'İstiklal Marşımız coşkuyla mı söyleniyor yoksa playback mi yapılıyor?'

İstiklâl Marşı,  Ulusal Marş; Türk Milleti’nin ruhunda sözle örülmüş bağımsızlık marşıdır. Yurda duyulan sevgi ve bağlılığının sanatsal dile getirilişidir. Kurtuluş Savaşı'nın başladığı yıllarda, cephedeki askerlerimizi coşturacak, onların morallerini yükseltip milli duygularını güçlendirecek bir milli marşın hazırlanması düşüncesi, Genelkurmay Başkanı Albay İsmet İnönü tarafından ortaya atılmıştır. Ulusumuzun  tek vücut  olarak vatanı için vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesini duygularla anlatmak, şiirsel ifadeyle destanlaştırılması aktarmak çok zordu, Cephelerde kazanılan mücadelenin verdiği bağımsızlık müjdesinin İNSAN RUHUNA YANSIMASI, Mehmet Akif ERSOY’un sözlerini yazdığı İstiklâl Marşımızla ortaya çıkmıştır.

Yıllar öncesi okullarda öğrenciler İstiklal Marşını gür sesle söylerlerdi… Müzik derslerinde üzerinde durulan en önemli  konuydu, gür sesle ve canlı olarak  Ulusal Marşımızı  söylemek… Şimdilerde,  İstiklal marşının söylendiği  bir çok ortamda , insanlar  canlı “söylemeye güvenemediklerinden midir”!  banttan söylenen İSTİKLAL MARŞINI  bir çok kimse adeta söylermiş gibi yapmaktalar , dudaklarını kıpırdatmakta, açmaktalar, söyleyenler de  var ama…!  TV izlediğimiz  İstiklal Marşlarının adeta playback yapılırken “ağız başka ,bant başka sözde olmakta” tabi ki gerçek ses duyulmadığından pek fark edilmemektedir. Okullarda da bu tür söylenişin  gelenek haline gelmesi çok üzücüdür… Neden …?   
İstiklal Marşının önemi; Her  bağımsız ulusun,  bağımsızlık marşı vardır…. “İstiklal Marşı, vatan toprakları için, binlerce insanımızın hayatını kaybettiği, yaralandığı veya sakat kaldığı Millî Mücadele döneminde yazılmış olmasına rağmen kahraman ordumuza ve milletimize cesaret ve ümit vermiştir. Bu ümitle Sakarya Meydan Muharebesi kazanılmış ve yaklaşık bir buçuk yıl sonra 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başlatılmıştır Türk Milleti’nin bayrağının ve vatanının ebediyen yaşayacağını müjdelemiştir. İstiklâl Marşı, millî karakterimizi, tarihimizi,  Millî Mücadele günlerinin heyecanını içinde taşıyan, o günleri ve o günleri yaşayanların duygularını nesilden nesille aktaracak olan emsalsiz bir abidedir.”
 

 “Mehmet Akif  ERSOY; Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ricasıyla bu muhteşem eserini yazmaya karar verir. Yarışma için verilen mükafatı Mehmet Akif, bu mükafatı Türk ordusuna hibe etmiştir. Kızını da okula kaydettirmek için okula verilen harç parasını karşılayamaması bunun karşılığında kolundaki saatini veren Mehmet Akif, milleti için yazdığı marşın maddi boyutunun da kendine tahsis edilmesine razı olamamıştır. Çünkü bu topraklar için kan akıtan Mehmetçiğin ulusal ülküsünü destanlaştıran marşın, madde katında hiçbir değeri olmayıp, mana katında ise yüce değeri vardı. Bu yüce değer para karşılığında kaybolacaktı. Çünkü biz bu mücadeleyi şehitlerimizin kanıyla, alimlerimizin mürekkebiyle kazandık. Çünkü bu mürekkep vatan aşkıyla atan kalbin “Bu marş benim değil, milletimize aittir.” demiştir.
“İNSANIN  RUHUNA AKSİDİYOR MU? BU TÜR SÖYLENİŞ?”
    Son yıllarda bir çok yerde, bence en üzücüsü öğrencilerimizin bulunduğu her ortamda  playback şeklinde söylenilen İstiklal Marşı, İNSAN RUHUNA AKSİDİYOR MU?  Sesimizin gürlüğüne güvenmediğimizden mi, yoksa… ..neden, canlı sesle, kasetsiz  ULUSAL MARŞIMIZ  GÜR SESLERLE SÖYLENMİYOR… Biz  canlı –gür sesle söyler, öğretirdik, söyletirdik  (müzik öğretmeni değildim…olmama da gerek yoktu….,) ….

 “Söylemiş olmak için söylenmemeli(!) “bu intiba” yaratılmamalı…  Mikrofon eşliğinde canlı sesle söylenildiğinde herkesin duygulu söyleyeceği ve gururlanacağı bir an olacaktır/ olmalıdır…
         CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN….  NİCE  93 YILLARA

 
Tarihimizin en büyük çağdaşlaşma ve değişim hamlesi olan Cumhuriyet’in geleceğe büyük bir ümitle bakmamızı sağlayan gurur verici atılım ve başarıları, her türlü zorlu engelin aşılması konusunda bizlere güç vermektedir. Cumhuriyetsiz Bir toplum, Yarınsız Bir Gündür. Cumhuriyetin Demokratik bir ülkenin Bozulmaz Simgesidir. Türk Milletinin yeniden doğuşu ile kurulan Cumhuriyetin 93. Yılını kutlamanın onur ve gururunu yaşamaktayız. CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN …
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