İl Özel İdare çalışanlarından büyük tepki

İl Özel İdare çalışanlarından büyük tepki

Isparta İl Özel İdaresi çalışanları da darbe girişimine tepki göstermek amacıyla bir araya geldiler. Isparta İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mahmut Zadeoğlu da darbeye tepki göstermek için mesai arkadaşlarını yalnız bırakmadı.

İl Özel İdaresi çatısı altında Bem Bir-Sen, Yol İş Sendikası ve Türk Yerel Hizmet-Sen’e bağlı çalışanlar ‘ümmetin son kalesi Türkiye’mizi teslim etmeyeceğiz’ başlığı altında ortak bir bildiri hazırladılar. Çalışanlar adına bildiriyi BEM BİR-SEN Isparta Şube Başkanı Melih Sezgin okudu.  Milletin darbeye çıkışını Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitleri için söylediği “Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi” dizeleriyle nitelendiren Melih Sezgin, darbecilerin de biran evvel cezalandırılmasını istediklerini söyledi.
Sezgin, şunları ifade etti: “Bizler, memuruyla işçisiyle, esnafı, çiftçisi,  genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle birlikte Türkiye’mizin bekası yolunda emek harcayan Bem-Bir-Sen’in 81 ildeki Belediye ve Özel İdarelerdeki teşkilatları olarak bu basın açıklamasını gerçekleştiriyoruz.
Bu kalleş kalkışmanın, ordu içinde yapılanmış FETÖ/PDY mensubu teröristler tarafından sahneye konulduğu belirlenmiştir. Her darbe girişiminde olduğu gibi, tarih tekerrür etmiştir. Kahraman Ordumuza sızmış bu kalleş, sinsi ve terörist yapılanmanın sırtını bir üst akıla dayadığı anlaşılmıştır.
Türkiye’miz, son yıllarda sağlıktan eğitime, sanayiden kültüre, dış politikadan ulaşıma büyük gelişmeler göstermiştir. İçte-dışta, barışın ve adaletin sözcüsü, takipçisi bir yönetim geliştirmiştir. Bütün dünyanın mazlum milletlerini, ırk-dil-din-mezhep farkı gözetmeksizin sahiplenmiş; onların ümidi haline gelmiştir.
Bem-Bir-Sen olarak, memurların ekonomik ve sosyal haklarımızı her geçen yıl artırdığımız, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetimizle 2011 yılından itibaren, Toplu Sözleşme masalarına oturarak haklarımızı diyalogla aldığımız, her ferdi ile kalkınan bir Türkiye yolunda mücadele ettiğimiz 21. Yüzyılda huzuru yaşarken;
Türkiye’miz, “Dünya beşten büyüktür” söylemi ile yeni bir dünyaya olan özlem, istek ve dirayetini göstermiştir. Oyunları bozmuş, insanca ve adaletli bir dünya tasavvurunu bütün küresel platformlarda dillendirmiştir. Kendi bölgesinde bir istikrar adası olmuştur.
İşte A.B.D, İsrail, İngiltere haçlı sömürgeci batılılar gibi üst aklın hedefine Türkiye’mizi koyma sebepleri de bunlardır. Bu üst aklın taşeronları öyle vicdansızdırlar ki; bu kalleş darbe, dinimizin bütün prensiplerinden, ahlaki ilkelerinden, medeniyet değerlerinden ve asgarî vicdani ve insani müştereklerden uzak bir kalkışmadır. Bu kalleş darbeyi; memurlar işçiler, anneler babalar, çocuklar olarak nefretle lanetliyoruz. Çünkü bu kalleş darbe; Milletine silah doğrultmuş kadın-erkek, genç-yaşlı demeden kurşun sıkmıştır. Masum halkın üzerine tankları sürmekte, İnsanları ezmekte sakınca görmemiştir.
Milletin malı olan silahlar, düşmana kaşı kullanılması gerekirken, devletimize ve milletimize karşı kullanılmış, katliamlar yapılmış, yönetime cebren el konulmaya çalışılmıştır.
