Hayvan Dostları Derneği(HAYDOS) Başkanı Türkan Dağdelen, Isparta’da yaşanan köpek kulağı kesme olayının sadece buzdağının görünen yüzü olduğunu ifade ederek, “Ülkemizde hayvana işkence etmenin cezası yok. Ha komşunun bahçesinde meyve çalmışsın ya da camını kırmışsın, ha kedi köpeğe eşeği dövmüşsün, gözünü çıkarmışsın, tecavüz etmişsin veya kulaklarını doğramışsın.Cezası komik idari para cezası” dedi.
Hayvan Dostları Derneği(HAYDOS) Başkanı Türkan Dağdelen, geçtiğimiz hafta Isparta’da 2 gencin bir köpeğin kulağını kesme görüntülerin ilişkin gazetemize bir mektup gönderdi. Isparta’da yaşanan bu olayın her şehirde olduğuna dikkat çeken Dağdelen, “Gördüklerimiz buz dağının sadece bir yüzü” dedi.
“MESELE HAK İHLALİ, YASA İHMALİ, SÖMÜRÜ”
Kulak kesme olayının sadece Isparta’ya özgü olmadığının altını çizen Dağdelen, şunları söyledi: “Ülkemizde hayvana işkence etmenin cezası yok.Ha komşunun bahçesinde meyve çalmışsın ya da camını kırmışsın, ha kedi, köpeği, eşeği dövmüşsün, gözünü çıkarmışsın, tecavüz etmişsin veya kulaklarını doğramışsın.Cezası komik idari para cezası.Ne yazık ki ülkemizde ciddi bir hayvan hakları ihlali var. Mesele sadece kedi köpek meselesi değil. Mesele hak ihlali, yasa ihmali, sömürü. Bugün etinden, sütünden, yumurtasından, gücünden faydalandıkları hayvanları kötü koşullarda, pislik içinde yaşatan yüzlerce, binlerce köylü var.Örneğin av köpekleri, av zamanında ava gidilir av sezonun bitince bir metre zincirde pislik içinde esir hayatı yaşar.Köpek şişmanlamasın diye kuru ekmek verirler.
“BU ÇOCUKLAR GELECEKTE GÖZÜNÜ KIRPMADAN ADAM ÖLDÜRÜR”
Birde tabii tıpkı Isparta da olduğu gibi kuyruk kesenler, kulak kesenler var. Amerika’da yapılan bir araştırmada, azılı, seri katillerin geçmişte cinayetlerine hayvanlarla başladığı tespit edilmiştir.Bu çocuklar gelecekte gözünü kırpmadan adam öldürür, bundan kimsenin şüphesi olmasın.Günümüzde şiddet ve cinsel istismar ilk okullara kadar çoktan inmiştir.Ben şahsen zavallı bir köpeğe bunu yapan gençler yada yakınları ile aynı yerde yaşamak istemem,aynı toplu aracı kullanmak istemem.Bu iki genç mutlaka terapiye tabi tutulmalı.
Isparta hayvan dövüşlerinde hayvan haklarının ihlal edildiği,5199 sayılı yasanın hiç yerine getirilmediği, deli gibi merdiven altı kaçak üretim yapılan ve satılan iller ve yerler içinde ilk sıralarda yer alıyor. Isparta’da kaç sene üniversite okuyan bir arkadaşım şöyle söylemişti..Türkancığım kaç sene kaldım,bir gördüğüm köpeği bir daha görmezdim,belediye yok ederdi.Yok etmenin ne demek olduğunu biz hayvan dostları çok iyi biliriz. Bu olayların önüne geçilmesi için belediyenin iyi bir veteriner kadrosu kurması,periyodik olarak kısırlaştırma yapılmasını sağlamaktır. Ayrıca sahipli köpekler kayıt altına alınmalıdır. Zaten yasalar gereği belediyeler bunu yapmak zorundadır.Belediye halkı aydınlatmalı,şehir içlerine suluk ve beslenme noktaları koymalı.Halkı şiddete değil ,şefkate teşvik etmelidir.Doktoru olmayan bir hastaneye sürekli hasta almak katliamdan başka bir şey değildir.Isparta yıllardır katliam yapıyor.Bir ilde,ilçede belediye başkanının tutumu,tavrı çok önemli.”
DAĞDELEN KİMDİR?
Hayvan Dostları Derneği(HAYDOS) Başkanı Türkan Dağdelen kendisini şöyle anlatıyor: HAYDOS’un(Hayvan Dostları Derneği) kurucusu ve başkanıyım. 40 dönüm arazi üstünde, kendi imkanlarımla kurduğum Türkiye’nin ilk-tek-büyük bakım evininde sahibi ve kurucusuyum.
Şu anda 700 kadar köpek,180 kadar Kedi ve 3 Eşek yaşamaktadır. Hayvanların tamamı,sahipleri tarafından terk edilmiş,yaşlı,kör,topal,sağır,üç ayaklı mağdur hayvanlardan oluşmaktadır.
Ben 30 yıl yurt dışı hayatından sonra 2005 yılı sonunda Türkiye ye memleketim olan Ortaca Muğla’ya yerleştim.1965 doğumluyum. İyi derecede İngilizce ve almanca konuşur,yazarım ve bir çok memleket gezdim. Yıllar önce Almanya /Frankfurt da gönüllü olarak şiddet ve tecavüz kurbanı kadın ve çocukların yaşadığı evde çalıştım. Hindistan da sokak hayvanları ile çalıştım. Ortayaca ya yerleştiğimde belediyelerin, senede gayet normalmiş gibi 4-5 defa acımasızca zehirleme yaptıklarına şahit oldum.Ve halk bunu çok normal karşılıyordu.Yarı ölü köpekler çöp kamyonuna atılıp presleniyordu.Bu bahsettiklerim her yıl 3-4 milyon insan inen Dalaman ve Ortaca sokaklarında yaşanan olaylardı.Sokakta bulduğum yardıma muhtaç hayvanlara destek olmaya çalışıyordum ama bir yandan da devleti nasıl harekete geçiririm diye düşünüyordum. Dalaman çayı kenarında,aylarca ,yıllarca halkın gece gündüz kedi köpek attığı bir çöplüğü temizleyerek bugünlere geldik.Zamanla Ortaca ve Dalaman belediyelerini de tabiri caizse tekme tokat işin içine sokmayı başardım ama on yıldır çektiğimi bir allah bilir birde ben..Bugün Dalaman ve Ortaca sokak hayvanlarının en rahat yaşadığı ,24 saat ambulans servisi verdiği,halkın karıncanın bacağı kırılsa bize ulaştığı ilçeler haline geldi.İşte buda benim 10 yıllık mücadelemin meyvesi.”