Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, 2020 Yılını Değerlendirdi;
Çiftçimiz
Açısından Zor
Bir Yıl Oldu
Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, çiftçilerin pandemi sürecinde diğer sektörlere sağlanan desteklerden mahrum olmasına rağmen, pandemiyle mücadelede ülkesinin insanına yeterli gıdayı sağlayarak hizmet ettiğini belirterek; “2020 yılı tarım kesimi için oldukça zor geçmiştir. Ancak, çiftçilerimiz tüm olumsuzluklara rağmen bu sınavı başarıyla geçmiştir” dedi.
Tarım ve gıda sektörünün önemi, gıda güvencesi açısından pandemi sürecinde çok daha net anlaşıldığını belirten Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, tarımda kendi kendine yeterlilik ile yerli ve milli üretim kavramlarını hatırlattığını ve bu süreçte paramız olduğu halde dışarıdan pirinç ve buğday bulamadığı dönemler olduğunu vurguladı.
“HERKES ÇİFTÇİNİN
DEĞERİNİ BİLMELİDİR”
Gıda güvencesini sağlamak için orta ve uzun vadeli tarım politikalarının gerekliliği daha net şekilde ortaya çıktığını dile getiren Başkan Selçuk; “Ülkeler kendine yeterlilik için ihracatlarını kısıtladı. Gıda milliyetçiliği kavramının yükseldiği bu dönemde tüm ülkeleri gıda güvencesini sağlayamama endişesi sardı. Dünya ürün fiyatları arttı. Türkiye, dünyada artan ürün fiyatları karşısında arz açığı verdiğimiz ayçiçeği, mercimek arpa mısır, pirinç ve buğday gibi ürünlerde gümrük indirimleri uyguladı. Bu süreçte, birçok sektör üretimde zorlanırken, çiftçimiz zor şartlara rağmen tarımsal faaliyetine devam etmektedir. Çiftçimiz halkımızın sofralarından üç öğün hiçbir şeyi eksik etmemiştir. Bu vesileyle ülkemizin gıda güvencesini sağlayan eli öpülesi çiftçimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Herkes bu çiftçinin değerini bilmelidir. Isparta Ziraat Odası olarak bizler, çiftçimizin hizmetinde olmaktan büyük bir şeref duyuyoruz” diye konuştu.
“TARIM, İSTİHDAMDAKİ
ÖNEMİNİ KORUMAKTADIR”
Tarım sektörünün pandemi sürecinde tarımsal üretimini sürdürerek ekonomiye önemli bir katkıda bulunduğunu söyleyen Selçuk; “Özellikle Pandemi sürecinin zirve yaptığı Nisan-Haziran döneminde sanayi yüzde 16,4, inşaat yüzde 2,3 ve hizmetler sektörü yüzde 24,6 küçülürken, tarım sektörü yüzde 4,2 büyüme göstererek ekonominin daha da kötüye gitmesini önlemiştir. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 7’sini karşılayan tarım, 2020 yılının Ocak-Eylül döneminde yüzde 5,3 büyüyerek, ekonomideki önemini korumuştur. Bitkisel üretim verilerine göre, üretim, tahılda ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 8,7, sebzelerde yüzde 0,3, meyvelerde (baharat bitkileri ve çay dahil) yüzde 7,1 arttı. 2020 yılında toplam bitkisel üretim, bir önceki yıla göre yüzde 5,8 artarak 117,2 milyon tondan 124,1 milyon tona çıktı. Hayvansal üretim, Ocak-Ekim döneminde, tavuk etinde yüzde 0,08, tavuk yumurtasında yüzde 0,65 azalırken, sanayiye aktarılan sütte yüzde 4 arttı. Tarım sektörü, istihdamdaki önemini korumaktadır. Eylül ayları itibarıyla 2019’da yüzde 19,3 olan tarımın istihdamındaki payı, 2020’de yüzde 18,5 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılının Eylül ayında tarım, 5 milyon 132 bin kişiye istihdam sağlamıştır. Tarım, işsizliği 2,2 puan düşürerek yüzde 14,9’dan yüzde 12,7’ye çekmesi Türkiye için bir kazançtır. Tarım üretici fiyatları enflasyonu Kasım ayında yıllık bazda yüzde 20,76 yükselirken, genel enflasyon yüzde 14,03, gıda enflasyonu 21,08 arttı” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİMİZ 2020’DE EKONOMİK
OLARAK SIKINTI YAŞADI”