KALLEŞLERİN HEDEFLERİ, TÜRKİYE’MİZİ, SURİYELEŞTİRMEK, IRAK, MISIR HALİNE GETİRMEKTİR...!
Bu kalleşler, masum Milletimize silah sıkmak istemeyen, askerleri başlarından vurarak Şehid etmekte tereddüt etmemiştir. Uçak ve helikopterlerle başta Milletin Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olmak üzere devletimizin kurumlarını bombalamışlardır. Milli iradeyi gasp etmeye kalkmış, Başkomutanı olan Cumhurbaşkanına suikast tertip etmekte tereddüt etmemiştir.
Bunların darbe ile gerçekleştirmek istediği şey: Ortadoğu ve Dünyada "söz sahibi" değil, Sömürgeci Batı’nın "emir kulu" bir Türkiye’dir...
Milli iradeyi benimsemiş, İnsanına ileri demokrasinin nimetlerini layık gören değil; kendi insanını "Güdülecek Sürü” olarak gören bir Türkiye’dir...
 Milli-manevi değerleri ile kendi medeniyetini inşa eden değil, bu değerlere baskı yapan ve yok etmeye çalışan bir Türkiye’dir...
KAHRAMAN ASİL MİLLETİMİZ; KALLEŞ DARBEYİ/DARBECİYİ EZİP GEÇMİŞTİR !!!
Bütün bunların karşısında, milli iradeyi sahiplenen toplumun bütün kesimlerinden insanımız yaşlı-genç, kadın-çocuk demeden sokaklara dökülmüş, havalimanları, askeri birliklerin önünde ve kritik yerlere toplanmıştır. Tankların üzerindeki askerleri ikna etmeye çalışmış, yaptıkları hatadan dönmeleri için nasihat etmiştir. Zorbalığa karşı kendini siper etmiş, ezilmiş, tartaklanmış, vurulmuş ve şehit olmuştur. Tankları durdurmuş, işgallere son vermiştir. Bütün dünyanın gözleri önünde menfur darbe girişiminin hiç silah kullanmadan nasıl durdurulacağının dersini vermiş ve tarihe geçmiştir. Gerektiğinde bütün farklılıkları bir tarafa bırakarak,  Türkiye’mizin bekası yolunda her türlü fedakârlığı göze aldığını göstermiştir.
Artık bütün dünya tekrar öğrendi ki; Cenab-ı ALLAH’ın izniyle Milletimizi iradesi dışında dizayn etmeye imkân yoktur. Bu yolda yapılacak bütün komplolar boşa çıkmıştır ve çıkacaktır. İşbirlikçiler deşifre olmuş/olacak ve etkisiz kalacaktır. Oylarıyla iradesini ifade eden milletimiz, gerektiğinde meydanlara inerek iradesinin sahibi olduğunu göstermiş ve gösterecektir. Ve anlaşılmıştır ki bu asil milletimizi hesaba almadan yapılan planlar bizzat milletin kendisi tarafından akamete uğratılacaktır ve uğratılmıştır.
Bundan böyle; sırt sırta vermiş olan insanımız demokrasiden insan haklarına, ekonomiden eğitime, sağlıktan dış politikaya, sanayiden ulaşıma bütün alanlarda yoluna daha güçlü olarak devam edecektir.
Önümüzde Ordusu, Polisi, Milleti (memuru işçisi, esnafı, kadını erkeği, yaşlısı genci, çocuğu) Hükümeti, Muhalefeti ve Devleti ile sarsılmaz bir Türkiye bulunmaktadır.
