İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Karakaya, Isparta’da en çok görülen kanser türlerinin erkeklerde akciğer, prostat, mesane ve kolon, kadınlarda ise meme, troid, uterus korpus, kolon ve kemik olarak açıkladı.
İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Karakaya, yaptığı yazılı açıklamada Kolorektal kanserler hakkında bilgi verdi. Karakaya, Isparta’da en çok görülen kanser türlerini de açıkladı.
TÜRKİYE’DE TOPLAM 163.417 KİŞİYE YENİ KANSER TEŞHİSİ KONULMUŞTUR
Dr. Karakaya’nın açıklaması şöyle; “Türkiye’de 2014 yılında yaşa standardize kanser hızı erkeklerde yüz binde 246,8 kadınlarda ise yüz binde 173,6’dır. Toplamda kanser insidansı ise yüz binde 210,2’dir. Türkiye’de toplam 163.417 kişiye yeni kanser teşhisi konulmuştur. Son 5 yıl verileri değerlendirildiğinde; hem kadınlarda hem de erkeklerde istatistiksel açıdan kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığı söylenebilir.
ISPARTA’DA ERKEKLERDE EN ÇOK AKCİĞER,
KADINLARDA İSE MEME KANSERİ GÖRÜLÜYOR
Türkiye kanser insidansı, erkeklerde dünya insidansının üzerinde seyrederken kadınlarda bir miktar daha düşüktür. Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre kanser açısından hem kadınlarda hem de erkeklerde daha düşük bir hızda olduğu görülmektedir. Ülkemizde görülen ilk 5 kanser türünün dünyadaki ve diğer gelişmiş ülkelerdeki örüntü ile benzerlikler gösterdiği görülmektedir. Erkeklerde trakea, bronş ve akciğer kanseri (52,5/100000 kişide YSH), kadınlarda ise meme kanseri (43,0/100000 kişide YSH) en sık görülen kanser türleridir. Isparta ise en çok görülen kanser türleri ise erkeklerde akciğer (68,6/100000) prostat, mesane, kolon ve mide kanseri, kadınlarda ise meme (65,5/100000), troid, uterus korpus, kolon ve kemik iliği kanserleridir.
ISPARTA’DA KOLOREKTAL KANSERLER
DÖRDÜNCÜ SIRADA YER ALIYOR
Türkiye’de Kolorektal kanserler hem kadınlarda hem de erkeklerde üçüncü sırada yer almaktadır. Erkeklerde yüz binde 22,8 ve kadınlarda ise yüz binde 13,8 sıklığında görülmektedir. Isparta’da ise Kolorektal kanserler dördüncü sırada yer almakta olup; Erkeklerde yüz binde 24,7, kadınlarda ise yüz binde 17,6 ‘dır.
RİSK FAKTÖRLERİ
Kolorektal kanserin kesin sebebi bilinmemekte olup en bilinen risk faktörleri şunlardır;
* Aşırı kilolu veya obez olmak
* Fiziksel olarak aktif olmamak
* Fazla miktarda işlenmiş gıda veya kırmızı et tüketimi
* Alkol Kullanımı
* Sigara
* İleri yaş
* Ailede benzer kanser öyküsü bulunması
Kalın bağırsak kanserlerinden korunmada tarama yöntemlerinin yanı sıra riski azaltıcı bazı basamaklar da mevcuttur. Örneğin fiziksel egzersiz, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara ve alkol kullanmamak, yüksek lifli, düşük yağ içerikli gıdaları tüketmek bunlardan birkaçıdır.
BELİRTİLER
*Kolorektal kanserlerde en sık görülen belirtiler şunlardır;
* Bağırsak alışkanlıklarında ishal-kabızlık gibi değişikliklerin meydana gelmesi ve bu değişikliklerin birkaç günden uzun sürmesi
* Bağırsakta tam boşalmama hissi
* Dışkıda kan (parlak ya da koyu kırmızı), veya dışkı renginde koyulaşma
* Karında şişkinlik, kramp tarzında ağrı veya gaz şikâyeti
* Bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı
* Sürekli yorgunluk
TANI
Sağlık Bakanlığımızın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 33’ü mobil olmak üzere 198 adet KETEM mevcuttur.
Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserleri de iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Bu nedenle amaç, daha kanserde belirti yokken tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması, kolorektal kanseri önleyebilir. Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserin tedavisi daha etkin olabilir. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki kişiler izlenmeli ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler daha erken tarama programına alınmalıdır. Taramada ülkemizde “gaitada gizli kan testi” uygulanmakta ve bu testi 50-70 yaş arasındaki herkesin 2 yılda bir yaptırması önerilmektedir.
Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır. Ülkemizde de KETEM’lerde ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 50-70 yaş arasında kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde 2 yılda bir yapılmaktadır. 50 yaşından sonra her 10 yılda bir de kolonoskopi önerilmektedir.”