Son yıllarda afetlerin de etkisiyle çiftçinin kredi borçları arttı. Çiftçilerimizin bir kısmı, takibe düşmemek için başka bankalardan yüksek faizle aldığı kredilerle borcunu kapattı. Çiftçinin yüksek faizle borçlanmadığı özel banka kalmadı. Çiftçi borçları, 2019 yılı Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Değerinin yüzde 50’sine yaklaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2019 yılında 106,3 milyar lira olarak gerçekleşen tarımda kredi miktarı 2019 yılı sonundan 2020 Eylül ayına kadar, 122,9 milyar liraya ulaşmış, 9 aylık süreçte bankalardan kredi kullanımı yüzde 15,6 artmıştır. Bu dönemde Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçiye kullandırdığı kredi miktarı da 2020 yılı 9 ayın sonunda 7,7 milyar olarak gerçekleşti. Ülkemizde Mart ayında başlayan pandemi nedeniyle alınan çeşitli kararlar çerçevesinde bankalar vadesi gelen kredilerde erteleme ve yapılandırma yapmış, ayrıca Temmuz ayı sonuna kadar icra işlemleri durdurulmuştur. Ağustos ayından itibaren de icra işlemleri yeniden başlatılmıştır. Özellikle yapılandırma işlemlerinde çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından talep edilen peşinatı ödeyememesi ve bankaların riskli gördükleri çiftçilere yapılandırma yapmaması nedeniyle başlatılan icra işlemleri 2020 yılının son aylarında artış göstermiştir. Tarım Kredi Kooperatifleri Aralık ayının ortalarında ortaklarına gönderdiği mesaj ile pandemi nedeniyle 31 Mart 2020 tarihine kadar icra işlemlerini durdurduğunu duyurmuştur. BDDK tarafından Aralık ayı başında yapılan açıklama ile kredilerin icraya verilme süresi 90 günden 180 güne çıkarılmıştır. İcra işlemlerini durdurmak veya ileri tarihe atmak kısa vadeli çözümdür. Yapılan açıklamalara göre, Bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin takipteki borçlu sayısı az gösterilmekte, çiftçinin önemli bir kısmının borcunu ödediği ifade edilmektedir.”
“ÇİFTÇİLERİN NEFES ALACAĞI
OLANAKLARA İHTİYACI VAR”
Gerçek şudur ki; çiftçimiz kredi verilen kuruluşa çağrılmakta, borcunun faizi alınarak borcu devam ettirilmektedir. Bu borç kapanmış görünmektedir. Ya da kredi kuruluşları kendi bünyelerinde bu borçları yüksek faizlerle yapılandırmaktadır. Takipten çıkan bu borçlar ödenmiş gibi görünmektedir. Halbuki borç ödenmemiştir. Çiftçimizin üretimden elde ettiği geliri dikkate aldığımızda, yüksek faizlerle yapılandırılan bu borçların geri ödenmesi mümkün değildir. Çiftçimiz ya icraya düşmekte veya traktörünü, tarlasını satarak borcunu ödemektedir. Bu gerçeği görerek, üretimin çok önem kazandığı pandemi ve kuraklık sürecinde, çiftçimizin ödeyemeyerek takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandırdığı borçlarının faizsiz olarak uzun vadeye yayılması çiftçimizin rahat bir nefes almasını sağlayacak, çiftçimizi tarıma kazandıracaktır. Şunu unutmamak gerekir ki; zor bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde ülkemizin hem çiftçimize hem de onun üretimine çok ihtiyacı vardır. Finans sektöründe en çok sıkıntı çeken kesim küçük çiftçilerdir. Ziraat bankasından kredi almakta zorlanan küçük çiftçiler, Tarım Kredi Kooperatiflerine ve özel bankalara yönelmekte, buralardan yüksek faizle kredi çekmekte, çok pahalı girdi, alet ve ekipman temin etmektedirler. Küçük çiftçilerimiz aile işletmelerinde üretim yapan geliri yeterli olmayan kesimdir. Bu nedenle yüksek maliyetle kullandıkları ayni ve nakdi kredileri geri ödemekte büyük zorluklar çekmektedirler. Bu durumda olan çok sayıdaki aile işletmelerinin ayakta kalabilmeleri için pozitif ayrımcılık yapılmalı, daha düşük faizle kredi kullanması sağlanmalıdır. Aile işletmelerimiz desteklerden daha az yararlanmaktadır. Bu işletmelerimiz destekleme bütçesinden daha fazla pay almalıdır. Ülkemizde tarım sektörünün geleceğinin aile işletmelerinin ayakta kalmasına bağlı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu işletmeleri yok edersek, ülkemiz bitkisel ve hayvansal üretimde büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır. Kırsaldan yaşanan göçleri ve tarımdaki nüfusun yaş ortalamasını dikkate aldığımızda bu tedbirleri almak için çok fazla zamanımızın kalmadığı görülmektedir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılamalıdır. Tarım Kredi kooperatifleri faizlerini Ziraat bankası seviyelerine çekmelidir” dedi.