Darbenin başladığı ilk andan itibaren kendi inisiyatifi ile sokaklara dökülen, yolları tutan, tankları durduran, ölümü göze alan, Büyük Türkiye Milletimize; Kendisine yapılan dayatmaları elinin tersiyle iterek darbeye karşı çıkan çatışmaya giren bu mücadeleye canla-başla giren Polisimize, Şerefli ordu mensuplarına Mülkî erkânımıza; Hafriyat kamyonlarından çöp arabalarına, İtfaiye araçlarından greyderlerine kadar darbenin yolunu kesen Belediyelerimize;
Cumhurbaşkanımızın işaretiyle, bütün gücü ve mensuplarıyla meydanlara inen Sivil Toplum Kuruluşlarımızı; üstüne bombalar yağan meclisimizde kalarak direnmeyi, gerekirse ölmeyi seçen Milletvekillerimize; Okudukları selalarla, tüm ülkeyi birlik saflarına davet eden Diyanet mensuplarımıza; Bütün fikri, yaşayış ve yaklaşım farklılıklarını bir tarafa bırakarak bu İstiklal mücadelesinde yerini alan ve başrol oynayan basınımızın güzide mensuplarına;
Bu darbeye karşı milletimiz ve sokakları işaret eden Cumhurbaşkanımıza, soğukkanlılığını hiç kaybetmeden, süreci en olgun biçimde ve cesurca yürüten Başbakanımıza; Siyaset üstü bir tavır geliştiren, ülkemizi bir ve tek-vücut haline getiren Siyasi Parti Liderlerimize ve hepsinin üstünde kendi inisiyatifi ile sokaklara dökülen, yolları tutan, tankları durduran Büyük Türkiye Milletine, Kâbe’de, Balkanlarda, Kafkaslar’da, Filistin’de, Arakan’da, Afrika’da Türkiye için ümmet bilini ile dua eden Kardeşlerimize teşekkürü borç biliriz. Minnettarız…
Şehidlerimiz... Onlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Kahraman Gazilerimize ALLAH’tan acil şifalar diliyoruz. Destanları yazılacak, her biri tanınacak, kahramanlıkları bilinecek, bu Milletin kaderindeki yerleri ve fedakârlıkları anılacak ve hepsi aramızda yaşamaya devam edecektir.
 ÇÜNKÜ İMANIMIZ GEREĞİ ŞEHİDLER ÖLMEZ…
Milletimizin darbeye, darbeciye karşı bu çıkışı, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehidlerimiz için söylediği “Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi” dizelerin de olduğu kadar Şanlıdırlar…
Çanakkale’de bir saniye sonra şehadete ereceğini bilen askerin torunları da aynı duygularla tankların, uçakların, silahların karşısında bir an bile tereddüt etmeden darbeciye karşı dik duruşunu göstermiş ve şehadet makamına yükselmiştir…
Bu direniş Bedrin Aslanlarına layık bir ümmet olduğumuzu gösterdi. Bedir, Çanakkale, Kut’ül Amare, Sakarya gibi ümmetin boğulması için yapılmış bu darbeye karşı kazanılan bu Zafer mübarek ve kutlu bir zaferdir. Ümmetin son kalesi olan Türkiye’mizi yok etme kalkışmasına en güzel cevap verilmiştir.
Kahraman Şehidlerimiz adına Milletimiz adına, Bem-Bir-Sen Teşkilatlarımız adına darbecilerin biran önce cezalandırılması için gereken her türlü adımların atılmasını acil bekliyoruz! Biran evvel şiddetle cezalandırılmalıdırlar…
Bu süreçte Türkiye’mizi karıştırmak isteyen üst aklın çeşitli spekülasyonlara,  sosyal medya üzerinden yapacağı provokasyonlarına,  manipülasyonlarına karşı duyarlı olunması, Milletimizi karşı karşıya getirmeye çalışan bu tür hile ve oyunlarına karşı sağduyulu hareket ederek, bu tuzakları boşa çıkarmaya davet ediyoruz.
Bizim tek vatanımız, Ümmetin son kalesi Türkiye’dir…
Bem-Bir-Sen olarak insan haysiyet, onur ve şerefine; Milletin kaderine ve iradesine yönelmiş her darbe, terör ve kalkışmayı tanımadığımızı, lanetlediğimizi ilan eder ve sürecin her anlamda takipçisi olacağımızı, istiklalimiz, namusumuz, şerefimiz için meydanlarda, Milli irade nöbetinde kalacağımızı beyan ederiz. ALLAH CC izniyle yardımıyla; Milletin kaderini Milletin kararı belirler.”
Sezgin açıklamanın ardından meydanların boş bırakılmamasını istedi. 

Anahtar Kelimeler: