Memur – Sen Isparta İl Temsilcisi ve Sağlık – Sen Isparta Şube Başkanı Erdal Demiralay, 28 Şubat sürecinin yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Başkan Demiralay konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, darbenin toplumları ve ülkeleri kontrol altında tutmak için geliştirilen emperyalist bir mekanizma olduğunu belirtti.
BAŞKAN DEMİRALAY; “BİR DİZİ YASA DIŞI VE GAYRİMEŞRU UYGULAMAYI ZORBACA DAYATTILAR”
28 Şubat'ın, "postmodern darbe" olarak tanımlanması gibi özellikleriyle önceki darbelerden farklı olduğunu ifade eden Başkan Demiralay, şunları kaydetti; “25 yıl önce yapılan, insan hakları, düşünce ve demokrasi tarihimizde bir kara leke olarak anılan, anılacak olan bu darbeyle, ülkenin maddi ve manevi kaynaklarının yok edilerek milletin dize getirilmesi amaçlanmış, hayatın her alanında ancak kaba sömürgecilerin işgalinde yaşanacak zulüm ve baskı düzeni egemen kılınmıştır. 28 Şubatçı ihanet şebekesi, asker, yargı, siyaset, medya, iş çevreleri ve kimi sözde sivil toplum kuruluşlarındaki iş birlikçileri ile bir dizi yasa dışı ve gayrimeşru uygulamayı zorbaca dayattılar” dedi.
“6 MİLYON KİŞİ HUKUKSUZ
FİŞLEMELERLE SAKINCALI
İLAN EDİLDİ”
Milletin iradesinin ve egemenliğinin, çoğunluğunun kadın olmak üzere kamu görevlilerinin emeğinin, ekmeğinin, hak ve özgürlüğünün gasp edildiği 28 Şubat darbesinden bugüne tam 25 yıl geçtiğini belirten Memur – Sen Isparta İl Temsilcisi ve Sağlık – Sen Isparta Şube Başkanı Erdal Demiralay; “28 Şubat askeri müdahalesi, o meşum MGK toplantısının tarihiyle anılsa da, 90'lı yılların başında başlamış bir 'vesayet' sürecidir" olduğunu anımsatan, Şeyma Nur Berk, "Millete bakan yönüyle vahşi bir toplum mühendisliğinin, devlete bakan yönüyle de ülke varlığını talan etme yolsuzluğunun adıdır. Milletin içinden çıkan inançlı kadroların iktidara gelmesini hazmedemeyenlerin şuursuz intikam hırsıyla, 6 milyon kişi hukuksuz fişlemelerle sakıncalı ilan edildi. Binlercesi haksız soruşturma ve kovuşturmalarla mahkûm edildi. Öğrenciler okullarından, kamu görevlileri memuriyetten, işçiler işlerinden ihraç edildi. Şirketler yeşil sermaye kumpasıyla ekmeklerinden edildi.
“DARBECİLERİN HEVESLERİ
KURSAKLARINDA KALDI”
Ancak, bir yıl süreceği belirtilen bu darbe, darbecilerin heveslerinin kursaklarında kalmıştır. Dolayısıyla, bin yıl sürecek iddiasına karşı millet 7 yılda darbecilerin heveslerini kursaklarında koydu. Türkiye'de bir ilk olarak darbecilere ve vesayetçilere yargı eliyle yaptıklarının hesabı soruldu. Darbecilerden 21'i müebbet hapisle cezalandırıldı. Tedricen de olsa, vesayet düzeni ve düzenlemeleri bütün yasaklarla birlikte ortadan kaldırıldı. Küçümsenmesi imkânsız bir biçimde; 28 Şubat döneminde ihraç edilen kamu görevlilerinin açıkta geçirdikleri sürelerin çalışılmış sayılmasına, kazanılmış hak aylığında ve emekli müktesebinde değerlendirilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Belirtilen dönemde kendileri tarafından ödenen primlerin iadesi gerçekleştirildi. Kadın çalışanların başörtülü olarak görev yapmalarına, kız öğrencilerin eğitimin tüm safhalarında okula başörtüsüyle gidebilmelerine yönelik düzenlemeler yapıldı. Bu çalışmaları değerli buluyor, takdir ediyoruz. Fakat yeterli bulmuyoruz. Çünkü hala mağduriyeti süren insanlar var. Hala geçmişteki kayıplar telafi, zararlar tazmin edilmedi. Brifingli yargının neden olduğu mağduriyetler tam olarak giderilmedi. 28 Şubat mağdurlarının haklarını tahkim, hukukunu tanzim ve zararlarını tazmin etme iradesi; adaletin, aklın, inancın, ahlakın gereğidir. Ve bu irade, 28 Şubat'ın faillerini mahkûm etme iradesinden daha az önemli değildir. Doğru olan; adaletsizliğin maliyetine katlanmak değil, adaletin maliyetini karşılamaktır. Bir tek kişi dahi dışarıda kalmaksızın herkesin hakkının tastamam verilmesi için en yüksek düzeyde çabanın ve hassasiyetin gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu hassasiyeti göstermek; mazlum ve mağdurlara karşı borcumuz, tarihe ve geleceğe karşı ortak sorumluluğumuzdur.
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ TARİHİN ÇÖP SEPETİNDE
GERÇEK ANLAMDA YERİNİ ALMIŞTIR”
Dönem soruşturmalarıyla başörtüsü başta olmak üzere inanca dair hassasiyetleri nedeniyle devlet memurluğundan çıkarılanların açıkta geçen sürelere ilişkin maaşları, ücretleri, diğer mali ve sosyal hakları kendilerine emsalleri esas alınarak hesaplanmalı ve güncelleme yapılarak kendilerine ödenmeli ve zararları karşılanmalı, 28 Şubat zihniyetinin tarihin çöp sepetinde gerçek anlamda yerini alması sadece faillerinin mahkûm edilmesiyle değil mağduriyetlerin telafisi, zararlarının tazminiyle mümkün olabilir. 28 Şubat'ın bin yıl süreceği iddiasında bulunanların heveslerini kursaklarında bırakan millet iradesi ve inancı; mağdurların hukukunu koruyan, haklarını sağlayan, zararlarını karşılayan iradeyi de kayda ve hayata geçirecektir. Bu iradenin tesisi ve teşkilinde yetkili ve ilgili herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz” dedi.