Tarih: 10.05.2021 21:06

Isparta, Kudüs’e Destek İçin; TEK YÜREK

Facebook Twitter Linked-in

Memur – Isparta Temsilciliği, İnsani Yardım Vakfı (İHH) Isparta Temsilciliği ve Isparta Kudüs Platformu işbirliğinde ‘Davamız Kudüs’ sloganıyla Filistinli kardeşlerimize Destek Konvoyu düzenledi. Kavaklı Camii önünde başlayan ve Ayazmana, İstasyon, Otogar ile devam eden ve yüzlerce aracın katıldığı konvoy Kaymakkapı Meydanında sona erdi.
 
Memur – Isparta Temsilciliği, İnsani Yardım Vakfı (İHH) Isparta Temsilciliği ve 20 Sivil Toplum Kuruluşu’nun oluşturduğu Isparta Kudüs Platformu işbirliğinde özellikle son günlerde iyice artan Terörist Ülke İsrail’in Mescid – i Aksa’ya saldırılarına tepki göstermek ve Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ortaya koymak için bu akşam Destek’ Konvoyu düzenlendi.
ISPARTA’DAKİ
STK’LARDAN
KUDÜS’E
DESTEK KONVOYU
İsrail’in saldırıları karşısında Kudüs’e destek için bu akşam gerçekleştirilen konvoy için Memur – Isparta Temsilcisi Erdal Demiralay ve Memur – Sen’e bağlı Sendikaların Şube Başkanları, İnsani Yardım Vakfı (İHH) Isparta Temsilcisi Osman Akçil ve Yönetim Kurulu ile Isparta Kudüs Platformunu oluşturan tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkanları ile çok sayıda vatandaş araçlarıyla birlikte Kavaklı Camii önünde toplandı. Filistin ile Türk bayraklarıyla süslenen ve ‘Davamız Kudüs’ sloganıyla gerçekleşen konvoy saat 22.00’da Kavaklı Camii önünden hareket ederek sırasıyla Ayazmana (Halıkent), İstasyon, Otogar ile devam ederek Kaymakkapı Meydanında turunu tamamladı.
VATANDAŞLARDAN
KONVOYA BÜYÜK DESTEK
Araçtakiler ellerinde Türk ve Filistin bayraklarını sallayarak ve korna çalarak ilerleyen konvoya yol boyunca yaya olarak yollarına devam eden vatandaşlar da alkışlarla destek verdi.
DEMİRALAY; “MESCİD – İ AKSA
ÖZGÜRLEŞMEDEN İNSANLIK ÖZGÜRLEŞEMEZ”
Söz konusu etkinlikle ilgili olarak bir açıklama yapan Memur – Sen Isparta Temsilcisi Erdal Demiralay; “Bağırdı birden
Asker bir kadın
Yine mi sen?
Yine mi sen?
Öldürmemiş miydim seni?
Yanıtladım ki:
Öldürdün beni,
Yalnız unuttum
Senin gibi ölmeyi!
 
Filistinli Şair Mahmut Derviş, yarım asır önce böyle haykırdı düşmana, “Kudüs’te” şiiriyle.
Bir ulus, bir ümmet böyle böyle ölmeyi unuttu…
Filistin, saldırı altında…
Kudüs, kirli postallar altında eziliyor…
Mesicidi aksa, gettolaşmış ruhların, terörist canilerin tasallutu altında.
Ve bir halk direnmeye devam ediyor, iki yüzlü dünyaya inat, başını kuma gömen idraksizlere inat.
Bir halk, bir ümmet ölüme aldırış etmeden, korkak düşmanın üzerine yürüyor, atsız pusatsız.
Utan dünya…
Utan insanlık…
 
