Cumhuriyet Halk Partisi Isparta İl Örgütü bugün parti binasında yaptığı basın açıklaması ile Kurtuluş savaşımızın Zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması'nın 101. yıl dönümünü kutladı.
Saat 12.30’da gerçekleştirilen toplantıda basın açıklamasını okuyan İl Başkanı Vedat Şenol; “Bugün emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş savaşımızın Zafer belgesi Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması'nın 101. yıl dönümünü kutluyoruz. Bugün tarihi bir gün 780.000 km²'lik ülke topraklarımızın Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğunu Egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün.
Lozan Barış Antlaşması ile emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi kapitülasyonlar kaldırıldı, ekonomimiz millileştirildi iç ve dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyûn-ı Umûmiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı, Yunanistan'da kalan Türk azgınlığının hakları güvence altına alındı, kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi.
Lozan, topraklarımızı karış karış bölen yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren Sevr Anlaşmasını tarihin çöplüğüne atan diplomatik Zaferin adıdır.
Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, Lozan Barış Antlaşması, Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastin yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utkun eseridir.
Lozan, Saltanat sevdalılarına emperyalizme mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir.Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan'ı hafife alan subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlar İsmet İnönü üzerinden Atatürk'e Cumhuriyeti Kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedirler.
Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan'a giden süreci inşa eden ve anlaşmayı hayata geçiren başta önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve ikinci Cumhurbaşkanımız ve genel başkanımız İsmet İnönü Milli Mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri geçmiş yüzyılda olduğu gibi önümüzdeki yüzyıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak geçen yıl kanun teklifimizi meclis başkanlığına sunmuştuk Lozan Antlaşması'nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır.
Değerli basın mensupları Bugün aynı zamanda basında Sansürün kaldırışının
116. yılı (Osmanlı'nın son döneminde, gazeteler sansür memurlarının kontrolünden geçtikten sonra yayımlanıyordu. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra bu uygulamaya son verildi. Türkiye basın tarihinde bu olay “sansürün kaldırılması” olarak adlandırıldı ve Basın Bayramı olarak kutlanıyor.)
24 Temmuzun basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz Ne yazık ki basında Sansürün kaldırıldığı 1908 İstibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıya gazetecilerin basın emekçilerinin dövüldüğü tehdit edildiği basın kurumlarının kapatıldığı ekranların karatıldığı, erişim engellerinin yaygınlaştığı fikir suçlarından sansür soruşturmalarının kolaylaştırıldığı günlerden geçiyoruz. Dünya Basın özgürlüğü endeksinde endeksinde 180 ülke arasında 2002 yılında 100. sırada iken bugün 165. sıraya kadar gerileyen ülkemizde basının durumu demokrasimizin de içler açısı durumunu gözler önüne sermektedir. İktidar geldiği günden beri Türkiye'de halkın haber alma hakkını yazılı görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek toplumunu dizayn etmeye çalışmaktadır.
Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır. Unutmayalım ki Çin'den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye'de bu sorun sadece gazetecilerin değil tüm toplumun sorunudur biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkının gasp edenlere basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyelere indirenlere korku sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı kalemini satmayan gazeteciliğin mesleki ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerinin yanında olacağımızı basına ve kamuoyuna duyuruyoruz” dedi.