Isparta Türkocağı’nda Yeni Dönem; Ocakbaşı Sohbetleri Başladı

 
Isparta Türkocağı’nda Yeni Dönem; 
Ocakbaşı 
Sohbetleri 
Başladı

Isparta Türkocağı’nda Yeni Dönem; Ocakbaşı Sohbetleri Başladı

Türkocakları Isparta Şubesinin Yeni dönem Ocak başı sohbetleri başladı. İlk konuk SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü Öğretim üyesi sayın Prof. Dr. Osman Yıldız, konusu ise geçen hafta kutladığımız Türk Dil Bayramı dolayısıyla " Atatürk ve Dil İnkilabı " oldu.
 
Türkocağı Prof. Dr. Turan Yazgan Konferans salonunda gerçekleşen sohbete SDÜ öğrencileri ile Türkocaklılar tarafından yoğun ilgi gösterildi ve 2 saat sürdü.
Açılış konuşmasını yapan Ocak başkanı Op. Dr. Levent Başyiğit geçen hafta yaşanan İstanbul depreminden söz ederek,  ülke olarak deprem kuşağı üzerinde olduğumuzu belirtti. Devlet ve Vatandaşlar olarak hazırlıklı olmamız gerektiğini söyleyerek, deprem öldürmez, çürük yapılar öldürür, hepimize geçmiş olsun dedi.
 
Daha sonra günün sohbet konuğu Türkocağı üyesi Prof. Dr. Osman Yıldız'ı kürsüye davet etti. Yıldız özetle şöyle dedi: Atatürk’ün Türk dili konusunda verdiği direktifler, yaptığı çeşitli konuşmalar gözden geçirildiği ve bunlar onun fikir sistemi içindeki yerine oturtulduğu zaman, Cumhuriyet devri Türkçesine nasıl bir yön vermek istediği kolayca ortaya çıkmaktadır. Onun dil politikası, Türkçenin Osmanlı devrinde geri plana itilmişliğine reaksiyon şeklinde bir dil politikasıdır. “Millî devlet” ve “Millî kültür” politikaları ile yanyana ve başbaşa yol alır.
 
Cumhuriyet Türkiye’si millî temellere dayandığından bu devletin dili de millî olmak durumundaydı. Oysa Osmanlı Türkçesi halktan kopuk halkın anlayamayacağı bir dildi. Osmanlı Türkçesi, Arapça-Farsça-Türkçe kelime ve gramer kurallarını ihtiva eden üçlü bir dil yapısındaydı. Bu dili devrin aydınları bile anlamakta güçlük çekiyordu. Namık Kemal gibi o dönemin süslü üslubunu benimseyen bir edip bile üslubun anlaşılmaz şekildeki ağırlığından yakınıyordu. O, yazılarında Nergisî gibi milletimizin en ünlü edibinin eserlerini anlamanın yabancı dilde yazılmış Gülistan’ı anlamaktan daha güç olduğunu, iki sayfalık bir yazıyı okumak için seksen kez sözlüğe başvurmak gerektiğine, üstelik bunun da bir marifet sayıldığına işaret etmiştir.
 
Atatürk, Osmanlının yıkımına sebebiyet veren bütün köhnemiş kurumlar gibi dilinin de çağın gereğine uygun bir şekilde yeniden yapılandırılmasını istiyordu. Bu doğrultuda hayatı boyunca birçok inkılap gerçekleştirdi: Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması, Arap rakamları yerine Latin rakamlarının alınması, harf inkılabı vs. Bu inkılaplar, belirli bir takvime göre hayata geçirilmesi düşünülen birbiriyle ilişkili ve birbirini destekleyen büyük devrimlerdi. İşte dil inkılabı da böyle bir yenileşmenin eseri olarak ihdas edildi.
 
Sohbetini tamamlayan konuğumuza Programın son bölümünde konu ile ilgili sorular tevdi edildi ve cevapları verildi. Programın sonunda emekli Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sayın İsmail Aslan Karamanoğlu Mehmet Beyin  " Bundan böyle hiç kimse Divan'da, Dergah'ta, Bergah'ta, Meclis'te ve Meydan'da Türkçeden başka dil kullanmaya" sözlerine atıfta bulunarak "Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum" adlı şiiri okudu. İkramların ardından program sonlandırıldı.