Değerli dostlar!
Aziz kardeşlerim!
Kıymetli basın mensupları…
Unutmak felakettir…
Biz bugün burada hatırlatma yapmak için, o, teröre karşı direnen ve her neresinden bakarsanız bakın insan olmanın onurunu kurtarmak için, imanın izzetini korumak adına çoluk çocuk demeden, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla canını ortaya koyan yiğitlerin mücadelesine omuz vermek, insan olmanın asgari şartını yerine getirmek için toplandık.
Evet. İnsan olmanın asgari şartı bugün bu meydanda toplanmaktır.
Coviti, stratejik bir aparata dönüştüren, insanlığın bu zayıf anında hayasızca ilk kıblemiz Mescidi aksaya saldıran terörist İsrail’in yaptıklarını telin etmek, asgari bir durum arzetmektedir.
Fakat biz şunu da biliyoruz: Ziyanda olan bu asırda, başta ABD olmak üzere sistemin egemenleri ve maalesef onların kurguladığı sistemin oluşturduğu kirli düzeni görmezden gelenler, terörirst İsrail’in kanlı stratejisinin küresel ölçekte desteklenmesine sebep olmaktadır.
Kirli medya düzeniyle, artık her neresinden bakarsanız bakın adaleti değil güçlünün kanlı düzenini perdelemekten başka işlevi olmayan uluslararası hukukuyla bu sistem, bu düzen kanı ve terörü desteklemektedir.
Onun için terörist İsrail bu kadar fütursuz, bu kadar hayasız davranmaktadır.
Onun için İsrail, kan ve vahşetle şekillendirdiği işgal stratejisini devam ettirmektedir.
Tam da bu yüzden, herkes sussa da, Filistinde, Kudüste bizim canımız ciğerimiz dediğimiz kardeşlerimize karşı sürdürülen terör politikalarına karşı haykırmaya,
bu kirli düzenin üzerini örtmeye çalıştığı hakikati yılmadan usanmadan hatırlatmaya ve gerçekleri yüzlülerin yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz.
Nasıl ki orada kardeşlerimiz direniyor…
Biz de burada direnmeye devam edeceğiz bu kör düzene karşı.
Yılmayacağız!
Usanmayacağız!
Orada, insanlığın haremine yapılan saldıra karşı direnen yiğitlerin sesi olacağız, sözü olacağız, bu küresel kirli stratejiye karşı biz de burada direneceğiz.
 
Kardeşlerim…
İsrail bir yalan üzerine kurulmuştur.
Siyonist rejimin oluşturduğu bu yalan düzeni elbette yenilecek, bunu imanımız kadar biliyoruz.
Kimileri, gücün oluşturduğu anaforda bunu göremeyebilir, pusabilir.
Fakat biz zulmün abad olmayacağına iman etmişiz.
Filistinde, teknolojiye sırtını dayamış küresel ebrehenin fillerine karşı taşla sapanla direnen ebabillerin galip geleceğini göreceğiz hep birlikte.
Ne var ki, terörist İsrail’in oluşturduğu kanlı politikalara karşı kulaklarını tıkayıp, başını kuma gömenlerin büyük bir hüsrana uğrayacaklarını da hatırlatmak isteriz.
Biz biliyoruz ki;
İsrail, asırlara sari getto kültürüyle o bölgede hep düşman üreterek varolmaktadır.
Evet, İsrail, korkularının esiridir.
Ve İsrail, holokost endüstrisinden beslenen lobilerin esiri olduğu için şiddeti politikalarının merkezine koymuştur.
Kimileri bu söylediklerimizi hamaset diyebilir…
Fakat biz imanımızla buradayız, yüreğimizle buradayız ve tarih şuurumuzla buradayız.
Tam da bu sebepten diyoruz ki, korku ve şiddet üzerine inşa edilmiş hiçbir sistem ayakta kalamaz.
Korku ve şiddetin üreteceği tek şey vardır o da terör.
İsrail’in bu bölgeye yerleşme sürecine bir bakın, temelinde terör göreceksiniz.
İsrail’in sözde kurucusu ve sözde ilk cumhurbaşkanı Ben Gurion ve ondan sonra görev alan birçok yöneticisi, terör ve tedhiş hareketlerinin içinde bulunmuş kişilerdir.
Yani İsrail’in temelinde terör vardır, kan vardır, kin vardır ve ırkçılık üzerine bina edilmiş Siyonist rejimin oluşturduğu ipe sapa gelmez kör bir inanç vardır.
 
