
moralimi her zaman yüksek tuttum, doktorum ne derse uyguladım.
O dönemlerde mesleğimde 24. yılımdaydım, emekli olmayı düşünüyordum ama
Recep Çetin hocamız emekli olmamamı, çalışmam gerektiğini, kansere
yakalanınca çalışamazsın diye bir kaidenin olmadığını aksine daha verimli
olmam gerektiğini söyledi. Hastalıktan sonra 8. yılımdayım ve çalışmaya devam
ediyorum. Bu hastalık esnasında doktor tavsiyesine uyulmasının ve erken
teşhisin çok önemli olduğunu bir kez daha anladım. Bu süreçte bana yardımcı
olan eşime, çocuklarıma SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Onkoloji
ekibine çok teşekkür ederim. Bu kadar neşeli ve hayata bağlı olmam da bu
ekibin katkısı büyük. Hastanenin kadrosun çok iyi olduğuna inanıyorum ve
hastaların başka şehirlere gitmelerine gerek olmadığını bir kez daha buradan
söylemek istiyorum.” diye konuştu.