Kardeşlerim…
Siyonistlerin ilk saldırılarını hatırlamadan…
İşgal edilen ilk şehir Hayfayı hatırlamadan…
İki yüzlü emperyalistlerin çatışmala bölgeler teorisini bilmeden…
Mescid-i Aksaya yapılan saldırıları anlayamayız.
Vadedilmiş topraklar bu kanlı sistemin motivasyon kaynağıdır.
Holokost endüstrisinden beslenen lobiler, bu kanlı çarkın başındaki yapılardır.
Ve maalesef bu yapılarla işbirliği yapan nevzuhur devletçikler, kabileci kafalar, mücadeleyi içten baltalamaktadır.
Ama bu bir mücadeledir: hak ve batılın mücadelesi.
evet, bu insanlık ve adalet mücadelesidir.
Bugün İsrail ve onu destekleyenlere karşı, onunla işbirliği yapanlara karşı verilecek mücadelenin sonunda insanlık adalete ulaşacaktır.
Tarih İsraili devlet olarak, bilim siyonizmi fikir olarak reddetmiştir. Bu açık ve net.
Şimdi sıra Müslümanlarda ve dünyanın tüm iyi insanlarında; İsrail’i kanıyla, kiniyle ve kiriyle, zulmü ve terörüyle zihinlerimizde reddetmenin, işgalci olduğu coğrafyadan ve sistemlerden defetmenin vaktidir.
Bakınız; bir Filistinli çocuğun gözünden düşen bir damla bugün insanlığın bütünü için Nuh tufanı hükmündedir.
Hepimizi kurtaracak nuhun gemisi ise İsraile karşı dirayet, Filistinde, Kudüste ve Mescidi aksada adalat için mücadeledir.
Bunun yolu da hükmü de bellidir:
Adı filistin başkenti Kudüs, manevi zemini Mescidi Aksa olan Bağımsız ve Özgür bir devlettir.
Siyonizmin bilindik ilizyonlarını aldırış etmeden, kapitalizm ve emperyalizmin sığınağı söylemlerin tazyikine kapılmadan bu kutlu mücadele devam edeceğiz.
“Asra yemin olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” İlahi hükmünce hareket edip adalet sağlanıncaya, mescidi aksa ve Kudüs özgürleşinceye ve dahi Filistin bağımsızlığına kavuşuncaya kadar mücadele devam edeceğiz.
 
Herkes bilsin ve duysun ki,
Mescid-i Aksa barış dini İslamın ve Müslümanların mabedidir.
Bununla birlikte, bu kutlu mabed barış ve huzur için bütün insanların haremedir.
Herkes bilsin, duysun ve inansın ki;
Kudüs Filistindir.
Kudüs İslam şehridir.
Kudüs, bütün inançların medeniyet birikimidir.
Ve herkes şunu görecek ki;
Filistin, örgür ve bağımsız yaşayacak.
Filistin, Siyonist işgalden, Filistinliler Siyonist vahşetten çok yakında azade olacak.
İnanıyor ve iman ediyoruz, zulüm değil adalet hakim olacak.
 Kurucumuz Mehmet Akif İnan ağabeyin satırlarında derç edilen kucaklaşma gerçekleşecek, Aksa’da Siyonist postal izleri temizlenecek, insanlık ve Müslümanlar ve onlara kulak veren devletler hem küresel hem de diplomatik intifada başlatacaklar.
Biz buna varız.
Biz, Memur sen ailesi olarak, tüm sivil toplum kuruluşlarına ve adalet arayışı içinde olan her kesime bu mücadelede yerini alması için bir çağrıda bulunuyoruz.
Kudüste adalet bütün dünyada adalet demektir.
Çünkü adaletin düşmanı Siyonizm ve onun beslendiği emperyalizmdir.
Mescidi aksa özgürleşmeden dünyada özgürlükten bahsedemeyiz.
Çünkü özgürlüğün en büyük düşmanı siyonizmin yeşerdiği bu kirli düzendir” dedi.
AKÇİL; “ÖZGÜR KUDÜS İÇİN NÖBETTEYİZ”
Yaptıkları Konvoy Destek etkinliği ile ilgili olarak bir açıklama yapan İnsani Yardım Vakfı (İHH) Isparta Temsilcisi Osman Akçil de konuşmasında; “Ramazan ayının başından itibaren, İsrail polisi ve fanatik Yahudiler, Şam Kapısı'nda Filistinlilerin akşamları iftar düzenlemesini engelliyor ve işgal altındaki Doğu Kudüs’te Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayan Filistinlilerin evlerini işgal ediyor. Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya baskın çağrıları sonrası çıkan çatışmalarda yüzlerce Filistinli kardeşimiz yaralandı. Filistinlilere göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla müdahale etti. Saldırılarda yüzlerce kadın, çocuk ve yaşlı yerlerde sürüklendi, yaralandı.
70 yıldır hakları, toprakları, vatanları, canları, malları ellerinden alınan Filistinliler, İsrail zulmü altında çok zor şartlarda yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyor. Yapılan bütün anlaşmalara rağmen, uluslararası alanda alınan bütün kararlara rağmen Filistin’e, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya ve Gazze’ye saldırmaya ve toprakları işgal etmeye devam ediyor.
Filistin, her geçen gün Siyonist İsrail’in saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Tüm dünya İsrail katliamlarına gözünü yummuş durumda. Uluslararası hukuku çiğneyerek insanlık onurunu ayaklar altına alan İsrail’e karşı verilen mücadelemiz Kudüs özgür oluncaya kadar devam edecektir.
Hatırlatmak isteriz ki İsrail’in işlemiş olduğu suçlar bitmek bilmiyor. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm uluslararası kararlara rağmen işgalci İsrail hukuku tanımıyor, saldırmaya ve işgale devam ediyor.
Tüm ağır bedellere rağmen Filistinliler, davalarından asla vazgeçmiyorlar. Filistinliler, haklarını savunmak için Mescid-i Aksa’da nöbet tutmaya ve ümmetin onurunu korumaya devam ediyorlar. İşgalci İsrail ise bu eylemlerde ateş açıp masum insanlara, çocuklara, kadınlara, yaşlılara saldırdığı yetmezmiş gibi tüm bu olayların dünyaya aktarılmasını sağlayan basın mensuplarına da orantısız güç kullanıyor.
Filistin davamız insanlık mücadelesi olduğu kadar Kudüs’te çalınan hakların iadesi davasıdır. Nitekim ilk kıblemizin bulunduğu Kudüs ve Filistin, 1948 yılından beri hukuksuz olarak kurulan Siyonist İsrail işgali altındadır. Siyonist İsrail ve ABD, Kudüs’ü hukuksuz bir şekilde tüm uluslararası anlaşmalara aykırı olarak başkent yapmak istemektedir. Kim hangi kararı alırsa alsın Kudüs bizimdir! Kudüs sahipsiz değildir. Kudüs, Mekke ve Medine'den sonra, bütün Müslümanların kutsal bildiği Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapmaktadır. Şimdi her inanç için o mübarek beldeye sahip çıkma zamanıdır. Bizler buradan Kudüs’ü asla yalnız bırakmayacağımızı herkese haykırıyoruz.
Bugün burada ve tüm Türkiye’de Kudüs dostlarıyla birlikte İsrail'in hukuksuz uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi, uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz.
Son olarak herkese sesleniyoruz ki tüm dünya halkaları tepkisini açıkça göstermelidir. Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir.
Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün ve Filistin'in özgürlüğü, Siyonist zulmün ve işgalin sona ermesi için, yapılan tüm eylemleri desteklemek hepimizin görevidir. Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdüreceğiz” dedi.
 İŞTE KUDÜS'E DESTEK KONVOYUNDAN GÖRÜNTÜLER: 










 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —